Ankaragücü, başkentin en hassas konularından. ‘Koca çınar’ ile ilgili kimilerinin gizli planları oldu, kimileri kendini bir yerlere getirmek için kullandı. Güç ve para hırsı yanında yapılan iktidar kavgaları, çıkar hamleleri hızla geriye düşürdü Ankargücü’nü.
Bazıları için en büyük hayal, bazıları için de en büyük hedef olan sarı-lacivertli camianın en tepesindeki koltuk adeta oyuncağa döndü.
Veda edenler oldu
Birileri böyle oyunlar oynarken olan bu kulübe gönül vermiş taraftara oldu. Futbolcular hak etmediği durumlara düştü. Kimi ‘feda’ dedi, kimi ‘veda’ etti. En kolayıdır hayatta veda etmek, bırakmak, vazgeçmek. Sarı-lacivertli taraftarlar ise hep zor olanı seçti. Aç kaldı, tezahürat etti, yağmur-kar demedi ama birileri oynamaya devam etti.
Kimi dövdü, kimi sövdü… Kimi arkasına bile bakmadan kaçtı ama ne konuşmaktan vazgeçtiler ne de kulübün etrafında dolanmaktan.
Kavga-gürültü bitmedi
Seyircisiz oynanan maçlar, kavganın-gürültünün eksik olmadığı devre araları, maç sonraları. Kimi zaman dayak yedi, kimi zaman küçük düşürüldü güçlülüler.
Üstüne tüm kulüpler taraftar topluluğuna sahip çıkarken, ‘gecekondu’ her şeyin suçlusu ilan edildi.
Yetmedi, doymadı kulübü yiyenler.
Ankaragücü, bugünkü halinden daha zorlu bir duruma düşer mi? Düşebilir, hayatta her zaman daha kötüsü vardır.
Ama yeter. Koca çınar devriliyor, yere düşmeden ve siz altında kalmadan çekin elinizi, götürün gölgenizi. Bu kulübe biraz huzur, biraz sakinlik gerek şimdi.
Ankara’nın örneği yok!
Dünya futbolunda şampiyon çıkaramayan tek başkent olan Ankara’nın bu büyük kulübüyle oynamayın beyler!