Gençlerbirliği, 10 puan gerisinde olduğu Antalyaspor karşısında zaman zaman istekli ve diri; zaman zaman da sönük bir futbol sergiledi. İki takımında mücadelede insiyatifi ele aldığı ve sonucunda karşılıklı pozisyonların yaşandığı bir mücadele oldu. Rakibe teslim olma görüntüsünü uzun zamandır sergilemeyen Gençlerbirliği, iç sahada Galatasaray dışında kaybetmeme geleneğini devam ettirdi...
Ahmet Oğuz'un asisti her zaman dediğimiz beklerin hücuma katkısı anlamında önemliydi. Eğer yapılan ortalarda bir sıkıntı varsa ki oluyor; ceza alanı içine girmeyi denemek daha etkili bir seçenek olur. İki takımın da açık oyunu keyifli bir maç izletti taraftarlara.
Mücadeledeki en önemli faktör; Gençlerbirliği adına Hopf'un varlığı, Antalyaspor'un da Eto'o, Elkabir ve Etame gibi hızlı, topu ayağında tutan isimlere sahip olmasıydı. Hopf, 9 isabetli şutun 8'inde kurtarış yaptı! Eto'o, tüm futbol bilgisini sahada arkadaşlarını yöneterek gösteriyor. Futbol için özel bir teknik direktör adayı olduğunu düşünüyorum.
Gençlerbirliği'ndeki golcü isim sorunu aslında hepimizin bildiği bir durum. Mücadelenin ardından Ümit Özat'a, "Hocam Velikonja'nın antrenmanlardaki performansından mı memnun değilsiniz?" diye sordum. Özat, özellikle forvet ve orta saha futbolcularının etrafındaki isimlerle uyum sürecinin uzun olabileceğini söyledi.
Bu anlamda Özat'a şu konuda hak vermemiz gerekiyor, takım şu aşamada deneme-yanılma yöntemini yapacak bir durumda değil. O yüzden sabit kadroda maç maç hareket etmeyi tercih etmesini çok yadırgamıyorum. Hafta içinde oynanacak Gaziantep maçının sonucu ligdeki seyri gösterecektir bizlere…
Bir teknik direktör macerasına daha girilmezse ve gereken golcü, oyun kurucu takviyeleri yapılırsa ve elbette Hopf da ayrılmazsa gelecek sezon sahada daha renkli ve inişli-çıkışlı grafikten uzak bir Gençlerbirliği izleyebiliriz.