Sezonun ilk 4 haftasını geçiş dönemi olarak atlatan Ankaragücü, son 4 haftada ise aldığı 12 puan ile artık bir hedeften söz edecek hale gelmeyi başardı. Öyle ki; Sezon başında, ‘Play-off mücadelelerine girebilir miyiz?’ diye düşünürken, 8 haftanın ardından sarı-lacivertli ekip, lider Ümraniyespor’un 3 puan gerisine gelerek şampiyonluk yarışında “Ben de varım” dedi.
Ankaragücü, yıllardır kaos ve sıkıntılar ile mücadele ettiği için futbol sahasında neler olduğunu konuşamaz olmuştuk. Artık o sorun da aşıldı ve teknik heyetin başarısını ve oyuncuların performanslarını kaleme döker olduk. Ki bu seviyedeki başarının anahtarı da futbolu konuşmaktan geçer, Ankaragücü de bu başarısıyla önemli verileri ortaya çıkararak bizi saha içini konuşmaya itiyor.
Doka’nın kilo vermesi şart!
İsmail Kartal ve kurmayları, Boluspor maçı öncesinde, bu takım için çok değerli bir isim halini alan Putsila’nın soğuk algınlığı nedeniyle hasta olduğunu duyunca forvet arkası bölümünde Doka’yı oynatmayı düşünerek maça hazırladı ve ilk 11’e koydu. Maçın özellikle ilk 15-20 dakikasında bu zorunlu değişikliğin sancıları görüldü. Bu anlarda Boluspor’un oyuncuları, orta sahadan aldığı toplar ile oyunu açarak Ankaragücü savunmasını zor duruma düşürdü. Burada kilit nokta, Doka’nın orta sahayı toparlayıp takımın atak yönünü belirleyememesi oldu. Beklentilerin çok yüksek olduğu Brezilyalı oyuncunun, hazır olmadığını ve fazla kiloları nedeniyle istediklerini yapamadığını görüyoruz. Doka, kısa sürede 5 kilo verirse takımın vazgeçilmez ismi olacak zaten ama şu görüntüsü ile değil!
Sedat Ağçay’ın oyundaki rolü
Orta sahadaki top kayıplarının farkında olan İsmail Kartal ve ekibinin, ilk yarının ortasından itibaren oyun kurma yetkisini Sedat Ağçay’a verdiğini düşünüyorum. Çünkü; o dakikadan itibaren risk yönetimini eline alan “Futbol Virtüozu” Sedat Ağçay, oyunun yönünü belirleyen isim oldu. Sağ ve sol tarafa keskin paslar vererek oyunun Ankaragücü’nün eline geçmesini sağlayan Sedat, zaman zaman da ceza alanının içine girerek pozisyonların içinde yer aldı. 36 yaşında olmasına rağmen sahada kaldığı 70 dakika boyunca çok önemli işlere imza atan Sedat, örnek bir sporcu olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Beklerin modern futbola uygunluğu
Defans 4’lüsünü oluşturan isimler ise gün geçtikçe daha iyi seviyeye gelerek takımın savunma ayağını sağlam zemine oturtma yolunda önemli bir görüntü çiziyor. Savunmanın ortasında oynayan Alihan ve Gençer’in son haftalardaki uyumu, takımın son 4 haftadan 12 puan çıkarmasındaki en önemli etkenlerden biri oldu. Bir de buna beklerde oynayan Erdem ve Mehmet Sak’ın iyi defans yapmalarının yanı sıra açtıkları isabetli ortalar ile günümüzün modern futboluna uygun bindirmeleri eklenince rakibe korku salan bir savunma anlayışını meydana getiriyor. (Maçı dikkatli izleyenler; Mehmet Sak’ın İlhan Parlak’a, Erdem Özgenç’in Umut Nayir’e yaptığı asist niteliğindeki ortalarını görecektir.)
Emniyet sibobu: Arif Morkaya
Maçın ilk yarısının son dakikasında Umut’un rakip savunma oyuncusu Pedro Franco’nun yaptığı hatayı iyi değerlendirmesi sonucunda takımını 1-0 öne geçirerek devre arasına daha dinç girilmesini sağladı. Ankaragücü, ikinci devrede ortaya koyduğu oyunla ise rakibine hiç pozisyon şansı vermedi. Orta sahanın ortasında oynayan Arif Morkaya, bir ‘emniyet sibobu’ görevinde bulunarak takımın omurgasının daha sıkı olmasını sağlıyor. Arif’e Kenan Özer ve İlhan Parlak’ın doğru yerlerde bulunarak yardım etmesi, takımın her bölgesinde oynayan kişilerin, oyundan kopmamasını sağlıyor. Ankaragücü’nün bu oyun felsefesi, o kadar etkili oldu ki, 60-80. dakikalar arasında Bolusporlu oyuncuların oyundan soğumasına hatta tabir-i caizse uyumalarına neden oldu. Putsila’nın oyuna dahil olmasının ardından ise Ankaragücü, tam anlamıyla rakibe,”Siz bizi yenemezsiniz!” mesajını vererek Boluspor’u adeta pes ettirdi. Ki Putsila’nın oyuna girdikten sonra nerdeyse meşin yuvarlağı ile ilk buluşmasında yaptığı vuruşta, top direkten döndü ve geri dönen topu Umut, tamamlayarak kendisinin ve takımının ikinci golünü attı ve skoru tayin etti.
Şüphelerim ortadan kalktı!
Ankaragücü’nün oyuncuları, oynadığı futboldan zevk almaya ve izleyenlere de keyif vermeye başladı. Burada İsmail Kartal ve teknik heyetinin katkısının altını çizmemiz gerekiyor. Açıkça söylemem gerekirse, sezonun başında teknik heyetin başarılı olup olamayacağı konusunda ciddi şüphelerim vardı, zaman ilerledikçe ise kendileri hakkında olumlu görüşlerim artmaya başladı ve artık olumsuz düşünecek bir durumda değilim. Nitekim, Ankaragücü’nün ikinci golünün ardından ortaya çıkan sevinç gösterisi, topyekün bir başarının dışarı yansıması niteliğindeydi. Umut’un attığı golün sonrasında tribünlere koşarak golün coşkusunu taraftarla paylaşması ve diğer oyuncuların da buna eşlik ederek tezahüratlara katılması, uzun yıllardır görmediğimiz bir gol sevincini ortaya çıkardı. Güçlüler’de oluşan bu aile yapısı, gelecek başarı öncesinde çok değerli ve önemli bir yer tutacak. Böyle devam et Ankaragücü…
Tebrikler Başkan...
Ankaragücü Başkanı Mehmet Yiğiner, sarı-lacivertli takımın Boluspor’u 2-0 yendiği dakikalarda, Ankara Spor Salonu’nda başka bir zafer daha yaşadı. Olağanüstü Genel Kurul kararı alınan Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Esnaf Odası’na başkan adayı olan Mehmet Yiğiner, seçimi kazanarak yaklaşık 3 senelik aranın ardından Ankara’da yer alan en büyük odaya, tekrar başkan seçildi. Tebrikler ve başarılar Başkan…