Yıllardır Gençlerbirliği Kulübünün kurumsallaşamadığını ve bununda Başkan İlhan Cavcav’dan kaynaklandığını söyleyip dururuz. Elbette kendisi bu söylemleri kabul etmez. Ama icraatları bizim gibi düşünenleri haklı çıkartıyor.
Meslek hayatına Cem Onuk’un yardımcısı olarak bu kulüpte başlamış olan Hasan Çetinkaya, Onuk’un geçici görevle Karşıyaka’ya gitmesinden sonra ‘Genel Menajerlik’ görevini üstlenmişti. Fransızca ve İngilizceyi çok iyi konuşan bu genç yönetici, Onuk’un göreve dönmesiyle ikinci adam durumuna düşürülmüş ve neredeyse istifaya zorlanmıştı.
Yaptığı başarılı çalışmalarla süperlig ekiplerinin takibinde olan Çetinkaya; daha sonra Gaziantepspor ve Ankaraspor kulüplerindede bu başarılarını devam ettirmiş, bu günde Fenerbahçe’nin beklentilerini karşılamaya odaklanmıştır. Kaçan balık büyük olur. Bu defter, bizimde gönül verdiğimiz Gençlerbirliği için kapanmıştır. Ama bu örnekten yola çıkarak, alınacak daha çok dersler olduğu açıktır.
Hasan Çetinkaya Genel Menajer iken; onun yardımcısı pozisyonunda işe başlayan bir genç daha vardı: Ender Yurtgüven. Almanca ve İngilizceyi çok iyi konuşan bu profesyonelde Ankaraspor’a kaptırılmıştı. İşin acıklı tarafı; bunu Ender Yurtgüven istemişti ve bu transferin sebebi ise parasal değil huzursuzluktu. Zira Sayın Cavcav iki kişilik bir dünyayı ve lisan bilmeyen genel menajeri tercih etmişti.
Bu arada o tercih ettiği kişinin elediği başka değerlerde kayıp gitmiştir bu köklü kulüpten. Bütün kulüplerin imrendiği bir sağlık kurulu vardı, başında yönetici Dr Şahin Tuğrul’un bulunduğu. Şu anda İstanbulda ve Bulgaristandan, Arnavutluktan gelen futbolculara hizmet veriyor. Aynı ekipten kulüp doktoru Burak Kunduracıoğlu ve fizyoterapist Erdem Yörükoğlu birilerine sevimli gözükmedikleri için şimdi Ankaraspordalar, yarın kimbilir nerde ?
Bu ülkede konuşurken, ‘kurumsallaşma’yı herkes ister. Ama herkes gerçekleştiremez. Organizasyon şeması yapıp her görevin karşısına isimleri yazmak ‘kurumsallaşmak’ değildir.
O departmanları işletmek ve sadece yaptıkları iş ile ölçmektir yöneticileri doğru olan. Yoksa sadece bunu dillendireni bile devre dışı bırakmak değildir kestirme olan...
Geçmişte Gençlerbirliğinin başarılı bir genel kaptanı vardı, adı Zeki Ünaldı. En başarılı tarafı; kulüp çalışanları ile kurduğu mükemmel iletişimdi. Çok sevilirdi. Bu gençlerin harcanmasını istemezdi ve onların sesi olurdu. Şimdi nerdemi ? Bırakınız Yönetim Kurulu Üyeliğini, kulüp üyesi bile değil şimdi.
Son kongrede duayen başkan ihraç ettirdi kendisini. Oylamadan öncede; “affettim” dedi, sanki bir suç işlemiş gibi...
Onun için; Sayın Cavcav’ın süresi dolmadan bu kulüpte kurumsal yönetim olmaz. O şans kapıyı çok çalmıştı ama değerlendiren olmadı.
Ülkemizin en iyi maliyecilerinden Şükrü Kızılot, Mali Asbaşkan oldu ama;”defterleri göremedim” dedi ve istifa etti.
Daha başka yoruma ihtiyaç kaldımı acaba ?
