Klasspor - M. Serkan Güngördü - Manchester'ın Farkı Rooney yazısı

Site İçi Arama


MANCHESTER'IN FARKI ROONEY

2522 Okunma


İngiltere’de maç temposunun iyiden iyiye arttığı bir sürece girdik. Neredeyse gün aşırı maç var. Hava şartları nedeniyle ertelenen maçlar ve FA Cup zaten yoğun olan programı daha da sıkıştırdı. Takımlar 3 günde bir sahada olmak zorundalar. Hem maçlar da öyle temposuz değil, herkes canını dişine takmış, “puan ya da puanların” peşinde koşuyor. Premier Lig’de bu hafta itibariyle hemen her takımın hedefi var. Ligin ilk üç sırası şampiyonluk, sonraki 3’lü “Şampiyonlar Ligi’ne dördüncü” olmak için mücadele ediyorlar. Sonra Avrupa Ligi’ne gitmeye çalışanlar ve gelecek sene de Primier Lig’de olma hedefinde olanlar sıralanıyor. Her maçın, her puanın hayati önemi var.

Bu hafta da her biri altın değerinde olan puanlar için kıyasıya bir mücadele vardı. Arsenal –Manchester United maçı haftanın zirvenin en önemli mücadelesi olmasının yanında, izleyenlere büyük keyif veren şahane bir film gibiydi. Mücadele, hırs, organizasyon, zekâ dolu hamleler: futbol adına ne arasanız Emirates’de mevcuttu. Kazanan Manchester oldu ama Arsenal’in mücadelesi ve ortaya koyduğu futbol da alkışı hak etti. 3-0’dan sonra bile, temposundan hiçbir şey yitirmeden oynanan bir oyun vardı. Hatta Arsenal’in 80. Dakikada attığı golle skor 3-1 olduğunda, “10 dakikada maç döner mi?” Sorusu bile akla geldi. “Bu iki takım arasında, bu maçın sonucunu belirleyen fark nedir?” sorusuna verilebilecek cevap “Rooney” … Arsenal’in en uçtaki silahı Arshavin, elinden geleni yapmasına rağmen, bir son vuruş rahatlığına sahip olamadığı için eksik kaldı. Zaten Wenger tarafından Eduardo ve Van Persie’nin sakatlığında mecburen o bölgede görevlendirmişti. Buna karşılık Rooney’in sırtı rakip kaleye dönükken nasıl topu aldığını ve aldığı toplarla Manchester ataklarını nasıl yönlendirdiğini hayranlıkla izledik. Üstelik futbolseverleri son vuruş maharetinde de eksik bırakmadı. Attığı gol (2. Gol) sadece izlemek için değil, derslerde göstermek için de değerli. Nani’nin ilk goldeki şahane çalımlarını da es geçmemek lazım…

Zirve yarışındaki Arsenal için kötü bir hafta geride kaldı. Aston Villa önünde 0-0’a razı olduktan sonra, Manchester United’a yenilerek 2 maçtan yalnızca bir puan çıkarabildiler. Bu dönemde rakipleri Chelsea ve Manchester United oynadıkları maçları kazanmaya devam ettikleri için, biraz geride kaldılar. Maç eksiğine rağmen zirvede olan Chelsea, 20 puanının 19’unu evinde kazanan Burnley’i deplasmanda 2-1 yenmeyi başardı. Geçen hafta, İngiliz basınında hakkında çıkan haberler nedeniyle kötü günler geçiren ve milli takım kaptanlığı da tehlikede olan John Terry, 84. Dakikada attığı golle takımına galibiyeti getiren isim oldu.

Ligin başaltı takımları Birmingham ve Tottenham yenişemediler. Tottenham’ın dördüncülük iddiası, Birmingham deplasmanında engel olunamayan son dakika golüyle bir darbe daha aldı. Tottenham gibi dördüncülük mücadelesi veren Liverpool’da Gerard’ın dönüşü, Bolton karşısında ortaya konulan futbol ve alınan 2-0’lık galibiyet umut verici. İki “kötü serici”nin maçında Fulham ile Aston Villa karşı karşıya geldi. Aston Villa üst üste oynadığı dört Premier Ligi maçından da gol atamadan ayrılmıştı. Buna karşılık Fulham oynadığı son dört maçı da kaybetmişti. Hafta sonu Aston Villa için gol suskunluğu, deplasmanda Fulham karşısında Agbonlahor’un dört dakika içinde attığı iki güzel golle son buldu ve maç bu gollerle 2-0 sonuçlandı. Fulham 4 maçlık mağlubiyet serisini 5’e çıkardı. Hedefsiz kalan Londra ekibi, biraz heyecan yaşamak için kendini zorla düşme hattına sokmaya mı çalışıyor acaba? Everton dokuz maçtır kaybetmediği bir seri yakaladı. Üstelik bu seriyi son 5 maçının 4’ünü kazanarak daha anlamlı hale de getirdiler. Bu hafta rakipleri küme düşme tehlikesini iyice hissetmeye başlayan Wigan’dı… Cahill’in golü ile 1-0 kazandılar.

Ligin alt tarafı çok karışık… Dibe demir atan Portsmouth maddi olarak da bitmiş durumda ve ligde kalmak için mucizelere ihtiyaçları var. Bir basamak üstündeki takımla arasında 6 puan fark var. Bu hafta da Manchester City’e yenilerek kaybetmeye devam ettiler, son dört haftadan yalnızca 1 puan çıkardılar. Hocası Owen Coyle’ı, Bolton’a kaptıran Burnley takımı hem kızgın, hem üzgün… Hafta içinde Bolton deplasmanında kaybetmişlerdi. Burnley taraftarları bu maçta konuk oldukları Reebok stadında, ligin yarısında bırakıp giden eski hocalarını sevgiyle(!) andılar. Bu “Ersun Yanal” hadisesi, kuzeyin iki takımının taraftarlarının arasını bir hayli açacak gibi… Kümede kalma mücadelesi veren iki ekibi karşı karşıya getiren maçta, tam dokuz haftadır kazanamayan Hull City, Wolverhampton önünde kendi evinde iki defa öne geçmesine rağmen üstünlüğünü koruyamadı ve 2-2lik beraberlikle bir puana razı oldu. Alt taraftaki mücadelede iyi bir seri bulan ligde kalır. Aksi taktirde, bu yolda herkes Championship yolcusu olabilir.

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.