Gözlerimizin önünde tüm kimyası bozulan Gençlerbirliği'nin, bambaşka bir kulübe dönüşünü sessizce, uzaktan izledik…
Pek çok kırmızı-karalı taraftarın, bu kulübe gönül veren ya da sempati duyan insanların dahi şaşkınlıkla izlediği gelişmelerin ardından, Gençlerbirliği ilk deplasman galibiyetini aldı. İlk 15 dakika, Djalma dışında sahada ne yaptığını bilmeyen bir kırmızı-karalar vardı. Sonrasında oyunun merkezinde yer alıp, top kullanan Hleb'e, Landel, Uğur ve Stancu eşlik edince son yıllarda pek de alışık olmadığımız, seyir zevki yüksek bir Gençlerbirliği izlemeye başladık.
Kabul etmek gerekir ki pek çoğumuzu şaşırtan bir sonuç oldu alınan bu önemli galibiyet.
Hleb öne çıkmalı
Takım dizilişinde savunma, Ahmet-Ahmet-Kulusic ve Uğur ile devam etmeli. Selçuk tam hazır olmamakla birlikte, oynamasını eleştirebileceğim bir isim. Bence takımın en büyük eksikliği etkili bir Doğa, istekli Stancu ve güçlü bir El Kabir aslında. Hleb, bütün bilgi-birikimini bu sezon başkent ekibinde göstermeli. Djalma ve Landel de takımın göstereceği dirençte önemli olacak. Umarım bu takviyeler İrfan Can Kahveci ve Skulason'u olumlu etkiler.
Son dakikalarda gelen golle kazanılan 3 puan, takıma mutlaka pozitif enerji katacaktır.
Gelelim teknik patron İbrahim Üzülmez'e… İlklere sahne olan maç, hiç kuşku yok ki en çok onu mutlu etti. Bundan sonra işi daha zor olacak ama ilk sınavında kazanması, olumsuz bakışların dozunu düşürecektir. Dileyelim sezon biterken ne 'İbrahim' hoca ne de 'Gençlerbirliği' üzülmez…