Kadrolarındaki eksikleri göz önünde bulundurduğumuzda; ligin sahada en zayıf, saha dışında ise en hareketli iki takımı karşılaştı Antalya’da. Gençlerbirliği’nin yabancıları bir tık daha üst seviye olsa Akdeniz ekibi karşısında çok farklı bir skor elde edebilirdi. Ancak öne geçtikten sonra “aman gol yemeyelim” düşüncesi eldeki 3 puanın kaçmasına neden oldu.
Kırmızı-karalar maçta rakibini kalesine yaklaştırmadan, 3-4 futbolcusu ile hücumda sonuca gitmek istedi. Üretkenlikte ilk yarıda Antalya’dan daha verimliydi. Saha dizilişinde savunmayı öne çeken teknik direktör Ümit Özat, 5’li savunma yerine orta alanı daha kalabalık tuttu. Kırmızı-karalar, hücumda gücü yettiği kadar rakibi rahatsız etti. Beklenenin üzerinde pozisyon üreten başkent ekibi, attığı gole kadar üstün, sonrasında ise anlamsız bir şekilde ‘yenemiyorsan yenilme’ anlayışını hissettirdi.
İnatçı Manu...
Gençlerbirliği’nin golünde Manu’nun katkısı ayrı bir paragraf olarak değerlendirilmeli. İnatlaşmak hiç bu kadar iyi görünmemişti. Manu’nun 2 haftadır ne kadar ‘inatçı’ olduğunu ve bunun takıma nasıl etki yaptığını izledik. İnatçı Manu’nun önce kendi yarı sahasında sonra da top rakipteyken yaptığı ısrarlı baskı takımı öne geçirdi. Manu’nun kritik pasında topla buluşan Jailton, attığı golde kalenin yüksek noktasına doğru iyi bir vuruş yaptı.
Erkenden kaleye yaslandı
Öne geçtikten hemen sonra kalesine yaslanan Gençlerbirliği, oyun planına devam etmeliydi. Belki ligdeki durum, belki kazanılırsa rakibin geçileceği psikolojisi takımı olumsuz etkiledi. Anlamsız bir şekilde fazlasıyla kalesine yaslanıp topun kendi yarı sahasında kalmasına müsade eden Gençlerbirliği, cılız atakları olgunlaşan Antalya’yı cesaretlendirdi. Sonunda gelen penaltı golünün hemen ardından canlanan kırmızı-karalar, sağdan soldan rakibi zorlasa da istediği golü bulamadı.
Sonuç Gençlerbirliği lehine olsaydı; olası bir Kasımpaşa galibiyeti kulüpte başka bir hava oluşturabilirdi.
Duran toplar boşa gidiyor
Kırmızı-karalar adına duran toplardaki etkisizlik de devam ediyor. Zayıf frikikler yerine Ahmet Oğuz’un sert şutları daha iyi sonuçlar verebilir. Kornerlerde farklı taktikler denenebilir. Yine Ahmet Oğuz’un orta gibi taçları da hücumda iyi değerlendirilmeli...
Süper Lig’de farklı bir rüzgar esmeye başladı. Bazı takımlar geriliyor bazıları da daha etkili olmaya başladı. Gençlerbirliği bu rüzgarla yükselişe geçen takımlar arasına adını yazdırmalı...