Ankaragücü 100 yıllık tarihinde ilk defa dışardan parasal destek görmek üzereydiki; memleket ayağa kalktı. Öyle şey olurmuydu, o fakir mahallenin çocuğu olarak yaşamına devam etmeli, yarın palazlanıp, ekmeklerine ortak olmamalıydı.
Kim diyor bunları ? İstanbul medyasındaki malum üç kulübün temsilcileri. O zaman Ankaralı olarak bize düşende; onlara sağlanan ayrıcalıkları sıralamaya devam etmektir.
Ankaragücündeki yapılaşma 18. ve 76. maddelere aykırıymış.
“Hiçbir gerçek veya tüzel kişi, herhangibir müsabaka yada turnuvanın dürüstlüğünü herhangibir biçimde zedeleyecek şekilde, birden fazla kulübü yönetemez veya kontrolünü elinde bulunduramaz” imiş. Peki Fenerbahçe’nin hem kongre, hemde Divan Kurulu Üyesi Niyazi Önen’in, aynı anda Çanakkale Dardanelspor Başkanlığı yaptığı dönemde nerelerdeydiniz? Bu örneklere yer darlığı sebebiyle önümüzdeki yazılarda devam edeceğim.
Zira adaletsizliğin en anlamlısı; yatırım desteklerindeki çifte standartla öne çıkıyor. Bu yazıda o konulara öncelik vereceğim:
Birincisi; Kadıköy Belediyesi tarafından Ataşehirde 58 dönüm arazinin kapalı spor salonu ve alışveriş merkezi yapılmak üzere 30 yıllığına Fenerbahçe Kulübüne verilmesidir.
Ataşehir İstanbul’un en hızlı kıymetlenen bölgesidir. Spor salonu bahane olup, amaç AVM dir.
Elbette Belediye Başkanı Selami Öztürk itiraz ediyor: “Burada şartnameye uygun olarak yapılan ihaleyi Fenerbahçe Kulübü kazanmıştır. Hibe yoktur, yasalara, şartnameye uygun ihale vardır” diyor.
Şimdi sıkı durun, sorulara ve cevaplarına geçiyoruz:
Soru: “İhaleye kaç teklif geldi ?”
Cevap: “Sadece Fenerbahçe Kulübü katıldı.”
Soru: “İhale Resmi Gazetede yayınlandımı ?”
Cevap: “Hayır”
Soru: “Peki ihaleyi nerde duyurdunuz ?”
Cevap: “Bursa'da bir yerel gazetede.”
Soru: “İhaleyi verende, arazinin bulunduğu yerde, ihaleye katılanda İstanbul'da, ilan neden Bursa'da ?”
Cevap: “Basın İlan Kurumu öyle uygun görmüş”
Yoruma ihtiyaç olmadığını zannediyorum.
Şimdi Sayın Ankara milletvekilimiz Yılmaz Ateş beye sesleniyorum; mademki belediyelerinizin böyle uygulamaları var, ha Kadıköy, ha Çankaya, ne farkeder ? Güçbirliğini bozmak yerine, bu güzel ihaleden bir tanede Çankaya Belediyesi'ne açtırsanızda; Ankaragücümüz ve Gençlerbirliğimiz de birer AVM’ye kavuşsa kötü mü olur ?
Galatasaraya devlet tarafından yapılan katkı ise; 170 milyon dolara malolacak ve 49 yıllığına kendi kullanımında kalacak 50 bin kişilik staddır.
Şimdi buradada duralım.
Galatasaray Ali Sami Yen’i vermiş ve karşılığında Seyrantepe’yi almış. Buda tam bir aldatmacadır. Ali Sami Yen Stadı devletindir. Galatasarayda ömrünü doldurmuş bu stadda kiracı. Kimseyle normal şartlarda takas yapamaz. Ama burada yapmıştır.
Para etmez gecekonduyu verip, 170 milyon dolarlık residence’e konmuştur. Bu şekildede yıllık 40 milyon dolar ekstra gelir elde edecektir.
Hadi bakalım, bu ülkenin başkentindede; aynı şekilde kiracı durumundaki iki kardeş takıma 170 milyon dolarlık yeni bir stad gündeme gelse ya.
Gençlerbirliği ve Ankaragücü'ne, yıllar önce tek ağacın olmadığı, insanın geçmeye cesaret edemediği AOÇ arazisi içindeki çöplük bir alanı, “düzeltsinler ve tesis yapsınlar” diye verenlere, bugün şehir merkezinde kaldığı için; “niye verdin ?” kampanyası açanlar var.
Hemde;”Atatürk Orman Çiftliği ağaçlandırma sahası” diye istismar edip, yüzlerce ağaç dikilmiş yemyeşil spor tesisleri yıktırılmak isteniyor.
Peki Ümraniyede birinci sınıf orman arazisi içindeki Beşiktaş tesisleri ne oluyor ?
Ankaranın milletvekili Sayın Yılmaz Ateş; meclis kürsüsünden bu çifte standardıda sorgularmısınız lütfen.
Sizin göreviniz; Ankara Kulübünün gücünü kırmak değil, gücüne güç katmaktır, anlayın artık!
Biz sporla siyaseti karıştırmıyoruz, kimki şehrin kulübüne destek veriyor sırtımızda taşıyoruz.