Şampiyonluk hedefiyle yola başlayan Ankaragücü’nün yolunda biraz şaşma olsa da amacında değişiklik olmadı. Sarı-Lacivertliler, geçen zamanda Play-Off aracılığıyla PTT 1. Lige çıkma yolunu tercih etti.
Oyun ve strateji
Play-Off mücadelelerine kalma yolunda kritik bir maça çıkan Ankaragücü, İnegölspor ile oynadı ve sahadan beraberlikle ayrıldı. Ankaragücü’nün hem bu maçtaki oyununu hem de ligdeki stratejik konumunu değerlendirmek lazım.
Teknik Direktör Hayati Soydaş, belki de bu sezonun en cesur kadrosunu sahaya sürdü. Enes Kubat, Ömer Bozan, Timur Kosovalı ve Emrah Bozkurt 4’lüsünün aynı anda sahada olması, takımın galibiyet alma parolasıyla maça çıktığının göstergesiydi. Hatta ilk dakikada Emrah’ın yaklaşık 25 metreden vuruşunu kaleci kornere çeldi. Şutu haricinde Emrah’ın oyununun üzerinde de durulması gerekiyor. Hayati Hoca’nın Emrah’a özel görev verdiğini gördüm. Emrah, maçın kritik dakikalarında orta sahaya gelerek oyun kurma ve arkadaşlarına servis yapma görevini üstlendi, bunda da başarılı oldu.
Takımın dinç oluşu
Ankaragücü atağa çıkarken doğru paslaşmayı yaparak ve etkili üçgenleri oluşturarak rakibin dengesini bozmayı öğrenmiş. Bu durum takımın gelecek haftalarda oynayacağı maçlar öncesi çok önemli bir artı. Daha önceki maçlarda orta sahanın, oyuna etkisinin az olduğunu söylemiştim ama İnegöl karşısında pozisyona girme konusunda en çok yardımcı olan bölgelerden birisiydi. Orta sahanın göbeğinde oynayan Harun ile Salih’in uyumu takıma çok fayda sağladı. Özellikle Salih’in verdiği ara pasları ve akıllı oyunu takımı her zaman dinç tuttu. Sezonun ilk yarısında ve ikinci yarının bazı maçlarında takım, belli dakikalardan sonra oyundan düşüp kendi kalesinde ciddi pozisyonlar görüyordu. Orta sahanın dinç olması bu olumsuz tabloyu bitirirken aynı zamanda hafta içinde yapılan antrenmanlarda daha önceki çizelgelerin değişmesi, yenilenmesi ve sertleşmesi bunda etkiliydi.
Defansta oynayan Adem Sağlam, Volkan Geyik ve Onur Atasayar gün geçtikçe birbirlerine alışıyor ve önde oynayan arkadaşlarına güven veriyor. Diğer maçlarda sağ bek oynayan Göksu, Kartalspor maçında kırmızı kart gördüğü için bu maçta oynayamadı. Maç öncesinde 11’e baktığımda o bölgede Muhammed’in oynadığını gördüm. İlk başta bakınca enteresan bir tercih olduğunu düşündüm ama maçın geneline baktığımda, Muhammed’in o bölgede hiç sırıtmadığını hatta çok yararlı bir oyun sergilediğini söyleyebilirim.
En uçtan başlayıp en geriye kadar geldik. En gerideki yani file bekçisi Ferhat’a da değinelim. Sakatlık problemi yaşamadığı sürece tecrübesi ve kalitesi ile takımda olması gereken isimlerin başında geliyor. İnegölspor karşısında da kendisiyle karşı karşıya kalan oyuncunun vuruşunu büyük bir dikkatle ayaklarıyla kornere çelerek belki de sezonu kurtardı. Kurtarışlarının dışında eliyle doğru yerlere topu atması da iyi özelliklerinden biriydi.
Sadece bir galibiyet!
Bu kadar güzel yorumların ardından “peki ya neden galibiyet gelmedi?” sorusu gelebilir. Çok da haklı bir soru olur. Böyle bir soruya cevabım ise genel psikolojinin takımı olumsuz etkilemesi olur. Bunu biraz açmak gerekebilir. Keçiörengücü galibiyetinin ardından takım uzun süredir 3 puan alamıyor. Galibiyet alamama sendromu oyuncuları baskı altında tutuyor. İnegölspor karşısında sayısız pozisyon kaçtı. Normalde golle sonuçlanacak pozisyonlar ya direkten döndü ya da kalecide kaldı. Bu psikolojiyle doğru vuruşu yapamayabilirsin. Bir gol olsaydı belki de maçın skoru çok farklı olacaktı. Takımın sadece bir galibiyete ihtiyacı var. Oyun konusunda hiçbir sıkıntı yok, bir galibiyet geldiği zaman her şey rayına oturacak.
Ankaragücü stratejik konumunun bilincinde…
Ankaragücü’nün ligdeki stratejik konumuna gelelim. Bu maça çıkmadan önce Ankaragücü’nün 38, İnegölspor’un 37 puanı vardı. İnegölspor da Play-Off’a kalmak için büyük bir mücadele gösteren takımlardan biri. Ankaragücü bu maça kazanmak için çıktı ve o şekilde oynadı ama bu tip maçlarda beraberlik de kötü değildir. Çünkü; ligin 13. haftasında oynanan Manisaspor maçını çok net hatırlıyoruz. Ankaragücü rakibini yenseydi lider olacaktı ama yenilerek şampiyonluk hedefinden uzaklaştı. Bugün de o mağlubiyetin kötü kalıntıları yaşanıyor. Bu tip kötü anılar varken İnegölspor’dan alınan 1 puan kötü olmayabilir. Aksi bir sonuç olsaydı kritik bir eşik olan beşincilik başka bir takımın eline geçecekti. Tabiki Play-Off yolunda bu bir puanın öneminin olması için Ankaragücü’nün hafta içinde oynayacağı Eyüpspor ve hafta sonunda Tarsus İdman Yurdu karşılaşmalarından 6 puan alması gerekiyor. Ankaragücü, İnegölspor maçında kaçırdıklarıyla bütün talihsizliğini üzerinden attığını düşünüyorum. Telafisi olmayan önündeki iki karşılaşmadan galibiyetleri çıkarıp Play-Off hazırlıklarına başlayacağına inanıyorum.
Bastır Ankaragücü…