Ankaragücü için 2018-19 sezonu tamamlandı, artık yeni sezonu konuşma zamanı geldi ve hatta geçiyor. Zannedersem bu ayın sonunda yeni sezonun ilk antrenmanı da gerçekleşecektir.
Peki ya, geçen sezondan daha zor geçeceği açıkça belli olan yeni dönemde Ankaragücü’nde neler yapılıyor?
İskelet kadro tutuldu mu?
Başkan Yiğiner’in canlı yayında yaptığı açıklamayı dinledim. Orada, takımın iskelet kadrosunu tuttuklarını söyledi. İskelet kadrodan kasıt ise Canteros, Kulusic, Orgill, Pazdan’ın takımda kalması olarak gösterildi. Bu oyuncuların sözleşmeleri devam ediyor, bu isimlerin takımda kalması gerekiyordu zaten. Bu 4 oyuncunun takımda kalması, tabii ki kazançtır ama bu isimler elini kolunu sallayıp gitmedi diye başarı olarak lanse edemem. Ankaragücü yönetimi, bunları yapmak için orada duruyor.
Benim iskelet kadrodan anlayışım ise Boyd, Kitsiou, Sacko’nun takımda kalması iyi olur. 6 gol, 4 asist yapan Boyd, 3 asist ile oynayan Kitsiou ve 3 gol, 1 asistle sezonu bitiren Sacko’nun takımda kalması ile ancak takımın iskeleti tutuldu yorumunu yapabiliriz.
Gerçekçi bir hamle yapılmadı!
Bu oyuncuların takımda tutulması için neler yapıldı diye bakıyorum, oyuncuların diğer kulüpler tarafından kafası çelindikten sonra bonservisi elinde olan kulüpleri ile yapılan birkaç göstermelik görüşmeler dışında gerçekçi bir hamle yapılmadı.
Boyd konusunda aylardır bonservisi alınsın diye çağrıda bulunuyoruz. Hatta Mart ayının başında, Başkan Mehmet Yiğiner’e bu soruyu iletmiştim. Ondan da, “Paramız olursa istediğimiz zaman alırız, büyütmeye gerek yok” cevabını almıştım. Şimdi gelinen noktada, bu cevaptan çok uzak bir tutum içerisine girildi.
Boyd özelinde, aylar içerisinde sırasıyla 600 bin avro, 1 milyon avro, 2 milyon avro, 3 milyon avro ve şimdi de 3,5 milyon avro bonservis bedeli olduğunu yönetim tarafından inceden inceye dışarıya servis edildi.
Söylemler boyut değiştirdi
Oysa ki, sezon devam ederken “Boyd’un opsiyonu bizde, sözleşmede yazan parayı ödedikten sonra alacağız” noktasından, “Boyd’un sözleşmesinde opsiyon var ama herhangi bir bonservis bedeli yazmıyormuş!” mesajına döndük. Sanki sezon sonunda, yapılan sözleşmeye bakılmış gibi bir algı oluşturuldu. Sezon içerisinde tüm camianın ortak bir sesle haykırdığı bir konu için sezon sonunda mı harekete geçilir diye sorası geliyor insanın.
Özellikle Erzurum maçından sonra Boyd için girişimlere başlanması gerektiğini neredeyse her yazımda belirtmiştim. Çünkü gün geçtikçe bonservis bedelinin artacağını öngörebiliyordum. Ankaragücü yönetimi, o günler itibariyle bu süreci iyi yönetseydi ve politikasını ona uygun bir şekilde düzene soksaydı şimdi böyle bir sorun olmazdı. Boyd’un piyasa değerinin bu noktalara geleceğini tahmin etmek içinde üstün zekâlı olmaya gerek yoktu.
Bu politikalarla olmaz
Ankaragücü’nün artık Süper Lig’de bir kulüp olduğunu unutmamak gerek. 2 milyon Euro bonservis bedeli ödemek, oluşturulan algı yönetiminde söylendiği gibi de kulübü sarsmaz. Sadece yayın gelirinden 80 milyon TL alan bir takımın, 2 milyon avro ödedikten sonra batacağına kim inanır.
Boyd’un 3,5 milyon avro seviyesine çıktığı söylendi şimdi de. 3,5 milyon avro, kur farkının bu kadar çok olduğu bir noktada sıkıntıya yol açabilir ama sezon başında bazı oyunculara bu rakamlar vaat edildi. Aslında ödenebileceği de gösterildi aynı yönetim tarafından.
Bifouma’ya 1,3 milyon avro, Kone’ye 1,1 milyon avro, Szukala’ya 1,2 milyon avro, Cerci’ye 1 milyon avro ödeneceği vaat edilerek sözleşmeler yapıldı. Bu 4 oyuncuya yaklaşık 33 milyon TL para ödeneceği vaat edildi kısaca. Bu 4 oyuncuyu toplasan Tyler Boyd eder miydi? Tabii ki etmedi. Bu sebeple üretilen politikalar sınıfta kalıyor her seferinde.
Boyd konusunda böyle bir transfer politikası yürüten Ankaragücü yönetimi, Sacko ve Kitsiou’nun bonservisini alma konusunda herhangi bir şey yapamaz. O konulara giremedim bile. Bu 3 oyuncu olmadan, “Takımın iskeleti oluşturuldu” söyleminin yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyorum ben. Umarım anlatabilmişimdir. Anlamak isteyen anlıyor, anlamak istemeyen ise her zaman olduğu gibi sahte hesaplarla yorum yapmaya çalışacaktır. Yine de düşüncelerimi yazmaya devam edeceğim.
Kulüp çalışanı söylüyor, Başkan Yiğiner susuyor
Başkan Yiğiner, aynı canlı yayında, kulübün toplam borcunun belli olmadığını söyledi. Bir kulüp Başkanı, mali işlemleri yönetme konusunda tam yetkili iken toplam borcu nasıl bilmez. Neye göre borçlar ödeniyor, neye göre bütçeler hazırlanıyor, neye göre denk kalemler oluşturuluyor. Borçları bilmeden bunları yapmak mümkün değildir ki. Hâlbuki kulüp çalışanı bile geçtiğimiz günlerde kulübün mali işlerinden sorumlu asbaşkanı gibi açıklamalar yapıp kulübün borcu hakkında bilgiler verirken, kulübün en tepesinde olan Başkan Yiğiner’in toplam borç hakkında açıklama yapmamasını anlayamadım. Başkan Yiğiner, geçen aylarda ise “Süper Lig’in en az borcu olan kulüplerinden biriyiz” açıklamasında bulunmuştu, kulübün borcu bilinmeden bu söylem nasıl yapıldı peki?
Ankaragücü Başkanı Mehmet Yiğiner’in MKE ve Büyükşehir Belediyesi hakkında yaptığı açıklamaları ise yeni yazımda yorumlayacağımı belirtmek isterim. Çünkü birkaç cümle ile anlatılacak konular değil onlar. Birkaç gün sonraki yazımda her şeyi yazacağım.
2 senede 2 farklı fotoğraf
Bu yazımı bitirmeden önce geleceğim son nokta ise Başkan Yiğiner’in sosyal medya hesabından, sadece kendisinin olduğu fotoğraf ile verdiği, “Çalışan kazanır, çalışmaya devam” mesajı dikkat çekici oldu. Gelecek sezon öncesi çalışmaların başladığını anladık en azından.
Geçen sezon öncesi buna benzer bir dönemde paylaşılan fotoğrafta ise, o dönem takımın başında yer alan İsmail Kartal, Basın Sözcüsü Tuna Yılmaz ve yaklaşık 4 tane menajer vardı. Menajerler dost olarak lanse edilmiş ve yeni sezonun çalışmalarına başlandığı belirtilmişti.
Yöneticiler nerede?
Şimdiki fotoğrafta ise, Başkan Mehmet Yiğiner tek başına görülüyor. Çalışmaları tek başına yürüttüğü mesajını algılıyorum. Yanında tek bir yönetici bile yok. Yöneticiler, bu çalışmaya dahil mi edilmedi yoksa fotoğrafta mı yer almak istemediler bilmiyorum. Mehmet Yiğiner’in fotoğrafı çeken ile beraber o odada en az iki kişi olduğunu tahmin edebiliyoruz.
Sadece bir fotoğraf bazen çok şey anlatıyor, bu da onlardan biri sadece. Bu fotoğrafın etkileri ve sonuçlarını birkaç gün içerisinde yapılacak açıklamalarla net bir şekilde anlayacağımızı düşünüyorum…