Ankaragücü’nde garip şeyler oluyor...
Şöyle bir geriye dönelim...
Önce başkan Cemal Aydın bıraktığını söyledi, sonra kongre kararı alındı...
Kimse aday olmadı, kongre iptal oldu...
Daha sonra Ufuk Baloğlu aday oldu, Osman Kolsuz aday oldu...
Derken Melih Gökçek araya girdi, pazarlıklar (!) başladı...
Ne sıfatla pazarlıklar yapıldı, hangi yetki ile kulüp satışa sunuldu bilinmez....
“Başkanlık isterim”, “Eşit sayıda delege olmalı”, “Sadece yönetim kurulunda yer veririz” sözleri, havalarda uçuştu...
Bir kulüpte, dernekte, söz sahibi olan kongre üyeleri.Yani o kurumu oluşturanlar. Onlara danışmadan ya da onlardan destek almadan hareket etmek mümkün mü ? Ahkam kesmek doğru mu ? Büyükşehir Belediye Başkanı’nın o şehrin diğer takımlarını kenara itip, bir takımın içine girmeye çalışması etik mi ?
Ankaragücü büyük bir camia. Başkentte taraftarı ile öne çıkmış bir büyük kulüp. Böyle bir camianın, pazarlık konusu olması kabullenilemez ! Böyle büyük bir kurum, olayı kendi içerisinde tartışır, kongre kararı ile doğruyu bulur ve gerçekleştirir. Her camiada olduğu gibi, Ankaragücü’nde de büyükler vardır, tecrübeliler vardır. Eskilerin deyimi gibi, bu büyüklerle, bu tecrübe yüklülerle “fikir teatisinde” bulunulur. İşte Sabri Mermutlu, Nurettin Çarmıklı, Orhan Sorguç, Güngör Türköz, Mehmet Bozdoğan, İlhan Sonbay, Şükrü Deniz, Ertan Adatepe, Nevzat Karataş, Emin Gök, Ahmet Ateş, Fikri Başpınar bizim aklımıza gelen isimler...
Toplanın, konuşun, kendi içinizde karar verin. 100. yılınızda “Nasıl bir araya geliriz ?” bu büyük kulüp için “Neler yaparız ?” tartışın.
Türkiye’de toplam 3 kulübe nasip olmuş, “Dalya” demek...
Dördüncüye Ankaragücü hazırlanıyor...
Böyle bir onura, böyle bir gurura kavgalı mı girilecek ?
Belirsizliklerle mi kutlanılacak 100 yıl ?
Yönetimiyle, kongresiyle, üyeleriyle, branşlarıyla, sporcularıyla, taraftarlarıyla...
Coşku içinde kutlamak varken...
Yazık oluyor, yazık !