Geçtiğimiz sezon 3-0 kaybettiği Alanya deplasmanından yine puansız ayrılan Gençlerbirliği, aldığı 4-1’lik yenilgiyle ligin dibine demir attı.
Maça iyi başlayan kırmızı-karalar, Wagner Love ve Emre Akbaba maestrosundaki Aytemiz Alanyaspor karşısında özellikle ilk yarının son bölümü dışında hep oyunda kaldı. Savunma zafiyetinin gerçekleştiği 9. dakikada Etame ile Akdeniz temsilcisi öne geçse de skora aldırmayan Gençlerbirliği, atak yapma gayretindeydi. 20’de Fernandes ile farkı ikiye çıkaran Alanya maçındaki ilk kritik an ise 42. dakikada Hopf’un yaptığı kurtarış oldu. O an fark 3’e çıksaydı, ikinci yarı skor anlamında bir faciaya dönüşebilirdi.
Formda Ahmet İlhan’ın ikinci yarı oyuna girmesiyle bir enerji değişimi oldu. Sahada daha çok topla oynayan Gençlerbirliği, rakibin direncini de kırmıştı. 55’te Ahmet İlhan’ın kafasında boş kale yerine dışarı çıkan top ise ikinci kritik andı. 3 dakika sonra buluştuğu topu filelere gönderen Wagner Love, Emre Akbaba’nın yaptığı asistin hakkını veriyordu. Her şeye rağmen Mesut Bakkal’ın öğrencileri maçı istiyor, “Biz 3-3’ü yakalarız” mesajı veriyordu. 65’te Ahmet İlhan’ın farkı 2’ye indiren golü sonrasında tamamen yarı sahaya yerleşen başkent ekibi için üçüncü kırılma anı ise 75’te yaşanıyordu. Tzavellas’ın Ahmet ilhan’a yaptığı sert hareketi doğru değerlendiren genç hakem Umut Meler, kırmızı kart sonrası penaltı noktasını da gösterseydi maçın sonucu bambaşka olabilirdi. Sonrasında gelişen cılız ataklardan istediğini alamayan Gençlerbirliği’ne son mesajı 90’da Wagner Love veriyordu…
Neydi o mesaj, Gençlerbirliği’nde olmayan neydi? İyi bir futbolcu topluluğuna, başarı için de her şeye sahip olabilirsiniz; tabi neyi başarı kabul ettiğiniz önemli! Ancak işin seyrini değiştirecek, oyunun kaderini etkileyecek önemli bir tecrübeye sahip olamazsanız işler pek de yolunda gitmiyor. Gençlerbirliği’nde olmayan; Wagner Love tecrübesi mesela. Gençlerbirliği’nde olmayan; Emre Akbaba’nın oyun içindeki etkisi mesela. Kırmızı-karalarda bu işi yapmaya çalışan isimler maalesef lig kalitesinin altında kalıyor. Maç kazanabilirsiniz, çok çok iyi niyetli de olabilirsiniz; ancak doğru bir öngörüye ve sağlam bir projeye sahip değilseniz sonuç pek de iç açıcı olmuyor. Geçen hafta alınan galibiyet, kritik bir eşiğin aşılmasını sağlamıştı. Bugün ise vaziyet geçen haftadan iyi değil! Kırmızı-karalar, ligin devre arasına kadar toplayabildiği kadar puan toplamalı ve düşme hattının üzerinden kopmamalı. Ayrıca futbolcuların sahadaki hırsı ile isteğininin de gelecek adına ümit veren bir not olduğunu belirtmek gerek.
Takımın eski teknik direktörü Ümit Özat, “ilk 8 haftada 10 puan iyidir” dediğinde pek çoğumuz kızmıştı. Bugün takımın 7 hafta sonunda 4 puanı olması bugüne kadar pek çok şeyin yanlış gittiğini ya da yanlış yapıldığını gösteriyor…