Beşiktaş karşısında iyi oynamasına rağmen maçın sonunda hem skor hem de oyuncu anlamında biraz hasarlı çıkan Ankaragücü, bu sezonun ikinci yarısında büyük bir çıkış yakalayan ve çok efektif oyunculara sahip olan Çaykur Rizespor’a karşı mücadele etti ve son dakikada yediği golle 1 puana razı oldu.
Ankaragücü’nde takım savunmasını ayakta tutan en önemli isimlerden Pinto ve Kitsiou’nun cezalı durumda olması, Rizespor maçı öncesinde beni düşündürüyordu. Dürüst konuşmak gerekirse, maç öncesinde yakın çevreme Rizespor’dan 1 puan alınırsa kötü olarak kabul etmem demiştim. Maçın ilk yarısını izleyince bu dediğimde de ne kadar haklı olduğumu gördüm.
Pinto ve Kitsiou’nun takım adına önemi
Ankaragücü’nün iyi bir 12-13 oyuncusu var. Aynı zamanda dar bir kadrodan bahsedebiliriz. Bu sebeple bazı oyuncular sakat ya da cezalı durumuna düştüğünde ciddi sıkıntılar meydana geliyor. Pinto ve Kitsiou’nun yerine oynayan Mehmet Sak ve Cebrail, maçın özellikle ilk yarısında yerini yadırgadı. Mehmet Sak, uzun süredir ilk 11’de başlamamıştı, Cebrail de ilk kez Süper Lig maçına çıkmıştı. Rizespor ise bu durumu çok iyi bildiği için oyunu kanatlara yayarak her seferinde Ankaragücü’nün beklerini zor duruma düşürdü.
İlk yarıda vasıfsız bir oyun anlayışı vardı
Sar-lacivertli takım, özellikle maçın ilk yarısında Mustafa Kaplan’ın oyun anlayışından ve disiplininden uzaktı. Doğruyu söylemek gerekirse, Moke’nin ilk dakikalarda sakatlanması da bütün planları alt üst etti. Moke’nin sakatlığına bir de beklerin yerini yadırgaması eklenince vasıfsız ve rakibinin oyununa teslim olan bir Ankaragücü’nü ilk yarıda izledik. Bu kötü oyunun sonucu, üst üste hatalara ve yenen çok basit bir gole neden oldu. İlk yarı boyunca, Sacko ve Boyd’un defansın açıklarını kapatma düşüncesine girince asli işine yoğunlaşamadı ve ileri bölgede beceri konusunda noksan bir Ankaragücü seyretmek zorunda kaldık.
Mustafa Kaplan’dan farklı bir hamle
Maçın ikinci yarısında ise Mustafa Kaplan’dan enteresan bir hamle geldi. Bu oyuna ayak uyduramayan Mehmet Sak’ın yerine İlhan Parlak girdi. Bu değişikliğin ardından Cebrail, sol beke geçti ve Sedat ise sağ bek bölgesine geldi. Elindeki yokluk sebebiyle farklı bir yol arayan Mustafa Kaplan’ın bu hamlesinin nasıl bir çözüm getireceğini merak ediyordum ki, Sacko’nun bindirmesi sonucunda İlhan’ın güzel golü ile Ankaragücü eşitliği yakaladı ve oyuna tekrar ortak oldu. Hem bu hamlenin hem de golün gücüyle bildiğimiz Mustafa Kaplan futboluna geri dönen Ankaragücü, Pazdan’ın golüyle öne de geçti ama talihsiz bir penaltıyla beraberliği kabullenmek zorunda kaldı.
Mustafa Kaplan dışında başkası olsaydı!
Oyunu geri döndüren Mustafa Kaplan’ın hamlesi üzerinde durmak istiyorum. Türkiye’nin herhangi bir yerinde böylesine hamlenin sonucunda oyunu döndüren bir teknik direktör olsaydı, şu an heykelini dikmeye ramak kalmıştı ve günlerce gündemden düşmezdi. Mustafa Kaplan, büyük bir teknik direktörlük örneği göstermiştir. Burada Mustafa Kaplan’ı yani kendi değerimizi yüceltmeliyiz ve takdir etmeliyiz. Bu yazı vasıtasıyla Mustafa Kaplan’ı tebrik ediyorum.
Doğru bir futbol zihniyeti
Sezonun ikinci yarısında kurulan Ankaragücü’nün kadrosunda, Mustafa Kaplan’ın oyun anlayışı ve doğru bir futbol zihniyeti oluştu. Bu sayede modern futbolun gerektirdikleri çok iyi şekilde uygulanıyor. Oyuncuların da Mustafa Kaplan’a karşı duyduğu sevgi ve saygı görülüyor. Bu takım, Mustafa Kaplan ile beraber gelecek sezon öncesi tutulursa başarının da geleceği görülüyor. Ankaragücü’nün yapısına uygun ve başarıya aç bir oyuncu grubu yakalandı, bu parçadan hiçbir oyuncunun eksilmemesi gerekiyor.
Takımın geleceği, Ankaragücü yönetiminin elinde
Ankaragücü yönetimi için bu sezon geçiş dönemi olarak kabul edildi. Onca hatalara rağmen Süper Lig’in ağırlığı nedeniyle fazla eleştiri getirilmedi. Ankaragücü yönetiminin, başarılı olup olmadığını ise bu karakterli oyuncu grubunun tutulması ve Sacko, Boyd ve Kitsiou’nun bonservisinin alınması ile açıklayabiliriz. Aksi takdirde yeniden bir takım kurma çabası başlar ki, bu durum da kaosu yeniden başlatır ve bu seneden herhangi bir ders alınmadığını gösterir. Önümüzde 1 ay içerisinde Ankaragücü yönetiminin alacağı tedbirleri yakından göreceğiz.
Ankaragücü, korku yaşamaz
Yazı boyunca küme düşme hattı hakkında yorum yapmak istemedim ama soru işareti kalmamasına adına fikrimi söyleyim. Ankaragücü’nün Kayserispor galibiyetinin ardından yeni sezonun çalışmalarına başlaması gerektiğini söylemiştim. Aynı fikirde olduğumu yazı boyunca anlattım zaten. Ankaragücü, bu oyunu ile kalan 3 haftada korku yaşamaz. Başakşehir, Sivasspor ve Göztepe maçlarından istediğini alır ve rahat bir nefes alarak ligi noktalar.
Altyapı faaliyetlerinde neler oluyor?
Benim üzerinde durduğum en önemli konulardan birisi ise Ankaragücü’nün altyapısıdır. Tandoğan Tesisleri’nin atıl hale gelmesi ve uzun süredir orada herhangi bir çalışma yapılmamasının sonuçları, Ankaragücü U21, U19 ve U17 takımlarını oldukça etkiledi.
U21 Takımı, liginde en çok gol yiyen ve en kötü averaja sahip olan takım duruma geldi. Son haftalarda oldukça kötü bir gidişat vardı. Çaykur Rizespor’u Esenboğa Tesisleri’nde 2-1 yenerek üzerindeki ölü toprağını attı. U21 Ligi’nin sezon sonunda kapanacağını biliyoruz ama yine de Ankaragücü’nün U21 takımının başarısız olmasına göz yummalıyız. Profesyonel aday futbolcuların, A takıma çıkmadan önceki yükselebileceği en önemli nokta orası. Orada gerekli eğitimi ve öğretimi alamazsa belki de futbol hayatı bitebilir. U19 Takımı ise U21 ve U17 takımına göre biraz daha başarılı ama yeterli seviyede değil henüz.
Ankaragücü, altyapısı ile ayakta kalmıştı
Ankaragücü, her sezon sonu transfer yasakları ile mücadele ediyor. Bu sezon sonu yine aynı sorun ile karşılaşacak. Ankaragücü’nü son 7-8 senede ayakta tutan ve borçların ödemesinde etkili olan konu, alt yapısından çıkardığı oyuncularından elde ettiği gelirleriydi. Sarı-lacivertli takımda, kaleci Altay Bayındır haricinde altyapısından çıkan ve Süper Lig seviyesinde oynayabilecek bir oyuncu grubu, ufukta görünmüyor. Ankaragücü, altyapısı ile örnek bir kulüptü, bu seviyeye tekrar gelmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor.
Uzman ekipler şart
Ankaragücü’nün U14, U15 ve U16 takımlarının başarılı sonuçlar alarak çeşitli kategorilerde şampiyonluklara ulaştığını biliyorum. Bunlar, Ankaragücü’nün şanına yakışan başarılardır elbette. Ankaragücü’nün altyapısını uzun yıllardır yakından takip ediyorum. Altyapı maçlarına gelmesem de gerekli soruşturmayı ve araştırmayı yapıyorum. O yüzden bu yazıları paylaşırken içimin çok rahat olduğunu belirteyim size.
15 yaş grubunda oynayan çocuklarımız, büyüme çağında olduğu için 17 yaşına geldiğinde fiziği gelişecek ve uzman ekiplerin kontrolü altında gelişmesinin izlenmesi gerekecektir. Bu evlatlarımızı, Ankaragücü’nün gelecek 5 senesinde A takım seviyesine yetiştirmek için yoğun çaba ve gayret gerekecektir. Ankaragücü yönetiminin, bu konuda yapacağı çalışmaları yakından takip edeceğim.
Ankaragücü’nün borç yığınından kurtulması ve geçmişin hesabından sıyrılması için alt yapı projelerine eskiden olduğu gibi ağırlık vermesi gerekiyor. Ankaragücü’nün Tandoğan ve Beştepe ile koordineli çalışmak dışında başka bir çözümü olacağına inanmıyorum.