Gençlerbirliği, Başakşehir karşısında maça o kadar rahat ve kendinden emin başladıki kısa sürede sahaya ağırlığını koydu, oyunun bütün kontrolünü ele geçirdi. İstanbul temsilcisi oynamamak ve oynatmamak üzerine kurulu sisteminde kırmızı-karaları sert faulleriyle de yıldırmak istedikçe; Gençlerbirliği pres yaptı, baskı kurdu. Pas yapıp, gol aradı…
Tosic ve Hakan Aslantaş, sahanın en iyilerindendi ama hep diyorum, yapılan orta dağlara, taşlara gidiyor. Takım dizilişini bu maçta da bozmayan Mesut Bakkal, savunmayı ve hücumu takım halinde yapan bir sistemi hızla geliştirdi. Landel biraz etkili olsa, sonuç daha da farklı olacaktı.
Dahlin’i arar olduk!…
Bu hafta oynanan maçlara baktığımızda, elbette 84 dakikalık kısımda; Gençlebirliği ligin en etkili, performansı en yüksek takımlarından biri. Bence en önemli gelişme, takımın izleyenlere yenilmeyeceği havasını vermesi. Bu Fenerbahçe maçında da böyledi, Başakşehir karşısında da öyle oldu. Ama futbol bir takım oyunu ve sahada 1 kişi bile aksadığı zaman sonuç farklı olabiliyor. 2 haftadır takımın en formsuz ismi, taraftarın ‘başbakanı’ kaleci Ramazan. Fenerbahçe maçındaki gibi Başakşehir’e karşı da kalede güven vermedi, topları tutmakta zorlandı ve hatalı gol yemeye devam etti. Yabancı kaleci oynatmak bence çok büyük lüks ve kendi değerlerimize haksızlık. Ancak bugün Gençlerbirliği maalesef Dahlin’i arıyor!..
Gelelim Cüneyt Çakır’a…
O da bizim futbolumuzun değerlerinden biri. Ancak Çakır, ilk golün asistini yapan Uğur Uçar’a, İrfan Can Kahveci’ye 77. dakikada attığı dirsekten dolayı kırmızı kartını göstermeliydi. İkinci sarıdan kırmızıyı bile düşünmeyen Çakır, İrfan’a ‘kalk, kalk’ dedi yalnızca. İlk yarıda El-Kabir’in sıfırdan attığı golde koluna çarpan top ona bir avantaj sağlıyor, doğru. Ancak 88. dakikada ceza alanı içinde Yalçın’ın eline çarpan top da tecrübeli futbolcuya bir avantaj sağladı diye düşünüyorum. 93. dakikada Ramazan’ın büyük hatasıyla yediği golün hemen öncesinde Mossoro’nun topu Gençlerbirliği futbolcusunun kafasına kadar kaldırdığı ayağıyla almasını Cüney Çakır yine es geçti. Ama birkaç dakika önce Gençlerbirliği futbolcusunun dizi seviyesindeki topa kafayla vuran Başakşehirli’ye faulü çalıyordu. Bir karar her takıma göre değişmemeli…
Futbolun adaletsiz bir oyun olduğunu ‘ders’ niteliğinde anlatan bir maçtı. Harika statta, Gençlerbirliği’nin alacağı beraberlik bile haksızlık olacakken, kırmızı-karalar İstanbul’dan puansız ayrıldı. Ritmini bulan Gençlebirliği, yine bir milli maç arası ile umarım formunu kaybetmez ve bunu bu kez avantaja çevirir.