Sezonun ikinci yarısında çıktığı bütün maçları final havasında geçen Ankaragücü, ligin 21. haftasında İnegölspor’u konuk etti. Daha önceki senelerde 5 kez rakibiyle karşılaşan Sarı-Lacivertliler, bu maçlarda bir türlü galibiyet yüzü görememişti. Ankaragücü, bu kötü talihi sonunda bitirdi ve rakibini 3-0 yenerek maç fazlasıyla da olsa haftayı liderlik koltuğunda bitirdi.
Teknik Direktör İsmet Taşdemir, geçen hafta oynanan ve 2-0 kazanılan Karşıyaka karşılaşmanın ilk 11’inden 1 kişi değiştirerek İnegölspor maçının kadrosunu oluşturdu. Aslında İzmir deplasmanının 41. dakikasında sakatlanan Serkan Balcı’nın yerine Muhammed Gönülaçar’ın girmesiyle sahada oluşan 11’i ve dizilişi, İnegölspor karşısında da gördük.
Taktik ve teknik yorumdan önce bu gibi belli bir istikrarın sağlanması ve bunun uygulanması önemli bir kazanç sağladı. Özellikle bu iki maçtan önce üzerinde durduğum ve eleştirdiğim noktaların en başında, Ankaragücü’nün her maçta kalesinde birçok pozisyon görerek gol yemesiydi. Sezon başından beri dediğim gibi, Ankaragücü’nün gol atma sıkıntısı yok, gol yeme problemi vardı. Kritik haftalara girilerken bu durum, ciddi bir sorun teşkil ediyordu ancak Kırklarelispor maçından sonra alınan sert tedbirler, takım içerisindeki birlik ve beraberliği daha da yükselterek bu sıkıntıya şimdilik "dur!" dedirtti.
Gol yememek önemli bir artı
Bu anlattıklarım, son iki maçta gol yemeden alınan 6 puanın kaynağını oluşturdu. Bu durum, Gümüşhanespor maçı öncesinde önemli bir artı ama her şeyin yüzde yüz bir şekilde olumluya döndüğünü söyleyemeyiz. Mesela, Ankaragücü diğer maçlara göre az pozisyon verdi ama uzun toplarda defansın ortasında bazı dakikalarda dikkat dağınıklığı ve kademe hataları oluştu. Bu tip sorunlar, en aza indirildiği taktirde de takım, bir kademe daha iyi bir seviyeye yükselmiş olacak. Bu konunun üzerinde sürekli durmamın sebebi ise, şampiyon hedefiyle yola çıkan bir ekibin bu başarıya ulaşması için ligde 'en az gol yiyen takım' olma hüviyetine sahip olması gerektiğidir. Karşıyaka ve İnegöl maçındaki istikrarlı görünüm, bu konudaki gelişmenin artacağını gösterdi ve kalan 13 hafta arefesinde sevindirici bir gelişme oldu. Ankaragücü’nün gol yemediği her maç, Sarı-Lacivertli takımı şampiyonluğa daha çok yaklaştıracak.
Frikikler üzerinde çalışılmış
Ankaragücü, İnegölspor maçının ilk yarısında, kaleyi cepheden gören yanlış hatırlamıyorsam 3 tane frikik kazandı. İlk frikik, barajdaki oyuncunun eline çarptığı için yakın mesafeden tekrar bir faule neden oldu. Kaleyi yaklaşık 20 metreden gören bir yerden kullanılan bu frikik ise üst direğe çarpıp sahada döndü. Sarı-Lacivertliler, İlk yarının son dakikalarında kaleyi 20 metreden gören bir yerden daha kazanılan serbest vuruşu, daha önce çalışıldığı belli olan bir pozisyona çevirerek golü buldu. Topun başına gelen Ömer Bozan, yanındaki Erhan Şentürk’e o da sol taraftan ceza alanı içine yönelen Emre Kara’ya verdi. Ankaragücü formasıyla üçüncü maçına çıkan sol bek Emre Kara, dar bir noktada olmasına rağmen topu ağlarla buluşturdu. Kullanılan bu 3 frikiğin 2’si tehlike oluşturdu ve 1’i golle sonuçlandı. Ankaragücü, kaleyi cepheden gören her türlü frikiği, tam anlamıyla lehine çevirmesini bildi. Gümüşhane maçında buna benzer bir durum sonrasında gol çıkarılırsa benim için şaşırtıcı olmaz.
Korcan güven verdi
Yeni transferlerden Kaleci Korcan, oldukça güven veren bir görüntü çizdi. Gelen bütün uzun topları, büyük cesaretle çıkıp aldı ve takımı rahatlattı. Takımın omurgasının en başında yer alan Korcan’ın sadece iki maçta ortaya koyduğu güzel performans bile diğer oyuncuların oyunda kalma süresinin artmasına yetti. Ayrıca ciddi bir sıkıntısının olmadığını öğrendiğim Serkan Balcı’nın takıma dönmesi ve Enes Kubat’ın daha sık kullanılmasıyla can alıcı haftalar öncesinde rakiplere gözdağı verilmeye devam edilecektir.
Ankaragücü geçmiş senelere göre daha formda ancak…
Ankaragücü, bu hafta sonu ligdeki bir numaralı rakibi konumunda bulunan Gümüşhanespor’a konuk olacak. Daha açık bir ifadeyle, oradan alınacak 3 puanın sonunda şampiyonluk yolu daha net bir şekilde açılmış olacak. Ankaragücü, geçmiş senelerde oynanılan bu derecede önemli maçlarda pek başarılı olamadı. Sarı-Lacivertliler; o dönemlerde Alanyaspor, Altınordu ve Manisaspor’a yenilerek TFF 1. Lig şansını rakiplerine hediye etmişti ancak geçmişe dakika başı bakıp da tabir-i caizse ‘boyun fıtığı’ olmaya gerek yok. Ankaragücü, geçen senelere oranla hem daha çok bilinçlendi hem de daha efektif bir kadro kurdu. En önemlisi Ankaragücü, Gümüşhanespor deplasmanına diğer senelerdeki kritik maçlara göre daha formda gidiyor. Tabiki bu, 3 puan alınması için yeterli olmayabilir. Özellikle bu hafta içinde teknik heyet ve oyuncuların, dış etkenlere kendilerini kapatıp sadece maça odaklaması gerekiyor. Bu etkenler sağlandığında, başarı kendiliğinden gelecektir.
Hesap vakti
Adeta can alıcı bu maç öncesinde, şu bilgilerin üzerinde de durmakta fayda var; Ankaragücü bu maçı 1-0 kazanırsa muhtemel bir puan eşitliği halinde gol averajına bakılacak. Ankaragücü, maçı 2 farklı alır ise puan eşitliği durumunda ligi Gümüşhane’nin üstünde bitirecek. Bu maç, berabere biterse Gümüşhane üstünlük sağlamış olur. Ankaragücü’nün ilk yarıda, Gümüşhanespor 2-1 kaybetmesi bu ince hesapları ortaya çıkardı. Tabiki bunlar, puan eşitliği halinde gündeme gelecek detaylar olacak. Bu maç sonunda alınacak skor, çok daha farklı yorumlar yaptırmaya devam ettireceği de kesin.