SUÇLU BASIN!

Anlamak mümkün değil...

Önce federasyon başkanı Hasan Doğan sazı eline aldı ;

“Aleyhimizde haber yazanları biliyoruz. Onlar para karşılığı haber yazıyorlar. Bunun hesabını İstanbul’a dönünce göreceğiz !”

Vay, vay, vay...

Sonra Milli takımlar sorumlusu sayın Fatih Terim, sazı aldı eline ve buyurdu ;

“Sizlerin de yazılarını çöpe attırdık, özür dileriz. Bazı gazetecilerle İstanbul’a dönünce görüşeceğiz !”

Allah, Allah...

Sanki Milli takım, Avrupa Şampiyonası’nda Türk spor basını ile kıyasıya maçlar yapıyor!

Sanki rakip biz !

O galip geldikçe, güya biz mutsuz oluyoruz, somurtup oturuyoruz. Sanki milli takım sadece onların tekelinde, bizim hiç hakkımız yok. Biz hep kin kusuyoruz, milli duygumuz yok.
Bu milleti bir tek onlar düşünüyor.

Ne demiş Türk spor basını, şampiyona öncesi ve sırasında ;

“Kadro henüz belli değil, belli olmalıydı. Sabri sağ kanatta oynar, Hamit orta sahaya çekilmeli, Arda da mutlaka oynamalı. Sayın Terim inat etme...”

Ne var bunda ?

Spor basını neden var ki ?

Ne yaparsa yapsın, alkışlayacağız milli duygular için...

Başka alternatif yok !

Başkan “Paralı basın” diyecek, hoca “İstanbul’a dönünce görüşeceğiz” tehdidi savuracak, futbolcular el kol hareketi yapacak basın tribününe...

Biz konuşmayacağız, çünkü çomak sokuyoruz, milli başarıya...

Bozuyoruz ahenklerini...

Hep geriden gelmelerinin müsebbibi biz, kötü oyunun müsebbibi biz, kırmızı kartların nedeni yine biz !

Ne başkanı, ne hocayı, ne de hareket çekmeye çalışan futbolcuları bu anlamda dikkate almıyoruz.

Milli takımımızı seviyoruz. Başarılarını alkışlayacağız, mutlu olacağız...Hatalarını da yazmaya devam edeceğiz...

Birilerinin inadına...