Gençlerbirliğine, 87 yıllık tarihinde gelen en iyi üç hocadan birisidir Thomas Doll.
Ancak bu işini iyi bilen hocanın en büyük şansızlığı, başarı arayan bir kulübe geldiğini zannetmesidir.
Oysa son 30 yıldır bu kulüp normal ticarethane gibi yönetilmekte, ticaretin devamı içinde sadece ‘ligde tutunmak’ yeterli görülmektedir.
Kulüp tarihinde alınan 2 Türkiye Kupası; bu iradenin dışında, futbolcu ve teknik adam becerisiyle kazanılmıştır. İkinci kupa kazanıldığında yönetimde bulunan bu satırların yazarı, kupalı ilk günün aşırı sevinci için Sayın Cavcav tarafından oldukça sert eleştirilmiştir. “Kupayı bırak, ödeyeceğimiz primleri düşün” diye...
Şimdi böyle bir başkandan, kaliteli hocanın eline, kaliteli malzeme vermesi beklenebilirmi ?
Bütün derdi; kimi, kaç liraya, hangi kulübe satacağıdır.
İşte geçen hafta Orhan Şam’ın söyledikleri: “En önemli hedefim üç büyüklerde oynamak” diyor genç oyuncu. Gençlerbirliğinde benzer örnekler çoktur. En rahatta bu kulüpte konuşulur, kulüp içi hedefler kenara bırakılarak, kulüp dışı hedefler...
Şimdi hoca, kafası dışarda olan bu oyuncularla başarılı olacak öylemi ?
Bu oldukça zordur. İlk yarı sonundaki yedincilik tepe noktadır ve hocanın eseridir. Buna rağmen tehlike tam bertaraf edilmiş değildir.
Orhan Şam’ın dışında Harbuzi’yide Galatasaraya teklif eden tüccarın, sportif başarı ile ilgisi yoktur.
Üstelik Fenerbahçeden yediği gole sevinen yardımcısını bile Gençlerbirliği taraftarı yapamamış Bay Başkan’ın “Ankaralı bizi niye desteklemiyor” şikayeti devam etmektedir.
Ankaralı seni niye desteklesin, iyi hocalar kariyerini senin uğruna niye sıfırlasın ?
İşte Thomas Doll’un gerçekçi açıklaması: “Benim bu sene kafamda UEFA Kupasına katılma hedefi yok”
Peki hocayı böyle konuşmaya iten sebep nedir ?
Kendisi transfer dönemi geldiği için kadroya takviye beklerken, sanal duayen para kazanmak uğruna, satacaklarının çetelesini tutuyorda bu karamsar tablo onun için.
Site İçi Arama
