Erciyes maçının, (özellikle ilk 30 dakikasını) İdil’in 2 yaş sendromu eşliğinde, Ural’lardaki tribünümüzde izledik.
Mesut Bakkal, Erciyesspor karşısına çıkarabileceği en iyi kadroyu sahaya sürmüştü. Stancu’nun yokluğunu El Kabir, İrfan’ın yokluğunu form tutmaya başlayan Hleb’le doldurması ve bir de Gosso’nun yerine ileri yönlü olarak takıma daha fazla katkı sağlayan Landel’i sahada görmek, maç öncesi bizlere moral verdi.
Maç başladığında, Erciyesspor’un beklediğimizden daha sakin bir futbol ortaya koyduğuna şahit olduk. İstanbul BB’nin düştüğü sezon ya da Gençlerbirliği’nin düşme potasında olduğu maçlarda bile hır gür çıkarıp, rakibine ve hakeme saldırmak yerine sadece oyununu oynamaya çalıştığını düşününce, seyirci ve teknik adamın, sahadaki oyuncuların ruh hallerine çok büyük etkisinin olduğunu gösteriyordu.
Maç ilerledikçe Hleb’in Bursaspor maçında da olduğu gibi top sakladığını, oyunu hareketlendirdiğini, nefis paslar çıkarttığını ve defans yaptığını büyük bir mutlulukla izliyorduk. Bir de buna, özellikle Landel ve El Kabir’in içeri koşuları, Guido ve Tosic’in kanat koşuları ve sakin paslaşmalar eklenince son zamanlardaki en aklı başında futbollarımızdan birini sergiliyorduk.
Pozisyon vermeden pozisyon üretmeye çalışan Alkaralar, bunun meyvesini 33’de Hleb ve 43’de Landel’in ayağından bulduğu gollerle topladı. Her iki golde de El Kabir’in asisti vardı. Ama ilk golü Hleb’in yarattığı ve akabinde de golünü attığını belirtmek gerek.
İkinci yarı takımın bol paslı, sakin ve sürekli pozisyon yaratma isteğindeki oyunu, bizleri gururlandırıyordu. Hele bir de 48’de Erciyes 10 kişi kalınca hemen, “uzun yıllardır ilk kez rahat maç izliyoruz. Güzel bir şeymiş!” diye tweet attım ki birkaç dakika sonra golü yedik ve “gerçek Gençlerbirliği sahaya geri döndü!”
Sonrasında yaklaşık bir 10 dakika, (net pozisyon vermesek de) 10 kişilik rakibimizin baskısını yedik ve panik bir şekilde oynadık. 77’de El Kabir’in Mervan’a yaptığı asist ve onun da çaprazdan nefis golü tekrar rahatlamamızı sağladı. Sonrasında yine El Kabir bu sefer de Landel’e bir asist yaptı ve Gine’li futbolcu çok sakin bir şekilde 4. golü attı. Son dakika içinde yediğimiz frikik golü maçın skorunu ilan etti ve kazandığımız 3 puanla puan cetvelinde yönümüzü yukarı çevirdik.
Devre arasında Al-Ahli’den alınan Faslı El Kabir’in yaptığı 4 asist oyuncuyu, Gençlerbirliği’nin son 10 sezon, bir maçta en fazla asist yapan futbolcu olmasını sağladı. Ve muhtemelen bu rakam, (asist istatistikleri tutulmadığı için kesin bilgi yok ama) Gençlerbirliği’nin lig tarihi boyunca sadece 65 maçta 4 ve üstü gol attığı düşünülünce, kulübün lig tarihindeki asist rekoru gibi kokuyor.
Son paragrafa link: http://gencler.org/haberler.php?id=9253