İlk 17 maçında sadece 13 puan toplayan Gençlerbirliği’nin, ikinci devrenin ilk 7 maçından 18 puan toplayacağını aklın ucundan geçirmek bile “saf” damgasını yemek için yeterli görünürken, Alkaralar’ın her bir puanı hak eder bir oyunla, 12 gol atıp kalesinde sadece 4 gol görerek 18 puan toplamış olmasını açıklayacak tek bir kelime var o da “mucize!”
Şu anda %85,71 gibi efsane bir başarı oranıyla Gençlerbirliği’nin başında bulunan İbrahim Üzülmez’e maçtan önce övgü dolu sözler söylendi ve ardından maç hakkında görüşleri soruldu. Üzülmez, “oynadığı son 6 maçın 5’ini kazanan bir takım var, haklısınız ama aslında daha hiçbir şey başarmış değiliz. Eğer bu maçı alırsak işte o zaman yukarıda bir hedef belirleyebiliriz ama bu maçtan kötü bir sonuçla ayrılırsak işte o zaman her şey değişir” diye cevap verdi.
Takımın başında bulunduğu 6 maçta, devrenin ilk yarısında kazanılan puandan daha fazlasını kazandıran bir teknik adamın rehavete kapılmadığını ve yukarılarda bir hedef belirlemeye çalıştığını görmek bile mucizenin şans eseri gerçekleşmediğinin bir kanıtı. Bir diğer kanıt da, tıpkı hocaları gibi, rehavete kapılmak yerine, başlama düdüğüyle birlikte sahada basılmadık yer bırakmayan, birbirlerini kapatarak tam anlamıyla tek bir vücut gibi sahada yer alan oyuncuların, öne geçtikten sonra bile sahneye koydukları disiplinli oyun.
Üzülmez ve oyuncuları 7 haftadır, bir futbol takımının gerçekten bir takım olmayı başardığında neler yapabileceğini gösteriyorlar. Bu takım bozulmadan ve “desteklenerek”, 2016-2017 sezonuna başlarsa neler olacağını aklımızın ucundan geçirmek bile hepimizi mutlu etmeye yetiyor!