Geçen 12 haftada bir maçta 2 golden fazla atamayan; 4 gollü, 3 gollü mağlubiyetleri olan; 6 deplasmanın 5’inde yenilen ve yalnızca bir kez Konya’dan beraberlikle dönen bir Gençlerbirliği var ortada.
Karşısında ise dağılmış, morallerin yerinde olmadığı, tarihinin en formsuz Trabzonsporlarından biri var. Son iki haftada 3 gol yemiş bordo-mavililere moral vermek, ayaklandırmak, kendine getirmek ise yine bonkör Gençlerbirliği’ne düştü.
Yazık bu takımın taraftarına, yazık Avni Aker’deki 5 Gençlerbirliği sevdalısına.
Belli ki sistem çöktü, bu iş böyle gitmeyecek.
Ortada çok büyük bir başarısızlık var.
Bu saatten sonra da Gençlerbirliği’nde bir şeylerin değişmesi lazım…
Teknik direktör mü değişsin?
Hayır!
Neden?
Pek çare olmadı da ondan…
Yönetim mi değişsin?
Hayır!
Evet diyenler, bir alternatif sunmalı…
Taktik mi değişmeli?
Olabilir…
O da futbolcu kapasitelerini en iyi bilen teknik ekibin işi…
Futbolcular isteksiz, yan pas yapıp duruyor.
İrfan’ın ilk yarıda iki şut çekmesi, Berat’ın çabalaması, Landel’in zorlamaları artık göz doldurmuyor, bir anlam ifade etmiyor.
Teknik patron Mehmet Özdilek’in de yanlış oyuncu değişiklikleri ile maçta önemli hatalar yaptığını söylemek mümkün. Artık takımda herkes birbirini tanıyor, teknik heyet de futbolcuların ne yapabileceğini, güçlerini öğrenmiş durumda. Oyunun bir bölümünde geri çekilmek, ‘tamam dakika 80 oldu artık 1 puan yeter bana’ demek bu takıma ne bir şey kazandırıyor, ne de puan getiriyor. İki takım arasında bugüne kadar 75 maç yapılmıştı ve başkent ekibinin yalnızca 13 galibiyeti vardı. Aslında sorun yalnızca 92. dakikada yenen gol değil…
Gençlerbirliği’nde ya ‘kafalar’ ya da ‘düşünceler’ değişecek…
Bu işin artık başka yolu yok gibi görünüyor…