Akıl Sağlığımızı Koruyalım
Artık şunu anlamamız gerekiyor ki, Ümit Özat’ın yeniden kulübe gelmesiyle birlikte yeniden alevlenen ve her geçen gün, kulübü ve taraftarları etkisi altına alarak büyük bir yangına dönüşen kaos ortamına şu ya da bu şekilde bir son verilmedikçe kaybeden hepimiz olacağız!
Oysa 95 yaşındaki kulübümüz, bıçak kemiğe dayanmışçasına, tüm değerlerinden ödün vererek herkesin gözü önünde can çekişirken, buna sebep olan “işverenler” sadece susarak, olup biteni onaylayan bir tavır sergiliyorlar.
Karşılıklı nefret büyüdükçe kulüple ilgili tüm kesimler, önce akıl sağlıklarını yitirmeye başlayacaklar, ardından da dönüşü olmayan yolda koşarcasına ilerleyeceğiz!
Antalya deplasmanı dönüşünde, Uluslararası bir havalimanında futbolcuların ve görgü tanıklarının gözü önünde yaşanan nahoş olayların ardından, kulübü yönetenlerin hemen o gece olaya tanık olan futbolcular ve kulüp çalışanlarıyla ufak bir toplantı yaparak, olayın tam olarak ne olduğunu öğrendikten sonra “gerekeni yapacağız, bize güvenin!” tadında bir açıklama yaparak ortamı yumuşatması gerekirken, iki gün bekledikten sonra yaptığı “aciz” açıklama, artık kulübü yönetenlerin de bir virüs gibi yayılan kaos ortamında, akıl sağlıklarını yitirdiklerinin kanıtıydı.
“Abartıldığı gibi değil” diye açıklama yapan kulüp dâhil herkesin yaşandığını doğruladığı olayın başkahramanlarından biri olan Zeki Yavru’nun da bu süreçte çıkıp, ne basına, ne de taraftarlara doğru/yanlış anlamında herhangi bir açıklama yapmaması ya da en azından özür dileyip ortamı yumuşatmaması ve Ümit Özat’ın hafta içinde oynanan kupa maçında “şova dönüştürerek” kaptanlığı Zeki’ye vermesi de Kasımpaşa maçının ilk dakikalarından itibaren yaşanan tribün protestosunun sebeplerdendi.
Her hafta dozu yükselterek yaşananların ardından sabrı tükenen taraftarın, Zeki Yavru’ya sadece maçın ilk 45 dakikasında tepki gösterdiğini atlamamak gerekiyor. Çünkü herkesin akıl sağlığını yitirmeye başladığı bu sinir bozucu ortamda dahi taraftarın olgunluk göstererek, Zeki’ye sadece ilk devre tepki verip ikinci yarıda tüm takımı desteklemesi anlayana güzel bir dersti.
Bu yüzden, bir taraftar olarak, daha fazla akıl sağlığımızı yitirmemek ve dönüşü olmayan korkunç girdaba iyice kendimizi kaptırmamak için, bundan sonra Ümit Özat’ı değil, ona ses çıkarmayan işverenlerini eleştirmeyi öneriyorum.