Dün yazıyı kaleme alırken ilerleyen saatlerde neler yaşanabileceği konusunda 2-3 senaryoyu kafamda üretmiştim. Tahmin ettiğimden daha iyisi oldu. Misal Ümit Özat açıklamasını Anadolu Ajansına ya da Ankara'da başka bir medya organına verse “Hocam bu kısım ayıp olur, bu laf söylenmez” gibi uyarılar yaparlar, Ümit Özat'ın aklından geçeni tam olarak görmemizi engellerlerdi. Mis gibi İstanbul sitesinden açıklama yaptı da ne düşündüğünü tam olarak öğrenebildik.
Arada dostlarından gelen tehdit mesajları, klasik çamur atmalar, gece Beyaz TV'ye bağlanıp aynı cümleleri tekrar etmesi Ümit Özat'ı 2010 yılında nasıl biliyor isem hala aynı Ümit Özat olduğunu gösterdi. Beni biraz şaşırtsaydı belki bu yazıyı kaleme almak zorunda kalmayacaktım. Gecenin köründe o saçma spor programını izlemeyecek, kaydetmeyecek, notlar almayacaktım. İşimiz bu. Dertlenecek değilim. Daha 15 gün önce aynı zulmü Melih Gökçek'in Ankaragücü açıklamaları yüzünden de yaşamıştım. Hafif şerbetlendik bu konuda.
Dün yazdığım köşe yazısı yayınlandıktan yaklaşık 1 saat sonra bir özel mesaj geldi. Facebook profilinden anladığım kadarı ile Ümit Özat ile muhabbeti bol birisi. Kulüpteki odasında birlikte çekilmiş fotoğrafları var. İsmini vermeye gerek yok. Yazıda xxx olarak değiştirdiğim yerde ise hürmet ettiğim bir gazeteci büyüğümün adı geçiyor. Mesaj aynen şu şekilde.
“Arkadaşım bak haberini okudum senin ümit özatla ne derdin varda böyle ahlaksız şeyler yazıyorsun BJK başakşehirden 17 dak 3 gol yedi maçmı sattı oldu bana bak ümit özattan uzak dur doğru yaz ne yazacaksan senin kimin kalemi olduğunu biliyorum kimin finans ettiğinide biliyorum kulübe giremediğin için yanlış haberler yazma insanların sabrını taşırma ümit ÖZAT o klübün bir kuruşunu sizin gibi menejermi gazetecimi ne olduğu belli olmayan insanlara kaptırmaz senin hangi yöneticiden para alıp bunları yazdığınıda biliyorum daha sonra daha neler yazacağım sen bekle xxxx xxxx babayada söyleyeceğim seni cesaretin de varsa yüz yüzede görüşelim bu yazdıklarını birde gözümün içine bakarak söyle bakalım ne kadar doğru bunlar”
Benim Ümit Özat'ın şike yaptığını nerede yazdım lütfen biri bana göstersin. Yok öyle bir şey.
Bu mesajda beni üzen tek şey Gençlerbirliği'nde hoca olarak görev yapan bir kişinin çevresinde onunla ilgili eleştiri gelince hemen tehdit yollarını deneyebilecek insanların olması. Bu da kendi ayıbı olarak kenarda dursun. Bir başka ayıbı ise bana bu mesajın bana gönderildiğinin kendisine iletilmesine rağmen “Ne olursa olsun hiçbir arkadaşım bir gazeteciyi tehdit edemez” diyerek mesajı atanın kim olduğunu öğrenmeye çalışmaması oldu. Demek ki kendi de bu tehdit işinden memnun kaldı. İnsanlığını görmüş olduk.
Öğlen saatlerinde ise Ümit Özat'ın sporx'e verdiği açıklama düştü. Metnin bütününe bakınca aslında kendisinin neden sevilmediği madde madde sıralanmış.
Açıklamanın başlığı bile az biraz kendini bilen birisi için bile yeterince iğrenç. “Maç satan karısını satar” Şimdi ben dün 3 sayfa yazdığım yazıdan tek satır anlamamış bir adama nasıl “Bu cümle baştan sona kadar cinsiyetçi” diyeceğim ve bu konuda ikna edebileceğimi bilmiyorum. Çevresinde aklı başında birileri varsa lütfen yardımcı olsunlar. Becerebileceğimi düşünmüyorum. Edebiyatım henüz o seviyede değil maalesef.
Açıklamanın genelini kapsayan şike iddiaları beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren hizmet etmek için para aldığın bir kulübün taraftarını #ÜMİTsatarGENÇLERyatar başlıklı twitter başlığı ile muhatap etmesi. Satmak ve yatmak kelimesi geçen bir cümlenin içine Gençlerbirliği'ni sokması. Zaten kendi açıklamasında da söylemiş. Sorumluluğun Gençlerbirliği camiasına. Sorumluluğunu bildirme sorumuluğu yöneticilere değil bana kaldı.
Beşiktaş camiasının bu konuda ne düşündüğü ise zerre umurumda değil. Gençlerbirliği'nin yatmayacağını, satmayacağını biz biliyoruz. Bunu tartışmaya bile gerek yok.
Altını çiziyorum yazımın hiç bir yerinde Ümit Özat'a “şike yapacak” demedim. Ama zamanında Beyaz TV gayet güzel dedi. Üstelik savunmak da bana düşmüştü. Unutmuştur hemen hatırlatayım.
ÜMİT ÖZAT'A ŞİKECİ DİYENLER BEYAZ TV'DE
Sene 2011. Beyaz TV'nin Genel Yayın Yönetmeni olarak görülen Osman Gökçek'in kardeşi Ahmet Gökçek'in başkanı olduğu Ankaragücü'nden kendisi istifaya zorlanıyordu. Ümit Özat ayrılmamak için direniyor, taraftarla, yönetici ile gazeteci ile kavgasını sürdürüyordu.
Baktılar Ümit Özat'ın kendi rızası ile gideceği yok tam Gençlerbirliği maçı öncesi İhlas Haber Ajansına bir haber yaptırdılar. Ümit Özat'ın Gençlerbirliği'ne sportif direktör olarak gideceği, onun için karşılaşmada takımın yıldız oyuncularını oynatmayacağını yazdırdılar.
Hatırladın mı bu olayı sayın Ümit Özat.
O haberi yazan dün Klasspor'a ve bana bok attığın Beyaz TV'de sabah kuşağında program yapan Tahir Sarıkaya idi. O haberi yaptıranlar Beyaz TV'nin sahipleri idi.
Peki arkanda kim durdu? Kim böyle bir olay yok, o oyuncular zaten oynamıyordu ve Ümit Özat'ın Gençlerbirliği'ne gelme durumu söz konusu değil diye yazdı. Dün senin aklın sıra yerden yere vurduğun Bülent Atlas.
Seni çok sevdiğim, sana çok kıymet verdiğim için yapmadım o haberi. Bana para verdiğin için de yapmadım. Mesleki onurumla, birine iftira atılmasına sessiz kalmamak için yaptım.
Al haberin linkini vereyim sayın Özat. Belki biraz utanırsın söylediklerine...
Ne senin söylediklerin ile ne Ahmet Çakar ve ekürülerinin lafı ile Ankara spor camiasının Klasspor'a bakışı değişmez. Hatta ettikleri laflar hem Klasspor'u hem de beni güçlendirir.
KESİLEN MENFAAT KONUSU
Kendimi savunmayı ve anlatmayı hiç sevmem. Ama koca Gençlerbirliği Teknik Direktörü yaptığı açıklamada, çıktığı televizyonda açıkça yalan söylüyor ve iftira atıyor ise benim sessiz kalmam söz konusu olamaz. Ne demiş Ümit Özat.
"Kulübün içinde cirit atanları önledik"
Hepsini biliyorum yaşananları, niye yapıldığını, nereden kaynaklandığını, hangi futbolcunun gidişine içerlediklerini, kulübe neden giremediklerini ve yaptıranları da biliyorum bunların hepsini sezon bittiğinde açıklayacağım. Biliyorsunuz 2 bin TL'ye internet sitesi kuruluyor sonra da herkes gazeteciyim zannediyor kendini. Bunlar normal ama ben bu tür polemiklere girmem. Bunlar futbolcu transferine kadar karışmak isteyen, ben gelene kadar kulübün içinde cirit atan insanlardı bugün kulüpten ayakları kesildiği için her türlü iftirayı atabilecek insanlar. Menfaatleri kesildiği için tabi ki bunun başka bir izahı var mı?
Bu bölümün aslında muhatabı ben değilim, kulüp yöneticileri. Özat gelmeden önce birileri kulüpten nemalanıyormuş, futbolcu, hoca getiriyormuş. Para kazanıyormuş. Ümit Özat gelmiş ve bu durumu engellemiş. Sorması ayıp siz ne yapıyordunuz? Kulüpten nemalananları durdurma göre kulübün teknik direktörüne mi düştü? Adamın işi gücü yok bir de bunlarla mı uğraştı? Ya da gelen özel mesajdaki gibi siz teknik direktör ile sorunlarınızı çözemiyor, bunun için gazetecilere para verip aleyhinde yazı mı yazdırıyorsunuz? O zaman sizin yöneticiliğiniz ne işe yarıyor? Kulübü Ümit Özat yönetsin, takımı Ümit Özat çalıştırsın. Ben ya da başka bir gazeteci böyle işlere girişiyor ise bunu engelleme görevi teknik direktörün değildir. Çıkın “Bülent kulüpten şöyle nemalanıyordu, şu şu oyuncuları ve hocaları getirdi” deyin. Ya da önerdiğim bir hoca ya da oyuncu adı söyleyin. Koyun yasağı, verin şikayet dilekçenizi. Dünya-aleme rezil olayım. Ya da toplayın yönetim kurulunu, çağırın hocayı, “söyle bakalım kim bu Bülent'e finans sağlayıp arkandan yazı yazdıran yöneticiler” diye sorun. Hoca hepsini biliyormuş.
Ama eğer böyle bir olay yok ve Ümit Özat bu kulübün tribünlerinde 35 yıldır, basınında 15 yıldır emek veren bir adama iftira atıyor ise gereğini yapın. Bu işin vebali Murat Cavcav ve tüm yöneticilerin üstünde. Adı kulüpte hiç bir kirli ilişkiye karışmamış bir adamı iki gün sonra göndereceğiniz bir hoca için lekelemeyin. Yüz yüze bakacağız yine
Gençlerbirliği başkanının adını bile bilmeden Gençlerbirliği ile ilgili konuşan Ahmet Çakar denen adama da cevabı ben vermeyeceğim. Rahmetli İlhan Başkan verecek. İzleyin, anlarsınız demek istediğimi.
KULÜPTE CİRİT ATMA MESELESİ
Kulübün içinde cirit atma meselesi ise başlı başına komedi. Hemen açıklayım Ümit Özat göreve başlamadan bir kaç gün öncesine kadar ben İlhan Cavcav tarafından tesislere giriş yasaklıydım. “Aha İlhan Cavcav da yasak koymuş” diye sevinmesin hiç kimse. Yazdığım bir habere kızıp yasak koymuştu, doğum gününde kendisi kaldırtmıştı. Bizim rahmetli başkan ile aralarda öyle atışmalarımız olurdu. Yani Özat gelmeden önce de kulüpte cirit attığım falan yoktu. Özat kulübe geldikten sonra ise gidiş-gelişlerim oldukça seyrekti. Ama bunun kendisinin kulüpte koyduğu çizgilerle, yasaklarla falan hiç bir alakası yok. Tamamen kendi tercihimdi.
2 BİN LİRALIK İNTERNET SİTESİ
2 bin liralık internet sitesi muhabbetine ise artık baydı. Biri çıkar 2 bin liralık internet sitesi der, biri çıkar 20-30 kişinin girdiği site der. Gerçekten anlatmaktan çok sıkıldım. Yazılanın nerede yazıldığı, neyin üzerine yazıldığının hiç bir önemi yok. Düz kağıda yazıp tesislerin duvarından sarkıtsam, okunuyor ve değer görüyor ise bunun bile bir anlamı vardır. Fi tarihinde kendi verdiği röportajda “Ben hiç kitap okumam” diyen birisine bunu anlatmak kolay olmasa gerek. Klasspor 2008'den beri yayında. Gazetecilik tecrübem 2001'lere kadar uzanıyor. Bunu Özat'a 2002'de röportaj yaptığım yardımcısı Gökhan Tokgöz de anlatır, 2012'de buz gibi havada ona Ankaragücü'nde mikrofon uzattğım Aydın Toscalı da anlatır. Nasıl bir gazeteci olduğumu merak ediyorsan git onlara sor. Niye kendimi anlatmak zorunda bırakıyorsun beni.
KULUSİÇ MESELESİ
Taraftarın istifa davetinin nedenini Ümit Özat'ın anlaması gerçekten zor. Hak veriyorum. Memlekette 3 mütevazi insan varsa birincisi olduğunu söyleyecek kadar mütevazi birisinin hedeflerine ulaşmış bir takımda evinde ilk yenilgi sonrası neden istifa daveti aldığını anlaması elbette kolay olmasa gerek. Dün biraz anlatmaya çalıştım da hoca konuyu başka yere çekmiş. “Kulusiç'i gönderdim ya beni ondan istemiyorlar” boyutuna indirgemiş.
İstifa diye bağırma nedenlerinden birinin bunun olduğu doğrudur. Ümit Özat'ın da bunu anlamamasına hak veririm. Kendi futbolculuk kariyerinde böyle sevgi görmemiş birinin Kulusiç için gösterilmesini anlayamabilir. Samet Aybaba da zamanında El Saka için aynı sevgiyi anlayamıştı mesela.
Hocamızın anlaması içi ben konuyu kısaca özetleyim. Evet bir kulüpten her oyuncu gelir, gider. Profesyonel yaşamdır. Ama bazı oyuncular özel olur. Kulübü ile özdeşleşir. Roma'da Totti, Fenerbahçe'de Lefter, Galatasaray'da Metin Oktay gibi. Kulusiç de Gençlerbirliği için öyle bir isimdi. 2009'da girdiği Beştepe'den yarım sezon haricinde hiç ayrı kalmadı. O kulübü sevdi, taraftar onu sevdi. Gitmesini istemedi. Malum taraftarlık biraz duygu işi. Siz iki gün sonra gidiyorsunuz da onlar kalıyor. Gönderen de siz olunca tepkileri oldu haklı olarak. Anlatabildim mi? Yoksa bu konuda ayrı bir yazı ister misin?
Gelelim Ümit Özat'ı bana karşı savunan dostlarına....
Ümit Özat geldiğinden beri aramızı bulmaya, görüştürmeye çalıştınız. Ümit Özat'ın değiştiğini, eski hırçınlığının kalmadığını, her insanın hata yapabileceğini söylediniz.
Ben size ne dedim.
“Bir insan kolayla değişmez, Ümit Özat hiç değişmez” demedim mi?
“Ümit Özat'ın iyi günde sorun çıkarmayacağını, bir kriz ortamında arızaya bağlayacağını” söylemedim mi?
Ben 182 gün önce de aynı şeyi söyledim ve özellikle görüşmedim.
Şimdi size haklı olduğumu madde madde ispat edeyim.
“Ümit Özat gazeteci ile fırsatı bulduğunda kavga eder” demedim mi?
Ümit Özat, Ankaragücü'nde iken gazeteciler ile kavga etti.
Samsun'da tüm gazeteciler kendisini protesto etti.
Mersin'de “Eski yöneticilerden para alıp beni eleştiren gazeteciler” dedi.
Gençlerbirliği'nde kendisini ilk eleştiren gazeteciyi gördüğünde kavgaya tutuştu. Yarın ertesi gün başka gazeteciler de bu konuda kendini eleştirirse benzer cevapları mutlaka verecektir.
“Ümit Özat taraftar ile fırsatı bulduğunda kavga eder” demedim mi?
Ankaragücü taraftarını kafes arkasındaki maymuna benzetti.
Samsun'da Mersin'de taraftarla kavga etti mi.
Gençlerbirliği taraftarı istifaya davet etti diye 3-5 kendini bilmez dedi.
“Ümit Özat yönetici ile fırsatı bulduğunda kavga eder” demedim mi?
Ümit Özat; Ankaragücü'nde Ayhan Atalay ile Samsun'da yöneticiler ile, Mersin'de hem eski hem mevcut yöneticiler ile kavga tutuştu.
Gençlerbirliği'nde “Başkan sadece benden daha fazla Gençlerli, ben yöneticisinden de Gençlerliyim” diyerek ateşi yakmadı mı? Şimdi bir yönetici beni savunmaya kalksa direk açıklamaları ile onu hedef alacağı konusunda bahse var mıyız?
“Ümit Özat cinsiyetçidir” demedim mi?
Ümit Özat, Simge Fıstıkoğlu ile canlı yayında “Kadın futboldan ne anlar, kadınla futbol konuşmam” dediği için tüm ülkede “Cinsiyetçi” laftasını yedi. Bundan kurtulmak için Elazığ'da yanına iki kadın yardımcı aldı.
Gençlerbirliği'nde daha ilk tepki gelir gelmez içindeki cinsiyetçiliği gün yüzüne çıkardı “Maç satan karısını satar” dedi.
*****
Bana Gençlerbirliği'ne geldiği günden bu güne savunmaya çalışan tüm dostlarına bu kapak benden olsun. Gitsinler bu kapağı Özat'a hediye etsinler. Kendilerini mahçup ettiği için bir de teşekkür etsinler.
Bir daha kimseye de gidip “Şu değişti, bu değişti” demesinler.
Ve Ümit Özat'ın ilerleyen günlerdeki yeni gerginliklerine hazır olsunlar.
(Bitti demek isterdim ama belli ki devam edecek)