İstanbul’un malum üç kulübüne mensup görsel ve yazılı medya borazanları hızını alamamış; “sadece Ankaraspor olmaz, Ankaragücünü’de düşürün” diyorlar.
Bu borazanlara kalsa, Ankara’daki halı sahaların da kapatılması gerekiyor. Hani derler ya; “fırıncıya söyle ekmekte vermesin” hesabı.
Tamam, Ankara’da futbol yasaklansın da, peki o zaman bu şehirde yaşayan gönüldaşlarınız ve işbirlikçileriniz de bu zevkten mahrum kalmayacak mı ?
Fenerbahçe’nin İncek’te yaptığı yatırım boşa gitmeyecek mi ?
Bizi düşünmeseniz bile kendinizi düşünün. Bakın her birinizin takımı Ankara’ya senede en az 4 kere geliyordu, şimdi 2 kere gelecek.
Kamuoyu oluşturup hukuk dışı zorlama amacıyla kalemini kullananlara da bir tavsiyem var. Bir defada iki takımı birden düşürmesinler ! Bu sizin menfaatinize uygun olmaz.
Bu sene Ankaraspor düşürülsün, Bank Asya’dan bir takım fazla çıksın. Federasyon Başkanının takımı Altay’a da piyango vursun. Ankaragücü’nü önümüzdeki sene düşürün ki; aşağıdan bir İzmir takımını daha sevindirin !
Ankaralı geçinen bir spor yazarı da bu olayı fırsat bilip,
“7. Cadde olayında nasıl çark ettin ?” diye Melih Gökçek’e yükleniyor.
O olayla bu olayın ne ilgisi var be sosyal demokrat kırıntısı. Çok hevesliysen spor sayfasını bırak, siyaset yaz.
Ankaragücü, Ankaraspor düşmüş, çıkmış bununla ilgileri yok.
Varsa yoksa Melih Gökçek. Bu şekilde davranarak en koyu solcuları bile Gökçekçi yaptı bunlar.
Bu sene düşecek takım sayısı üçten ikiye inince; kendisini rahatlamış sayan Denizlispor’un Fenerbahçeli Başkanı, “Ankaraspor’un düşürülmesi gecikmiş bir karar” demiş.
Gaziantepspor Basın Sözcüsü Mehmet Kızıl ise; “Ankaraspor küme düşürüldü, biz onlarla yaptığımız maçlarda berabere kalmışdık, ancak hanemize üç puan yazılmalı “ diyor.
Daha tahkim süreci varmış kimin umurunda ?
“Maç oynanmadan kazanılmaz” mış.
Bal gibi de maç oynanmadan kazanılır !