Galip gelmek güzel. Gol yemeden galip gelmek daha da güzel. Deplasmanda gol yemeden galip gelmek ise nefis! Ama Adana’da gol yemeden galibiyet almış olsak da çıkarmamız gereken çok derse var.
Ümit Özat, 4 gün önce kupada Fenerbahçe’yi 2-1 yenen takımın ilk 11’ini Adanaspor karşısında sahaya sürdü. İlk yarı boyunca Alkaralar, biri İrfan’ın topu savunma arkasındaki Aydın’la buluşturduğu ve diğeri Adanaspor savunmasının Aydın’a armağan ettiği ve akabinde penaltının kazanıldığı pozisyon dışında etkili pozisyon üretemedi. Buna karşılık Adanaspor 3 tane net pozisyona girdi ama yararlanamadı. Buraya kadar klasik “deplasman takımı oyunu” diyerek yorumlanabilir. Sonuçta deplasman takımı devre arasına 37. dakikada Serdar’ın penaltıdan attığı golle 1-0 önde kapatmayı da başardı.
Fakat ikinci yarı başlar başlamaz Gençlerbirliği’nin sahasına gömülüp ful defans yapması, ligde sadece tek galibiyeti bulunan ve 6 puanla lig sonunculuğuna demir atmış olan Adanaspor’dan uzun süreli baskı yemesi, üstüne üstlük tüm topları şişirerek ileri atması ve sürekli pas hataları yapması son derece sağlıksızdı. Oysa Gençlerbirliği kısa süreli bir baskı yese dahi önde olmanın verdiği moralle topu ayağında tutup bir an önce ikinci golü bulmak için uğraşmalı ve kırılgan rakibin gardını düşürüp üç puanı rahatça cebe indirme planları kurmalıydı.
Kırmızı-Siyahlılar Rantie’nin kontrataktan attığı gole kadar sadece bir kez önemli pozisyon yaratabildiler, onda da Khalili’nin ortası sonucu ceza alanı içerisinde topla buluşan Serdar topu dışarıya nişanladı. Buna karşılık Adanasporlular 2 kere bom boş pozisyonda kafa vuruşu yaptılar ama topu filelere göndermeyi başaramadılar. Rantie’nin attığı golle fark 2’ye çıktıktan sonra Adanaspor’un gardı tamamen düştü ve maçı Gençlerbirliği kazandı.
Ümit Özat geldiği günden bu yana 3 lig ve bir kupa maçında Alkaraların başında yer aldı. Özat’ın takımı bu maçlarda 3 galibiyet, 1 beraberlik aldı ve daha da önemlisi 6 gol atıp kalesinde sadece bir gol gördü. Bu rakamlara baktığınızda her şeyin müthiş gittiği düşünülebilir ama oynanan 3 maçın ligin vasat takımlarına karşı olduğu, kupanın da yedek ve 80 dakika 10 kişi oynayan Fenerbahçe’ye karşı alındığı unutulmamalı. Kaldı ki, Adanaspor maçında da olduğu gibi, Gençlerbirliği 4 maçın da birçok bölümünde oldukça dengesiz ve kötü oynadığı göz önünde bulundurulmalı.
Bu yüzden bir an önce eksiklerin görülüp, gerekli önlemlerin alınması gerekiyor yoksa hedefleri olan Başakşehir, Fenerbahçe ve Bursaspor maçlarında alınabilecek kötü sonuçlar tüm gidişatı ve moralleri altüst edebilir.