Trabzon maçından sonra “tek kurtuluş, takım ruhunu yeniden kazanmak”, Göztepe maçından sonra da, “önümüzdeki maçlar ne gösterir bilinmez ama bugünkü maçta Serdar Özkan, Skuletic ve Ahmet İlhan’ın hafif de olsa bu kontenjana göz kırptıklarını gördük” diye yazmıştım; Başakşehir karşısında alınan 3 puanın harcı, takım ruhunun yeniden oluşmaya başlanması ve mimarı, bu 3 oyuncunun “fark yaratan” hamleleri oldu.
Kesik kesik de olsa, son 2 haftadır, takım ruhunun yeniden filizlenmeye başladığına dair ibareler sergileyen Alkaralar, Başakşehir karşısında iyiden iyiye takım ruhunun görülebilecek düzeyde boy attığını gösterdiler. Maçın başından sonuna kadar, bir bütün halinde oynamaya çalışan oyuncular, takım arkadaşlarından birinin yaptığı hatayı telafi etmek için topluca didinip durdular ve bunda da başarılı oldular. Hele ki karşıdaki rakibin, son yılların en iyi ve teknik kadrosuna sahip takımlarından biri olduğu düşünülünce, takım ruhunun futbol için ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kere daha kanıtladılar.
Defans göbeğindeki Luccas ve Politevich’in hatasıza yakın oyunları, Zeki ve Scekic’in Emre’yi çok iyi marke etmesi, Ahmet İlhan’ın hızıyla ve Serdar Özkan’ın topla buluşur buluşmaz verkaça girerek ya da kanata doğru değil de içe doğru mesafe kat edip topu ileriye taşıması ve Skuletic’in 90 dakika boyunca, neredeyse tüm hava toplarını indirmesi, verkaça girip kendine pozisyon yaratmaya çalışması, defansa gelip top çıkartması ve belki de en önemlisi, ceza alanı içindeki bir pozisyonda kaleci ile karşı karşıya kalan rakip oyuncunun önüne atlayarak topun kaleye ulaşmasını engellemesi galibiyeti getiren en önemli faktörlerdi.
Negatif olarak ise, Ahmet Oğuz, Uğur ve Khalilil’nin özellikle defanstan top çıkartırken yaptıkları riskli hareketler tribünlerin yüreğini ağzına getirdi. Çünkü yenilecek bir gol, zaman geçirme konusunda üstatlık mertebesine ulaşmış olan Başakşehir’in ekmeğine yağ sürebilirdi. O yüzden bundan sonraki maçlarda özellikle defans oyuncularının daha az riske girmesi, gerekiyorsa kasmadan topu şişirmeleri ya da taca atmaları vs, takım motivasyonunu pozitif yönde etkileyecektir.
Bu maçta kazanılan 3 puandan çok, Alkaraların “takım ruhunu” yeniden kazanması ve “Ankara’da oynandığını” yeniden hatırlanması, gelecek için, çok büyük önem taşıyor. Transfer rezilliklerine rağmen, bu sezon kümede kalınırsa bunun sebebi de işte bu takım ruhu ve “Ankara’da kaybetmeyiz!” inancı sayesinde olacak.
Yolculuk daha yeni başlıyor, o yüzden; “bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”
Bundan sonraki tüm yazılarım şu cümleyle son bulacak; “düşeriz-kalırız o ayrı mesele ama sezon sonunda, 2007’den bu yana süre gelen ve bu sezon iyice ayyuka çıkan transfer rezilliğinin aktörlerinden hesap sorulmazsa, bu kulübü yöneten herkes bu pisliğe bulaşmış olacak ve bu taraftar asla ve asla bu pisliği unutmayacak! Bundan emin olabilirsiniz!”