Futbolcuların teknik heyette en çok çekindikleri kişiler, ‘kondisyoner’lerdir. Bir takımda bulunması gereken en önemli isimlerdendir onlar. Uyguladıkları programlar, hazırladıkları listeler ile en önemli yıldızların gücüne güç katmaya çalışırlar.
Gençlerbirliği yenilenen kadrosu ve teknik heyetiyle çalışmalarını yurt dışında sürdürüyor. Ancak bir kondisyoneri yok henüz. Dünyanın en büyük kulüpleri, takımlarında fizyoterapist, psikiyatrist başta olmak üzere, futbolcuları için dört dörtlük profesyonel bir ekip kurar. Bunun karşılığını da sahada mutlaka alır. Teknik ekibin kendisine verdiği ödevi yapan futbolcular, sakinliğini en kritik anlarda korur ve gösterdiği performansla alkış alır.
Teknik heyet, yönetim ya da başkan İlhan Cavcav, “Futbol takımında olimpiyatlara katılacak koşucular yetiştirmiyoruz” diye düşünürse; maçların ikinci yarısında dökülen, nefesi yetmeyen bir Gençlerbirliği izlemeye hazır olsun.
Hazırlık maçlarını internetten izleme şansı buldum. ADO Den Haag karşısında, yedek ağırlıklı bir kadro ile sahaya çıkan kırmızı-karalar, kötü bir oyun oynasa da kazanmayı bilmişti. Son olarak Hollanda'nın güçlü takımlarından FC Twente karşısında ideal kadrosuyla mücadele eden Gençlerbirliği, rakibine büyük üstünlük kurdu. Savunma dizilişinde ilk maça göre rakibine pozisyon vermeyen ve üretkenlik sorunu yaşamayan kırmızı-karalar da yeni isimlerin takıma önemli güç kattı görüldü.
Ahmet Oğuz çalışkanlığı, Atta tecrübesi, Martin Spelmann ise etkili oyunuyla dikkatimi çekti. İrfan, Stancu ve El Kabir de bu sezon daha başarılı bir sezon geçirecek gibi görünüyor.
Teknik patron Stuart Baxter'ın ise ligde takıma nasıl bir etki sağlayacağı merak konusu...