Klasspor - Ahmet Ergün - Ümit Özat'ı unutmayın! yazısı

Site İçi Arama


ÜMİT ÖZAT'I UNUTMAYIN!

113147 Okunma


Gençlerbirliği’nin son kırk yılda yaşadığı en büyük trajediyi yaşıyoruz beraber… Süreci başından alalım. Kabul etmemiz gereken ilk gerçek, ömrünün ve başkanlığının son on senesini büyük hatalarla geçiren İlhan Cavcav’ın bıraktığı kötü durumdaki takımın, kendi öz oğlu ve bir piyasa sansarı tarafından batırılışına şahit olduk. Son dönemde Gençlerbirliği hakkında çıkan bütün yazıları okuyorum, bütün konuşmaları dinliyorum ve  bütün tv programlarını dikkatle izliyorum. Edindiğim izlenim şu:  İstanbul basını denilen teraneci tayfasının hiçbir şeyden zaten haberi yok. Onların nezdinde en çok konuşan hep en haklı, yeter ki o rezil spor programları izlensin. Ankara basınının en büyük sorunu ciddiyet, zaten büyük kısmı kendi çıkarlarına göre hareket ediyor. Aralarında tüm felsefesi “Arif Ölmez düşmanlığı” olanlarını bile bulabiliyorsunuz. Ajanslar ise muhabirin keyfine göre pozisyon alıyor, mesela en bilindiklerinin biri, camia içinde de Gençlerbirlikli bilinir bu arkadaş, kişisel ilişkilerini geliştirmek adına bu dönemde çok kötü bir sınav verdi. Basında durum bu, ülkenin halinde aldıkları tavır gibi, bu konuda da durumları içler acısı… Bir muhalefet ekibi çıktı ortaya, bir umut olmalarını umuyorum. Mevcut yönetimin hatalarını da iyi anlatıyorlar aslında, ancak onlar da camianın ve kamuoyunu gözeterek, doğruları kısmen dile getiriyorlar. İlhan Cavcav’ı kutsallaştırıp, oğlunu indireceklerini düşünecek kadar olaya uzaklar.  Yani hiç kimse çıkıp, bütün yaşadığımız sorunların altında, geçen sene toprağa verdiğimiz İlhan Cavcav olduğunu söyleyemiyor. O zaman ben söyleyeyim, bugün yaşadıklarımızın baş sorumlusu İlhan Cavcav! 

İkinci sırada aslında mevcut başkan ve yönetim kurulunun gelmesi lazım… Ancak, hiçliği eleştiremeyiz. Hiçbir etkisi olmayan bir başkan ve bu başkan tarafından hiçbir yetki verilmemiş bir yönetim kurulu…On yaşında bir çocuğu başkanlık koltuğuna oturtsak, bütün yetkileri versek ve “hadi bu kulübü yönet” desek, sonuç  hüsran olduğunda, çocuk mu yoksa çocuğu hiç hak etmediği halde Gençlerbirliği Başkanı yapan sistemi mi eleştirmeliyiz? Peki bu sistemi kuran, bu çocuğu başkan yapan kim? Yıllardan beri Gençlerbirliği’nde birazcık parlayan yöneticileri takımdan tek tek uzaklaştıran kim? O zaman ikinci sıraya da İlhan Cavcav’ı koyuyorum.

İlk iki paragrafı yaşadığımız bu trajedinin nedenlerine ayırdıktan sonra sonucu açıklıyorum, sonuç Ümit Özat! Ancak milyonlarca hatanın bir araya gelişiyle oluşabilecek  bir doğa olayı, bir facia olarak,  Gençlerbirliği’nin başına “Ümit Özat” geldi. Kulüpte bütün yetkileri ele geçiren, sosyal medya hesaplarını kendi blogu gibi kullanan, futbolcuları hiçbir kriter gözetmeden kulüpten gönderen ya da  transfer eden, aynı futbolcuları dünyada eşi benzeri görülmemiş bir ciddiyetsizlik ve çirkinlikle futboldan soğutan, bir futbol felaketi! Kulübü öyle etkisi altına aldı ki, ligin bitmesine haftalar kala takım hem mental, hem fiziksel olarak SOS verirken, kimse çıkıp “arkadaş sen ne yapıyorsun?” diyemedi. Futbolcuların ve çalışanların muhtemelen tamamı kendisinden nefret ederken hiç kimse durumu anlatacak bir “makam” bulamadı. Bir yandan Gençlerbirliği’nin ekonomik ve sportif felakete sürüklerken, öte taraftan camianın en büyük mirası olan saygınlığını, onunla bununla kavga ederek, havalimanında taraftarlara saldırarak tüketti. O eşsiz sırıtmasıyla “Başkanımız sağolsun istediğim tüm transferleri yaptı” derken sportif başarıyı değil, bireysel gücünü tüm futbol dünyasına duyurmaya çalışıyor gibiydi... Duyurduğu gibi Gençlerbirliği tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir yetkiyle, kendi deyimiyle kendi kurduğu takımla, Gençlerbirliği tarihinin en acı sezonunu bize yaşattı. Ben tabi ki Ümit Özat’ı eleştirmeyeceğim, bir hastalığa yakalanırsanız sizi hasta eden virüsü eleştiremezsiniz çünkü! O yüzden paragrafın başında da kendisinden bir neden değil, sonuç olarak bahsediyorum. Bütün Gençlerbirliği sevenlere söylüyorum, Ümit Özat’ı unutmayın, Ümit Özat’ı bu kulübe hoca olarak getirenleri unutmayın! Ümit Özat’ı takımın başında “düşsek de kalsak da Ümit Özat” diyerek tutanları asla unutmayın!  

 

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
7
GUCLU
15 Ağustos 201918:13
Helal olsun! Ekleyebilecek tek kelimem yok.
6
Angaralı
26 Mayıs 201811:10
Ben objektif olarak Kulübün medya ilişkilerinde çok sığ kaldığını düşünüyorum. Kulüp Yönetiminde medya sorumlusu olarak görev yapan yönetici abinin basınla irtibat halinde olmaması ve ilişkilerini kuramamış olmasından ötürü basının bu hale gelmesinde etkili olduğunu düşünüyorum. Basınla sık sık bir araya gelinmeli , ilişkiler derhal iyileştirilmeli ve whatspp grubu mu kurulur , skype ağı mı kurulur napılırsa artık medyaya haber sunulurken herkese eşit mesafede duyurulmalıdır. Ayrıca spor basınının düşünceleri önemsenmelidir...Kimler hariç ? Kalemini hırsla ve art niyetle sallayan ''Anti Arif Ölmez '' haberleri yapan site gibileri hariç...Kişisel çıkarlarını gazetecilik onuru önüne geçirenler hariç... Ankara Medyası ne kadar güçlü olursa kulüpler o denli ''sahipli'' olur. Taraftar kadar önemlidir güçlü medya.
5
Çubukbeyi
25 Mayıs 201817:08
Fevkalade açık tesbit balık hafızalı olmamak lazım bu Öz atın adını unutmak gibi bir gaflete düşmemek için kulüp binasının girişine çakalım nasılki Hollywood yıldızlarının adlarını unutmamak için kaldırımlara çakıyorlar.Fakat unutmamak için çaba sarfediyor olmakta zaman ve güç kaybıdır .Kanaatım odurki yol ver gitsin bir daha göze gözükmesin .Nasıl kardeş camia Ankaragücüm küllerinden yeniden doğdu Gençlerbirliğimde düştüğü yerden kalkarak ait olduğu yere geri gelir.Gün birlik olma zamanıdır.”Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır”
4
GB
25 Mayıs 201812:03
Yazarı kutluyorum, tespitler tamamen doğrudur. Mustafa beyin yorumu da isabetlidir. Rahmetli oğluna son güne kadar ne şirketinde ne de kulüpte yetki vermediği halde birden kıymetli bir vazoyu teslim etmiş ve kırılmasına sebep olmuştur.
3
Mustafa Tanrıverdi
25 Mayıs 201811:19
Bende tüm sorumluluğu İlhan Cavcav'da buluyorum. Nedenine gelince Gençlerbirliği'ni Murat Cavcav'dan daha çok sevdiği için Oğluna göstermediği özeni takıma gösterdiği için 60 yaşına gelmiş birine bir tek iş vermediği için gel oğlum git oğlum dediği için İlhan Cavcav suçlu bundan dolayı adamda yetkiyi aldı sir tabir vardır cingeneye yetki vermişler önce babasını kesmiş misali şimdi adamda takımdan resmen öç ve intikam alıyor
2
06vkr
25 Mayıs 201810:19
elinize sağlık Ahmet bey. tabi ki İlhan Cavcav'ın bu klübü büyük zorluklar içinde kurması ve bu klubü getirdiği yer yadsınamaz.kazandırdığı kazanımlar yadsınamaz. ama görüşlerinizin çok büyük bir bölümüne katılıyorum. bence de sorun İlhan cavca'ın sportif başarı istememesi, büyük düşünememesi, klübü kendi çocuğu yönettiği için o gittikten sonra bu sistemi devam ettirecek bir adamı yetiştirememesi yada yetiştirdiklerini vefasızca göndermesi çok büyük sorunları yol açtı. şu an daki basirestsiz zavallıya zaten tek kelime dahi etmek istemiyorum. bu tarz eleştirileri yapabilen ender insanlardan biri olduğunuz için de sizi kutluyorum. keşke rahmetli birazcık olsun sportif başarı ya da şampiyonluk düşünebilseydi. bu hayal değildi. bursaspor gibi bizim de bir şampiyonluk kupamız olurdu. ama hedef her zaman ya ilk 10 ya da kümede kalabilme olarak koyulduğu için şuy an buralardayız. elinize emeğinize sağlık. çok güzüel bir yazı olmuş. merak etmeyin. ÖZat denilen vatandaş onları buraya getirenler zaten Ankara'nın ve Gençlerbirliği'nin tarihine kara bir leke olarak geçti ve kimse bu kara lekeyi unutmayacak ! saygılarımla...
1
ahmet ergün
25 Mayıs 201810:09
bu yazı yazılırken Erkan Sözeri gelmemişti. Geldiği çok iyi oldu, artık sonuç ne olursa olsun futbol konuşacağız, futbol yazacağız; yani futbola geri dönüyoruz.