Tükenmez özellikleri vardır insanoğlunun...
Kimi çok sever, sevilmez; kimi kandırır, kandırılır; kimi hep inatçıdır laf anlamaz; kimi de bildiğini okur...
Bir sevdanın peşinde koşar bazısı; düşer, kalkar devam eder. Hastadır bazısı, ruhen...
Düzelmez ki, iflah olmayandır. Kimi övünür; ortada bir şeyi yoktur, anlatır da anlatır.
Kimi susar, tüm haksızlıklara, yediği onca darbeye inat!
Bazısı güler, sinsice mest olur.
Ağlar kimi, kalbinde azalmayan bir yükün ağırlığıyla nefes nefesedir.
Kimi mücadeleyi seçer kimi de bırakır gider...
Herkes hayatın tiyatro sahnesinde bir karakteri canlandırır...
Spor da hayat gibidir...
Mücadele bitmez
Bazen bir topun peşinde geçer ömürler, bazen minderde bitmeyen bir mücadeleye dönüşür. Tatamide karşılanır tekmeler, ringde sallanır yumruklar. Hata yapan kaybeder, tıpkı hayattaki gibi. Sakatlanırsın, geri kalırsın; rakiplerin alır başını gider. Mücadele bitmez sporun her dalında, yarışın her kulvarında.
Kimi zaman ne de zor gelir kişiye bu yarışta karşılaştığı zorluklar. Bitmez gibidir... Sonra biri çıkar, ‘biter’ der; biter!
Spor insanı isen ve de kafası her daim rahat gamsızlardan değilsen, düşmemek için sürekli pedal çevirir ve doğru zamanı kollarsın.
Kendine ve başkalarına kin tutmazsın.
Spor insanı kaybettiğinde de ayağa kalkmasını bilir. Kazanacağı güne kadar susar, çalışır, bekler...
Spor insanı gibi spor kentleri de inançlıdır, inatçıdır, kararlıdır…
Türkiye; spor yapmaktan çok onu konuşmayı seven, yıldız potansiyeli yüksek bir ülke aslında; başkenti Ankara da bu özelliklerle yoğrulmuş bir kent. Hem spor zengini hem spor fakiri ‘garip’ bir kentteyiz...
Hayat doludur, spor doludur…
Amatörler Tandoğan’a
Kenarda, köşede bırakıldığını, ihmal edildiğini düşündüğü de olmuştur, büyük projelerle heyecanlandığı da. Türk sporundaki büyük hamlelere rağmen, başkentte yaşanan tesis sorununa bir son verilmesine ilk kez bu kadar yaklaşıldı. Pek çok kişi Ankara 19 Mayıs Stadyumu denilince yalnızca futbolu düşünüyor. Evet yüzyılın sporu önemli bir bölümünü kapsıyor alanın ama amatör futbol kulüplerinin durumu da bizi endişelendiriyordu. Onlar için beklenen ‘yer’ açıklaması yapıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı görevine gelen Osman Aşkın Bak’ın süreci hızlandıracağına ve mağduriyetleri önleyecek kararlar alacağına inanıyoruz.
Amatör sporlar, bir ülkenin kaderini etkileyecek güce, enerjiye, etkiye sahiptir. Bu konuda yaşanan tesis sorunlarını giderme noktasında büyük adımlar atılmış olsa da sayının artması, antrenörlerin dünyadaki yenilikleri yakından takip etmesi gerekiyor.
Ankara’da yaşayanlar kadar nüfusa sahip ülkelerin sporda söz sahibi olması, planlı çalışma yanında, bu planların uygulandığı tesislerden ve kendini geliştirmeye devam eden antrenörlerden geçiyor.
Branş salonları var
Bu anlamda 19 Mayıs, başkentin yalnızca bir futbol sahası değil, sporun kalbidir. Cemal Alpman Cimnastik Spor Salonu, İsmet Iraz Tekvando Spor Salonu, Şefik Tetik Boks Spor Salonu, Ziya Ozan Yüzme Havuzu, Kamp Eğiim Merkezi, Tenis Kulübü, Yaşar Doğu Spor Salonu, 1 ve 2 nolu Sentetik Yüzeyli Futbol Sahası, Atıcılık Spor Salonu ile Eğitim Seminer ve Konferans Salonu, başkent sporunun merkezleri. Buralarda gencecik sporcular, ailelerinin umutlu bakışları ile geleceğe hazırlanıyor. Mesela cimnastik salonundaki minik yürekleri ve tribündeki ailelerini gözlemlerseniz bunu çok daha iyi anlayabilirsiniz. Ya da birgün olimpiyat madalyası kazanma hayaliyle kum torbasını yumruklayan genececik boksörlerimizi.
Sporun neredeyse her dalına ev sahipliği yapan 19 Mayıs Spor Kompleksi’nde futbolun durumu konuşulurken diğer branşlara haksızlık yapılmamalı, hakkaniyetli davranılmalı. Bakan Osman Aşkın Bak’a geçtiğimiz günlerde gazetemizden seslenen Gençlerbirliği taraftarları, Ostim Stadı hazırlanana kadar 19 Mayıs’ta maçlarını oynama isteğini dile getirmişti.
Kentin spor geleceği adına çok önemli bir karar veriliyor. Diğer şehirlerimizde yenilenen statlar yalnızca futbol için dizayn edildi. Etrafına büyük otoparklar yapılan yeni statlar ile Ankara’daki projeyi kıyaslayamayız.
Sonuç olarak hergün binlerce sporcu ve aileye ev sahipliği yapan 19 Mayıs; umarız projesi ve yıkım-yapım sürecinde kimseyi mağdur etmeden, kente yakışır bir biçimde sonuçlanır.
