Gençlerbirliği, yeni sezon için beklentilerin üzerinde bir transfer hareketliliği yaşadı, yaşıyor. Tabi sayının çokluğu değil, sahadaki etki önemli olacak. Maalesef günümüzde genellikle youtube videolarıyla transferler yapılıyor. Bu dünyanın pek çok yerinde böyle ancak yapılan yurt dışı ziyaretlerinin, futbolcu izlemelerinin de buna göre ayarlanması doğru olmaz mı?
Mesela Avusturya’daki bir futbolcuyu izleyip İsveç’ten futbolcu almak yalnızca bir menajer becerisiyle açıklanabilir.
Kırmızı-karalar, 1 yıl içinde takıma kazandırdığı isimlerden özellikle Claro dışında kimseden verim alamadı. Takımdan giden isimlerin bir bölümü para konusunda anlaşamazken bazıları da uyum sorunu ya da bekleneni veremedikleri gerekçesiyle gönderildi.
Başkent ekibinin Afrika pazarından uzaklaşıp, Balkanlar’a yönelmesi takıma ne kazandırdı? Gelen futbolcuların dil sorunu yaşamasına ne demeli?
Peki, her şey mi bizim gözümüzde yanlış gidiyor?
Elbette öyle değil. Teknik patron Ümit Özat’ın kampın şu ana kadar ki parlayan isimlerinden Marko’yu daha çok kullanacağını düşünüyorum. Atakların seyrini değiştiren uzun ya da araya attığı kısa pasları, düzgün ortaları ile Marko’nun bu sezon öne çıkacağına inanıyorum. Genç Berat’ın takımda kesin olarak kalacağını, Ankara’daki son idmanında söylemesi de sürekli 11’de şans bulmasa da kulüp adına sevindirici ama yetmez! Ahmet İlhan Özek, Serdar Özkan, Petar Skuletic, Ousmane N’diaye, Berat Ayberk Özdemir, Zeki Yavru, Erdi Can Şehit (kiralık), Elvis Manu ve Diallo Guidileye şu ana kadar resmileşen takviyeler. Takımdan giden isimler oldu, ben sürprizlerini de bekliyorum!
Kalesi, savunması iyi olan Gençlerbirliği, savunma önünü toparlayan Issah ile geriyi kuvvetlendirse de hücum bölgesinde yapılacaklar merak konusu. Serdar Özkan, ilk 11’de sahada olmayabilir. Özat, Ahmet İlhan’ı sağ kanatta görevlendirecektir. Marko ile yeni golcü Skuletic’in kamp uyumu çok iyi. Zaten takımda aynı dili konuşan, tercümanları bulunmayan ikili, sezon içinde bakalım neler yapacak?
Son transferler ile eli güçlenen Ümit Özat’ın da teknik ve taktik çalışmaları yoğun bir tempoda geçiyor. Genelde bize gelen sorular, stadyum ve takımın küme düşüp düşmeyeceği yönünde. Düşecek kadar kalitesiz, teknik ve taktikten uzak bir takım olmayan Gençlerbirliği, bunca curcunanın arasında beklentilerin üzerinde bir performans gösterebilir diye düşünüyorum...
Stadyum konusuna gelince....
Ankara sporu pek çok sorunla boğuşsa da stat meselesi herkesin aklını karıştırıyor. 17 Haziran 2017 günü ‘Eskişehir’e doğru’ haberiyle konuyu sayfalarımızda ilk kez duyurmuş, OSTİM Stadı’nda ise hiçbir çalışma olmadığını haberleştirmiştik. 3 gün sonra da haberimiz üzerine özellikle twitter’da Gençlerbirliği taraftarlarının konuya tepkisini ‘Taraftar isyanı’ diye kamuoyuyla paylaşmıştık. Tartışma devam ederken okurlarımız da bize soruyor, “Ne olacak?” diye...
Şu an için en net bilgi; sesli bir şekilde söylenmese de Gençlerbirliği’nin yeni sezon maçlarını Eskişehir’de oynayacağı. Bunun aksi bir durum yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Mart’ta Ankara’ya yeni bir stat yapılacağını müjdelediği gün, Gençlerbirliği’nin harekete geçmesi gerekiyordu. Buradaki ihmal, kulübü dönüşü olmayan bir yola çıkardı. Bu sezonun İlhan Cavcav Sezonu olacağını daha nisan ve mayıs aylarındaki yazılarımızda duyurduk. 100. yıl virajına girmiş Gençlerbirliği’nin felsefesiyle, kendine özgü duruşuyla daha net adımlar atması gerekiyordu.
Ne yapılacaktı?
OSTİM kazanılabilirdi!
OSTİM Stadı’nın kullanım hakkı, iyileştirmesi için çalışmalar, görüşmeler yapılacaktı. Bakanlığın üstleneceği yenileme çalışmalarına gerekiyorsa kulüpte elini cebine atıp hızlandıracaktı. Yeni 19 Mayıs yapılana kadar Gençlerbirliği bu stadı kullanacak, sonra da OSTİM Stadı’nda Hacettepe maçlarını oynayacaktı. Bu kulübün kendi stadı olması için iyi bir şanstı. Olmadı, çünkü hareket edilmedi, Gençlerbirliği’nin sesi çıkmadı. Taraftar ise başarılı bir süreç yönetti.
19 Mayıs’ta yıkımın 1 yıl ertelenmesini beklemek ise bence doğru değil. Bu kent zaten yeni bir stat için yıllardır bekliyor. Yapılacak girişimler, iyi bir planlama ile bugün OSTİM Stadı, Gençlerbirliği için en doğru seçenek olacaktı, olmadı!
Kırmızı-karaların teknik patronu Ümit Özat’ın son yaptığı ‘TSYD maçları da Eskişehir’de oynansın’ açıklaması tepki gördü. Özat, futbolcuların iyi bir statta, modern soyunma odalarında bulunmasının onları daha iyi motive edeceğini söylüyor. O takımını düşünürken TSYD’de de haklı olarak bu duruma karşı çıkıyor.
Ankara’da TSYD Kupası maçlarının hangi statta oynanacağı da önümüzdeki hafta netleşecek. Seçenek Yenikent gibi görünüyor ancak 19 Mayıs Stadı’nda başlayamayan çalışmalar da bir umut gibi...