TFF 1. Lig’in ilk 2 hafta haftasında sırasıyla BB Erzurumspor ve Altınordu ile karşılaşan Ankaragücü’nün genel durumu hakkında temkinli konuşup net yorumu yapmak için ilk 5 haftanın bitimini bekleyeceğimi söylemiştim. Bu maçların ardından ise sadece gözlemlerimi sizinle paylaşmıştım. Ankaragücü’nün 2-0 mağlup olduğu Elazığspor maçının ertesinde ise olumlu ve olumsuz eleştirilerimi söyleme vaktinin geldiğine kanaat getirdim.
Elazığspor maçı öncesinde takımda birkaç oyuncunun değişeceğini düşünmüştüm, ilk 11’e bakınca da yanılmadığımı gördüm. Hatta şaşırdığım kararlara da imza atıldı.
Altınordu maçında sahada adeta yürüyen Kibong, haklı bir kararla yedek kulübesine çekilip yerine o maçın ikinci yarısında iyi işler yapan Sedat Ağçay, Elazığ maçında sahada yer aldı. Ayrıca sakat Korcan’ın yerine Emre Koyuncu ve lisansı geçtiğimiz günlerde çıkan Kehinde, eski takımı karşısında forma giydi, pardon giyemedi! Bu konuya biraz sonra geleceğim…
Kenan Özer neden yedek?
İsmail Kartal ve teknik heyeti tarafından yapılan bu değişiklikleri zorunlu ve makul görsem de Altınordu karşılaşmasında adeta sahanın yıldızı olan Kenan Özer’in Elazığ deplasmanında neden yedek kulübesinde oyuna başladığını çözemedim. Ankaragücü’nün hazırlık maçlarında da dahil olmak üzere gol atma konusunda ciddi sıkıntılar çektiğini yakından gözlemledik. Gol yollarında, yapacağı ince bir koşu ya da vereceği pas ile bu sıkıntıyı çözebilecek Kenan’ın ilk 11’de başlamamasının şevk kırıcı bir karar olduğunu düşünüyorum.
Şevk kırıcı!
Neden şevk kırıcı? Altınordu maçında yaptığı asist ile Ankaragücü’nün ligdeki tek golünün mimarı olan Kenan’ın ertesi hafta yedek bırakıldığını gören bir oyuncu, “Sahada takımım için adeta kendimi bile parçalasam haftaya olmayabilirim” düşüncesine girebilir ki, bu da çok tehlikeli bir durum olur. Haa! Kenan Özer, Elazığ maçında 11’de başlasaydı kötü de oynayabilirdi, öyle bir durum olsaydı onu da ayrı değerlendirirdik. Ki oyunun ikinci yarısında İsmail Kartal’ın yaptığı hamle ile Sedat Ağçay’ın yerine Kenan Özer oyuna dahil oldu. Bu değişikliğin ardından aklıma ikinci kez gelen tek soru, oyuna kurtarıcı olarak girebilen Kenan Özer, neden ilk 11’de başlamadı? Bu sorunun cevabını, teknik heyetin kendi aralarında vermesi dileğiyle deyip diğer konulara geçmek istiyorum.
Hayal kırıklığı
Geçen sene şampiyon olan Ankaragücü’nün kemik kadrosunun bozulmasının bu denli hızlı bir şekilde gerçekleşmesini doğru bulmadığımı uzun süredir söylüyorum. Çünkü; böyle bir karar verildiğinde oluşabilecek sakıncalı durumu öngörmek içinde dâhi olmaya gerek yok. Ankaragücü, bunun sancılarını iyi transferler yapmasına rağmen şiddetli bir biçimde çekmeye devam ediyor. Sarı-Lacivertliler, sezon başında yaklaşık 20 oyuncuya imza attırdı, bu isimlerin uyum sürecini çarçabuk atlatmasını bekliyoruz fakat tam tersine uyumsuzluk daha çok artıyor. Öyle ki, Elazığ maçında belli bir seviyenin üzerine çıkacağını düşündüğüm oyuncular, varla yok arasında bir oyun sergileyerek hayal kırıklığına yol açtı.
Topyekün bir hamle zamanı
İlk 5 haftanın geçiş dönemi olduğunu iddia eden Ankaragücü teknik heyeti, geçen 3 haftalık sürede takıma ne çalıştırdıysa pek işe yaramamış gibi görünüyor. Güçlüler, ne olumlu bir atak girişimi, ne de iyi bir savunma yapabiliyor. Kısaca takım olmaktan uzak, vurdumduymaz bir ekip ile karşı karşıyayız. Tehlike daha fazla büyümeden iki haftalık arada tedbirler alınmalı ve oldukça kritik bir hal alan Balıkesir maçında gereğini yapacak bir takım meydana getirilmeli. Geçen hafta Kibong için “kendisini silkemeli” yorumunda bulunmuştum. Bugün ise topyekûn bir hamle ile herkes kendine gelmelidir diyorum. Daha 3 hafta olmuşken, bu denli ağır eleştiriler yapılır mı diyebilirsiniz ama 10 hafta sonunda tabir yerinde olursa ‘Kafamızı duvarlara vurmayalım’ diye bunları söylemek zorunda hissediyorum.
Kehinde’nin hadsizliği
Şimdi gelelim, Kehinde efendinin! yaptığı anlamsız, saçma ve hadsizce hareketine… Elazığsporlu oyuncu ile ikili mücadeleye giren Kehinde, rakibin tahriklerine kapılıp o oyuncuya kafa atıyor ve kırmızı kartı görüyor. O kafa hareketinin şiddeti ile o oyuncu kendini yere atar mı? Atmaz tabiki ama bu sorunun cevabı ile zaman kaybedip Kehinde’nin takımına ve camiasına yaptığı saygısızca tutumu görmezden gelmeyelim. Kehinde, o hareketinin ardından kırmızı kart göreceğini biliyor muydu? Biliyordu, yine de o hareketi yaptı mı? Yaptı. Takım arkadaşlarını uzatmalarla beraber yaklaşık 75 dakika yalnız bırakıp sahayı terk etmeyi göze alan bu oyuncuya, çok ağır bir ceza verilmeli. Öyle bir ceza verilmeli ki, diğer oyuncular da Kehinde’nin yaptığının Ankaragücü formasını küçük düşürdüğünü idrak etmelidir.