Televizyonun canlı yayınladığı, yağmurlu , buz gibi havada üstelik hafta içinde Trabzonspor ile oynanacak bu çok önemli karşılaşmada bilet fiyatlarının neden bu kadar yüksek tutulduğuna anlam verememiştim. Maç başladığında tribünlerde görülen boşluklar ise pahalı bilet fiyatlarının oluşturduğu kelliklerdi elbet.
Ankaragücü tribünlerinin maç 2-0 olana kadar takımlarını desteklemeleri pahalı biletler nedeni ile oluşan kelliklere nazire yaparcasına görülmeye değerdi. Ama 2-0 dan sonra tribünlerden gelen ana avrat küfürler, maçdan alakasız diğer takımlar için söylenen nameler aklıma bir fıkra getirdi.
Adamın biri caminin imamından akıl almaya gider. Boynu eğik bir halde hoca efendi der. Ben her gece hırsızlık yapıyorum. Ama çaldığım bütün malları fakirleri fukaralara dağıtıyorum. Her seferinde Polis beni yakalıyor, bir temiz dövüyor. Ben cennetlikmiyim?, cehennemlikmiyim? Günahım sevabım nasıldır diye sorar. İmam efendi gayet rahat bir tavırla " Bak evladım" der. Hırsızlık büyük günah. Ama sen çaldıklarını fakirlere dağıtıyormuşsun. Fakirleri sevindirmen de büyük sevap. Günahın ile sevabın birbirini dengeler, polisten yediğin dayak yanına kar kalır..
Dün oynanan maçda da Ankaragücü tribünlerinin sevapları günahlarını dengeledi. Trabzondan yenilen 2 golde malesef yanına kar kaldı......