5 haftadır maç kazanmayan ve ilk devrenin sondan üçüncü maçında, düşme hattını ilgilendiren en önemli maça çıkan Alkaralar, ilk 45 dakikada tüm ipleri Sivasspor’un ellerine teslim ettiler. Bu sezon deplasmanda galibiyetleri bulunmayan Kırmızı-Beyazlılar, atak ve baskılı oyunlarının meyvesini maçın 24. dakikasında aldılar. Golden sonra akıllı bir şekilde baskılı oynamaya ve golü düşünen yine onlardı. İlk 45 dakikada sahada Kırmızı-Siyahlılar adına pozitif hiçbir şey yoktu ortada.
Mehmet Özdilek, ikinci yarıya (neden sağ bek oynattığını bir türlü anlamadığımız) Spelmann’ın yerine (normalde o mevkide oynayan) Amet Oğuz’u ve Skulason yerine de Landel’i sahaya sürdü. Bu değişiklikler ve rakibin oyunu kendi sahasında kabullenmesiyle Gençlerbirlikliler, daha istekli ve atak görünmeye başladılar.
Landel’in ceza alanı içi sol çaprazından dışarı attığı top, Ankaralıların ilk önemli pozisyonuydu. Yanlış anımsamıyorsam bu pozisyon dışında bir kere Guido ve bir kere de İrfan’ın ceza alanına derinlemesine attıkları pas dışında Gençlerliler, 45 dakika boyunca tüm ataklarda topu ceza alanına şişirdiler. Oysa bunlardan sadece bir tanesinde topu Stancu ile buluşturmayı başardılar ki onda da top kaleyi bulmadı! Buna rağmen ısrarlı bir şekilde ortalara dur durak vermeden devam ettiler ve tüm ataklar rakip oyuncular arasında buharlaşıp yok oldu.
Uzun lafın kısası, Sivasspor sahaya kazanmak için çıkıp istediğini alırken Gençlerbirliği, sadece rakibi kabullendiği süre zarfında baskın göründü ve karşılaşma sonunda (ne yazık ki haftalardır beklediğimiz gibi!) kendini düşme hattında buldu!
Şimdi top yönetimde, buyursunlar ne yapacaklarsa yapsınlar bizler de hep beraber izleyip görelim!