Bir senedir Gençlerbirliği’nde iyi şeyler olsun, hatalardan ders alınıp doğrular yapılsın diye yazdık, çizdik, konuştuk.
Geçen bir senede yapılmayan doğrular takım küme düştükten sonra hızlıca yapılmaya başlandı.
Bu da mutluluk verici.
Hacettepe için Veyis Kamber kesinlikle doğru bir isim. Yıllardır alt yapı takımlarında yaptığı başarılardan sonra Kamber’in Hacettepe’nin başına geçirilmesi geç kalınmış, doğru bir hamle idi.
U21 takımının Hacettepe’ye geçirilme düşüncesi de altyapıdan yetişen çocukların önünü açacak bir proje. Doğru uygulanırsa Hacettepe ile Gençlerbirliği arasındaki oyuncu geçişkenliğini hızlandırabilir.
Gençlerbirliği’nin başına Erkan Sözeri’nin getirilmesi de herkesi mutlu eden, takımın gelecek sezon tekrar Süper Lige döneceği konusunda umut verici bir tercih oldu.
Şimdi efsane yöneticilerden Zeki Ünaldı’nın 15 sene sonra kulüp müdürü olarak Beştepe’ye dönmesi konuşuluyor. Yarın başkan Murat Cavcav ile Zeki Ünaldı bir araya gelecek. Ünaldı’nın varlığının kulüpte birçok yanlış işleyişi durduracağı konusunda kimsenin şüphesi yok. Zaten Zeki Ünaldı isminin tartışılabilinir bir yanı da yok. Şu an Gençlerbirliği’nde kimsenin açıkçası haddine de değil. Zeki Ünaldı ismi geçiyorsa orada durulur.
Onun için Zeki Ünaldı’nın evine dönüyor olmasından son derece mutluyum.
Zaten İlhan Başkan da ne zaman başı sıkışsa Zeki Ünaldı’yı göreve çağırırdı. Şimdi oğlunun da aynı şeyi düşünmesi son derece normal.
Ancak…
Murat Cavcav’ın arayıp Zeki Ünaldı’yı neden göreve davet ettiğini irdelemek lazım.
Niyet “Hata yaptık, Zeki abi gelir bizi bu durumdan kurtarır” mı yoksa
“Tepkiler yoğunlaştı, Zeki abi gelir herkesi susturur” mu?
Benim için önemli kısım burası.
Murat Cavcav, Zeki Ünaldı’yı son 5 hafta kala göreve davet etse büyük ihtimal Gençlerbirliği şu an İlhan Cavcav sezonunda küme düşme rezaletini yaşamamış bir kulüp olacaktı. Cavcav’ın köprüden önce kaçırdığı son sapaklardan biri de aslında buydu.
Murat Cavcav o zaman anlamadı, şimdi hatasının farkında vardı ve çağırdı diye düşünebiliriz. Öyle olmasını da umut ediyorum. Zeki abi duygularını, tecrübesi ile harmanlayıp kulüpte yeni bir hava yaratır.
Ancak…
Zeki Ünaldı’yı kullanarak hem taraftarın hem basının tepkisini susturmayı düşünüyor, hem de muhalif hareketi yok etmeyi planlıyor ise yine yanlış bir yolun başlangıcında. Taraftarı ya da muhalefeti bilmem. Kendi adıma konuşuyorum. Önceki yazılarımda söylediğim gibi Murat Cavcav, geçen sezona dair özeleştiri yapmadan, yaptığı hatalar için Gençlerbirliği camiasından özür dilemeden, Ümit Özat bir daha bu kulübün kapısından içeri giremeyeceğini söylemeden ben Zeki abi olsa da olmasa da yazmaya, çizmeye devam ederim.
Alınan alınabilir, gücenen gücenebilir.
Gençlerbirliği, binlerce kişinin gönül verdiği bir dernek, bir camia. Bir kişinin kimseyi dinlemeden aldığı kararlar sonrası da hem parası bitirildi, hem de 30 sene sonra küme düşürüldü.
Zeki Ünaldı’yı susturucu olarak kullanıp, yaşananların hesabının vermekten kaçmayı kimse düşünmesin. Zeki abi de lütfen yarın yapacağı görüşmede buna izin vermesin. Geleceğe dair konularda tecrübesini konuştururken geçmişe dair kimsenin önünde kalkan olmasın. Gençlerbirliği’nin şu an ihtiyacı olan kesinlikle bu değil.
Camianın birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu herkes tarafından kabul ediliyorken, bu kulübün yaşadıklarının asli suçluları camiadan şu dakikaya kadar bir özür dilemeyi bile lütfetmemesi, suçunu kabul etmemesi, herkesi suçlaması, nelerden ders çıkardığını açıklamaya tenezzül bile etmemesi kabul edilebilir bir şey değil.
Güzel şeyler olacaksa önce iyi niyeti görmeyi istemek canı yanmış bu taraftarın hakkı değil mi?