İlk 4 haftada 6 puan toplayıp, namağlup olarak yoluna devam eden Gençlerbirliği için Karabükspor maçı önemli bir dönüm noktasıydı. Çünkü bu maçta alınacak galibiyet, kafaların yukarıya çevrilmesini, beraberlik, yerinde sayılmasını, mağlubiyet ise (bitmek bilmez) kaos ortamının daha da derinleşmesini sağlayacaktı.
Üzülmez, sakat olan Politevich yerine Ante’yi ve sezon başından beri her maç değiştirdiği 11. adam olarak da Khalili’yi sahaya sürmüştü. Maçın hemen başında Karabükspor’un 10 kişi kalması normal bir izleyici için Gençlerbirliği’nin lehine gibi görünse de, Gençlerbirlikler için karın ağrılarının başlaması anlamını taşıyordu. Zira defalarca, rakipleri eksildikçe karşı sahadakilerin değil de Gençlerbirliği’nin güç kaybettiğine şahit olmuşlardı!
Derinlemesine atılan ve Serdar’ın kaleciyi nişanladığı şut dışında ilk yarı boyunca Alkaralar, Uğur ve Ahmet ile sıfıra inip yaptıkları ortalarla gol arayıp durdular. Hem ortaların kötülüğü, hem de uzun ve güçlü Karabük savunması nedeniyle tüm pozisyonlar (doğal olarak) yok oldu gitti. “İlla orta yapacaklar yerden sert yapsalar, belki karambolden ekmek çıkar” diye kendi aramızda söylensek de, bizi duymamış olacaklar ki, “havadan orta gol” ısrarları 45 dakika boyunca baki kaldı!
İkinci yarıya Muriqi yerine Aydın sahadaydı. Sezon başından bu yana sonradan oyuna giren ve araba yarışlarındaki “turbo butonu” işlevi gören Aydın, daha ilk pozisyonda sağ kanattan aldığı topla 3 kişinin arasından geçip içeriye kat etti ve boştaki Khalili’ye topu teslim edip bizlerle birlikte golü seyretti! Khalili maç başından bu yana takımın ilk yerden sert ortasına imzasını atmış ve (kalecinin de hatası sonucunda) Landel topu filelere göndermişti.
Golden sonra kısa bir süre mutlu mesut maçı takip ettikten sonra yeniden karın ağrılarımız nüksetmeye başladı. Çünkü Kırmızı-Siyah parçalı formayı taşıyanlar, önde olmalarına ve daha da önemlisi rakipleri eksik olmasına rağmen top tutup oyunu kontrol altında tutmak yerine sürekli maçın son dakikasıymış ve yenik haldelermiş gibi panik halinde top kullanıp sürekli pas hatası yapıyorlar ve kontra atak yiyorlardı.
Bu bölümde ikinci golü bulmak için yakalanılan neredeyse tüm pozisyonlar “Bölüm Sonu Canavarı” rolü oynayan Dany’nin ayaklarında eriyip gitti!
Üzülmez’in sahaya müdahalesi ancak 79’da oldu. Şu ana kadar sezonun en büyük yükselişini kaydeden oyuncusu olan Serdar’ın yerine İrfan sahadaydı. İrfan, takımın biraz daha olsun top tutmasını ve sakinleşmesini sağlıyordu ki bu aynı zamanda tribünlerdeki bizler için de nefes almak anlamını taşıyordu.
İkinci yarıda, ilk kez kırmız-siyah formayı giyen Khalili’nin rakip ataklarını bozmaya yönelik presi ve uzun bir aradan sonra yeniden forma şansı bulan Ante’nin önemli müdahaleleri karın ağrılarımızın şiddetini azaltıyordu.
Maçın son bölümünde İrfan’ın ceza alanı içinde yaptığı şık “ayak oyunları” sonrasında farkı ikiye çıkarmasıyla birlikte maç da sona erdi.
Karabükspor galibiyeti “yukarıyı” hedeflemek adına büyük bir moral oldu ama ivedi bir şekilde bu galibiyeti bir kenara koyup maçtaki eksikler üzerinde çalışırsak, puan cetvelinde yukarıya tırmanmamız için önümüzde hiçbir engel bulunmuyor.