Ankaragücü’nde sezon başında yapılan yanlış transfer politikalarının ve bütçeyi sarsan yeni oyuncuların takıma katılmasının bedeli, zaman ilerledikçe depremden ağır etkilere neden oldu. Bir de buna müzmin sakatlığı olan oyuncuların verimsizliği de eklenince kadro mühendisliğinin nasıl yanlış yapıldığı net bir şekilde ortaya çıktı.
Gerekli bir tasfiye çalışması
Ankaragücü yönetiminin, transfer dönemi sonuçlana kadar bu konuda ağır tedbirler alması gerekiyordu ve bence aldı. Sezonun ilk yarısı boyunca sorun çıkaran ve fayda alamayacağını düşündüğü oyuncularla teker teker yolları ayırarak yerlerine de 12 tane yeni transferi kadroya ekledi. Burada net göründü ki; Başkan Yiğiner, burada etkili bir revizyon değil tam anlamıyla bir tasfiye çalışmasına gitti. Yiğiner’in bu hamlesi ile bazı kişilere okkalı bir cevap vermek istediğine de eminim.
Bifouma’nın yıllık alacağı olan 1.3 milyon avroya 4-5 oyuncunun transfer edilmesi de sezon başında yapılan yanlış hamlelerden ders alındığını gösterdi. Devre arasında Arsenal Tula’ya transfer olan Bakary Kone’nin Ankaragücü’nden yıllık 1.1 milyon avro alacakken yeni takımıyla 300 bin avroya imza atması ise birileri tarafından uğratılan zararın acı bir gerçeğiydi.
Şunu da söylemem lazım ki; o mevcut takımla devam edilseydi ligde kalma şansımız neredeyse hiç yoktu. Gerçek anlamda aidiyet duygusundan uzak ve Ankaragücü ile mental açıdan ilişiğini kesmiş o oyuncu grubu ile yolları ayırıp adeta takımı yeniden kuran Başkan Yiğiner’in gerekli bir riski aldığını düşünüyorum. Bu konuda eleştiri yapamam.
Tabiki yönetimin çalışması henüz bitmedi. Sezon başında takımın iç huzurunun da sağlanamadığı bir gerçek. Trabzonspor karşısında yeni transferlerle beraber ortaya konan hırslı oyun hoşuma gitti. Mevcut takımın aylık ücretleri ödendiği taktirde küme düşme ihtimalini değerlendirmiyorum. Ki yönetimin mevcut oyuncuların alacaklarını ödeyeceğini düşünüyorum. Sezon başında yapılamayan plan ve programın, bu transferler esnasında yapıldığına inanıyorum.
MKE ve Spor Toto tamam, sıra hafriyatta!
Yiğiner’in destek çağrılarının ardından MKE ve Spor Toto’nun formanın ön ve arkasına sponsor olması, yönetimin elini güçlendirdi. Yerel seçimler öncesinde de bazı kalıcı gelirlerin Ankaragücü’ne vaat edildiği konuşuluyor. Bu kalıcı gelirlerin en başında hafriyat gelirlerinin, Ankaragücü’ne aktarılması olabilir. Eğer bu konuda olumlu sonuçlar alınırsa Yiğiner ve yönetiminin, artık hiç kimseye muhtaç olacağını sanmıyorum.
Gelelim takımın son durumuna… Neredeyse son 3 aydır girilmeyen pozisyonlara toplamda bir maçta girildi dersem yanlış bir tespit yapmış olmam herhalde. Trabzon’da özellikle son 15 dakikadaki yüksek temponun ardından oradan yenilgi ile ayrılmak gerçekten üzücü oldu ama gelecek 14 hafta için umut verici bir tablo ortaya çıktı. Yeni transferlerin birçoğunun da takıma katkı sağlayacağını ve etkili isimlerden oluştuğunu gördük.
Kitsiou’nun ve yeni transferlerin aidiyeti
Yaklaşık 3-4 gün önce öğrendiğim istihbarat sayesinde haberini yaptığım Orgill, Erdem’in yerine transfer edilen Kitsiou, cezası nedeniyle oynamayan Djedje’nin yerine oynayan Moke ve kanatlarda oynayan Boyd’in performanslarını çok beğendim. En önemlisi de, birkaç antrenmanla Trabzonspor karşısına çıkıp bir anda takıma adapte olmalarını takdirle karşıladım. Özellikle yenilen golün ardından Kitsiou’nun isyanını ve üzüntüsünü görünce bana yaşattığı aidiyet ile ne kadar doğru bir transfer olduğunu anladım.
Canteros’un kadroya dahil olması ile…
Ankaragücü’nün bu maçta kanatları iyi kullandığını söyleyebilirim ama yaşadığı tek sorun ise orta sahanın ortasından gelerek atakları organize edememesiydi. Öyle ki; kalan 15 dakikada Sedat ve Aydın’ın o bölgeyi kullanmasıyla ne kadar ciddi pozisyonlara girildiğini de gördük. Zaten Canteros ve Scarione transferlerini de bu sorunu bilerek yapıldığını tahmin etmek güç değil. Kasımpaşa maçıyla beraber Canteros’un o bölgede sahne almasıyla bu takımın galibiyet almakta zorluk çekeceğini düşünmüyorum.
Ankaragücü’nün Kasımpaşa maçında alacağı bir galibiyetle Akhisar ve Erzurum maçlarından da sahadan boynu dik ayrılacağını düşünüyorum. Bu takım, önündeki 3 maçtan gerekli puanları alırsa kalan 11 maçta güle oynaya ligi bitirir.
******
Geçen hafta içi uzun yıllar parlamento muhabirliği yapan ve Ankaragücü taraftarı olan Kaan Berkkan ağabey ile telefonla konuştuk. Ankara’daki basından bazı şikâyetleri olduğunu belirtip bizleri daha ileride görmek istediğini belirtti. Ben de yaptığı bazı eleştirilere hak vererek özellikle bu işin Ankara’da hangi zor şartlar altında yapıldığını aktardım. O da bana hak vererek son dönemdeki hassas konular hakkında gerekli araştırmaların yeteri kadar yapılmadığını ve kamuoyu ile paylaşılmadığını söyledi. Genel anlamda bazı konuların paylaşıldığını söylesem de tam olarak içeriğine girerek konunun detaylarını paylaşamadığımızı belirterek yapılacak olan röportajlarla aydınlatıcı haberlere imza atacağımızın sözünü verdi. Aslında özellikle ikimizin de ortak sevdası olan Ankaragücü ile ilgili haberleri, ilk olarak İstanbul ve bazı yayın organlarından duymak istemediğini ve bizlerden okumak istediğini belirtmesi beni mutlu etti. Bizleri ailesi gibi görüp içten ve samimi görüşlerinin yanında ilgi ve alakana teşekkür ederim Kaan ağabey.