Kardeşim her hafta sarı kart gören bir futbolcusun. Takımın da kötü oynadığı maçta geriye düşmüş. Yetmezmiş gibi rakip sporcunun futbol hayatını bitirecek kadar sert bir hareket yapıyorsun; insaflı hakem sana sarı kart gösteriyor. ‘Özür dileyip’ gideceğin yerde, saçma sapan hareketler yapıyor; hakeme parmak sallıyor ve itiraz ediyorsun… Niyetin belli, ‘kırmızıyı görmek’ çünkü sen o tecrübede bi adamsın. Gosso ‘git bu takımdan…’ Diğerlerine de kötü örnek oluyorsun zira.
91. dakikada Uğur’un, rakibin yüzüne eliyle yaptığı müdahale sonrası 2. sarıdan gördüğü kırmızı kart doğru bir karardı. 93’te de genç Berat, hırsına yenik düştü. Onu sahadan çıkarmak teknik patron İrfan Buz’a kaldı. Buz’un yüzündeki ifade, ne kadar keyifsiz olduğunu gösteriyordu… Bu takım, bir maçta 3 kırmızı kart görecek karakterde asla olmamıştı.
Maça gelecek olursak, kendi evinde hiç kazanamayan Çaykur Rizespor, ilk dakikadan itibaren istediğini sahaya yansıttı. Karadeniz temsilcisinde Obraniak çok iyi bir futbolcu. Eren ve Kıvanç da Rize’nin önemli ayaklarıydı. Öne geçmelerine rağmen Gençlerbirliği’nin sevdiği açık alanları da bıraktılar ancak başkent ekibi bu fırsatları iyi değerlendiremedi. Çünkü kırmızı-karalar sezonun en kötü performanslarından birini gösterdi. Ahmet Çalık’ın bu takım için ne kadar önemli olduğu bu maçta bir kez daha ortaya çıktı. Genç ve iyi takımın inişleri-çıkışları olacaktır elbette ancak kulübün karakteriyle kimse oynamasın!.. Bu takım, 18. haftaya kadar hakemlerin hatalı kararları, verilmeyen penaltıları ve genç futbolcuların harika performansıyla geldi. 22 puana demir atan Gençlerbirliği, Bursaspor deplasmanı ve Eskişehirspor maçları öncesi toparlamak zorunda…