Duygusalız İşte! Var mı Diyeceğiniz!
Ben hentbol oynadım. Milli formayı bende çok giydim. Selçuk İnan gibi serbest atışlardan da çok gol attım.
Hentbolumuz futbolumuz gibi değil ama bizde biliriz Selçuk İnan’ın duygularını..
Eksik kalmalarına rağmen hala bu maçı kazanacağına inanan kişi gider o topun başına..
89. dakikada bile maçın henüz bitmediğine inanan, o cesareti kendinde bulan kişi gider o topun başına..
Bir gol attığında kocaman bir ülkeyi, kocaman acısından biraz olsun uzaklaştıracağını bilen kişi gider o topun başına..
Ve sadece o gol anını yaşar.
Önündeki baraja bakmaz, arkasındaki kaleciyi, tribünde bu atışın gol olması için dua eden binlerce insanı görmez..
Her zamankinden farklı gider topun başına.. Her zamankinden farklı basar çimlere ayağı.. Her zamankinden farklı dokunur topa..
Ve bir yüksek atlamacı gibi sadece o anı yaşar..
Geriye çekilişini, topa vuruşunu, topun kaleye yönelişini, barajın üzerinden geçişini, kalecinin ellerinin topa dokunuşunu..
Ve Selçuk İnan, bizden önce topun filelerle buluşmasını görür, hakemin düdüğünü duyar.
Tüm takımın, tüm ekibin üzerine atladığı anı yaşar, söylediği sözleri duyar, tribündeki binlerce insanın sesi kulağına gelir.
Tüm ülkeyi sevince boğduğunu, tüm ülkenin aynı anda “Türkiye” diye haykırdığını hisseder.
Bir tarafta, kaybettiğimiz yüzlerce canımız, bir tarafta, bu canlarımız için oynayan milli takım..
Bir tarafta, kaybettiğimiz canlarımız için ağlayan, bir tarafta, milli takımımız galip geldiğinde sevinen bir yürek..
İçi kan ağlayan, dışı gülen..
Kalp acı çekerken, sevinçle haykıran..
Kim bu kadar can vermis ki!
Kim bu kadar acı görmüş ki!
Kim her maçta şehit haberleri almış, kim katliam görmüş, yaşamış bir ülkede bu kadar çok maça çıkmış ki!
Sonra da bize “Türkler duygusal insanlar” diyorlar. Onlar bu kadar acı yaşamışmı ki!
Varsın desinler!
Duygusal insanlarız biz!
Acımızı da, sevincimizi de derin yaşarız.
Teşekkürler Fatih Terim. Teşekkürler Selçuk İnan. Teşekkürler Selçuk İnan’ın üzerine atlayan, yumak olan, tek yürek olan milli takım..