Bu Klasspor ailesinde ilk yazım. Kendimi tanıtıp maziden nostaljik birşeyler karalamanın anlamı yok. Mevzu Ankaragücü ise o kadar çok yapılacak iş varki hep ileriyi düşünmek zorundayız. O yüzden direk sadete girelim. Rüya gibi çok emekler verilmiş, mücadeleler edilmiş 2 sezon ve 2 Şampiyonluktan sonra ait olduğumuz ligde sezona başladık. Türkiye 'nin batırılmış, yok olmaya terkedilmiş, borç batağındaki bir takım olarak düştük; bugün Türk futbolunun batmanın eşiğine geldiği bir anda en az borcu olan takımlar arasında geri döndük. Bu konuda o kadar yazılacak şeyler varki bunları zaman içinde paylaşacağız. Fakat şimdi bizim için Allah'ın en büyük lütfu olan İsmail Kartal'ı yazmak istiyorum.
Geldiği gün homurdanan ve hoşnut olmayan bir Ankaragücü taraftarı vardı. Hatta öyleki sadece tek birşey istemişti bizden "4-5 hafta müsaade verin bana." Onu bile beklemeyecek kadar soğuk bakıyordu vede istifaya davet etmeye başlamıştı bende dahil neredeyse tüm taraftar. Ama o hiç küsmedi. Taraftara karşı tek bir olumsuz söz ve davranışta bulunmadı. İyice işine sarıldı, Teknik direktörlerin egoist olduğu ülkede kulübün parası israf olmasın diye kulüpte yatıp kalkıp 24 saatini tesislerde geçirerek. Istediği süre bittiğinde takım adeta şaha kalktı. Müthiş bir seriyle çıkışa geçti. Ve neticesinde hakettiği yere geldi. Yine İsmail Kartal kötü başlangıçta kendisini istifaya çağıran, istemeyen, yanında olmayan taraftarın iyi günde tribünlere çağırmasına hiç gönül koymadan başını öne eğerek selamlayacak kadar büyük bir gönüle sahip olduğunu anladığımızda; o zaman hepimiz kendimizden utandık. Ve bugün çalışma azminden ve disiplininden ödün vermeden yine 24 saatini takıma ayıran İsmail Hoca'nın takımın basında olması taraftara en çok güveni veriyor. O sebeple şu alınmış bu gitmiş inanın transfer sezonunda hiç kafaya takmadım. Çünkü gerçekten takımda bir Hoca farkı aleni olarak görünüyor. Kim oynarsa oynasın sistemine adapte ediyor. İlk GS maçında elinde dar ve hazır olmayan bir kadroyla maçın kilit anlarında biraz daha dikkat olsa son Şampiyonu yenecektik. Sonrasında Alanya maçı güzel günler geleceğinin mesajını verdi. Sonraki takviyelerle 4-5 maç sonra takımın kimliği oturduğunda çok farklı şeyler konuşacağımızı düşünüyorum. Maçta ki futbolcu ve detaylara girip yazımı uzatmak istemiyorum. Kısacası yine sahanın içi buram buram İsmail Kartal kokuyordu. Kulübün bütçesiyle, tesisleriyle, personeliyle, takımıyla vede herşeyiyle ilgilenen ve tüm zamanını bu arma için harcayan İsmail Kartal ile oturun bu hafta. Ömür boyu sözleşme teklif edin. Transferin son günlerinde en bomba ve en sağlam transferi yapmış olursunuz. Türk futbolunda yepyeni bir kapı açılmış olur. Bakın sabırla ve bu doğru adımla Ankaragücü'nün 5 sene sonra Avrupa Kulübü olarak maceralarını anlatıyor oluruz burada.
Ne dersiniz!
