Olimpiyat Oyunlarını seyreder gibi seyrederim Dünya Şampiyonalarını. Mavi, sarı, siyah, kırmızı, yeşil halka olarak değil, birer hentbol ülkeleri olarak, takımların ve sporcuların, sahadaki davranışlarını, oyun anlayışlarını, hentbol düzeylerini, tekniklerini, formalarını, mücadelelerini, sevinçlerini, bütün renklerin birarada olduğu bir hentbol kolajı gibi görürüm. Asya, Avrupa, Afrika, Pan Amerikan ve Okyanusya kıtalarından gelen ülkelerinden oluşan handball kolajı..
2015 Erkekler Hentbol Dünya Şampiyonası 15.01.2015 tarihinde Katar’da başlayacak. Dört grupta mücadelelerin yapılacağı turnuvaya son şampiyon İspanya ve ev sahibi Katar dışında, 3 Afrika, 3 Asya, 3 Avrupa, 1 Okyanusya, 3 Pan Amerika ve Play-off maçları sonrası Dünya Kupasına katılmaya hak kazanan 9 Avrupa ülkesi takımını izleyebilecektik.
Eğer, “Hentbol, ışıl ışıl olması için parlatılması gereken bir elmastır.” diyen İHF, görevi tüm dünyaya hentbolu sevdirmek, yaymak, geliştirmek ve bunun için çaba harcamak, çalışmak olan İHF, İHF gibi değil, EHF gibi hareket etmeseydi de, tüm bu ülkeleri büyük bir keyifle izleyebilseydik.
İHF önce, Okyanusya kıtası şampiyonu Avustralya’yı bir kenara itip, yerine “Hentbol, bir Alman oyunudur.” diyerek hentbolun adresini gösterdi ve Wild Card’la, yine bir Avrupa ülkesini, Almanya’yı dünyanın içine kattı. Bir ülke ile temsil edilen Okyanusya kıtası böylelikle yok olmuş oldu.
Bununla yetinmeyen İHF daha sonra, Asya kıtasından katılacak olan Bahreyn ve Birleşik Arap Emirliklerinin çekilmesi ile birlikte, bu ülkelerin yerine Asya Kıtasından iki ülke almak yerine tercihini bir Avrupa, bir Asya kıtasından iki ülkeyi almaya karar verdi ve Play-off’larda büyük bir hentbol ülkesini deviren Bosna Hersek’in sevincini kursağında bırakarak İzlanda’yı ve Suudi Arabistan’ı turnuvaya davet etti.
Bağış Erten, “Futbolu sevmeseniz bile Dünya Kupası’na bigane kalamazsınız. Dünya Kupası futboldan güzeldir.”der. Tabii bizde tüm bu olanlara rağmen Erkekler Hentbol Dünya Şampiyonasına ilgisiz kalamayanlardanız. Çıkarsızca, hesapsızca, sadece sahadaki hentbolu hesaplayarak, dışarıdaki oyunlar yerine sahadaki oyuna odaklanıp, hentbolu uzaktan seyretmek. Belki de böylesi daha güzel..
Tüm bu olanlardan sonra, Avrupa Şampiyonası seyreder gibi seyredeceğiz Dünya Şampiyonasını. 5 kıta yerine, 4 kıta, 13 Avrupa ülkesi yerine 15 Avrupa, ev sahibi Katar ile birlikte 4 olması gereken Asya ülkesi yerine 3 Asya, 3 Afrika, 3 Pan Amerikan ülkesinin olduğu “küçültülmüş” bir Dünya Şampiyonası, 15 Avrupa ülkesi ile, “büyütülmüş” bir Avrupa Şampiyonası izleyeceğiz.
Dikkat ederseniz, Futbol Dünya Kupası’nda kimin şampiyon olacağını bilemeyiz. Kupa Almanya'nın da olabilir, Brezilya'nın da... Voleybol’da Dünya Kupası bir İtalya, bir Küba’ya gidebilir. Basketbol’da da Kupa, ya ABD'li, ya da İspanya’lı sporcuların elinde yükselebilir.
Ama 1938 yılından itibaren düzenlenen Erkekler Hentbol Dünya Kupasının kupasına, sadece Avrupa takımlarının elleri değmiştir. İHF’nin aldığı son kararlara bakılırsa, bu gelenek uzun süre böyle devam edecek gibi görünüyor. İHF, 13 ülke ile Dünya Kupasına katılan Avrupa’lı takımların sayısını az görmüş olacak ki bu sayıyı 15’e yükseltti.
Peki, Avrupa Kıtasından Dünya Şampiyonasına bu kadar çok sayıda ülke katılırken, 15 Avrupa ülkesinin arasında Türkiye neden yok? Aslında Dünya Şampiyonası kuraları çekildiğinde ve Litvanya, Gürcistan, Finlandiya gibi takımları gördüğümüzde güzel bir gruba düştüğümüzü düşünmüştük. Ancak daha kendi evimizde oynadığımız ilk maçımızda Litvanya’ya 20-23 yenildiğimizde, sonun başlangıcını görmüştük. Deplasmanda Gürcistan gibi bir ülkeye yenildiğimizde de (33-26) kalan ümitlerimizde kaybolmuştu. Böylelikle Play-off’lara kalma hayallerimizde yok olup gitmişti.
Parçalanan veya küçücük ülkelerden, büyük hentbol takımları yaratılıp, büyük hentbol başarılarına ulaşılırken; Play-off’larda Avusturya, Norveç gibi bir hentbol ülkesini yenerken; Bosna Hersek bile, İzlanda’yı elerken; Slovenya gibi bir ülke Macar devini yere indirirken; Polonya, Almanya’yı Wild Card’a muhtaç edip İHF’ye dua ederken; Çek Cumhuriyeti, Sırbistan’ın hayallerine son verirken; biz yine hentbolu çok uzaklardan izleyeceğiz.
Biz hentbolumuzu bugün oynanan modern hentbol düzeyine ulaştıramadıkça, yapacağımız tek ve son maçlar Avrupa veya Dünya Şampiyonalarının İlk Ön Eleme maçlarını oynamak ve turnuvaya bu aşamada veda etmek olacak gibi görünüyor.
Beşiktaş Mogaz Hentbol bu sene kulüplerde buna son verdi ve Şampiyonlar Liginde oynadıkları maçlarla bizlere, istenildiğinde, çalışıldığında, büyük takımlarla mücadele edilebileceğini gösterdi. Sonuçlara bakmıyorum bile.. Aldığım keyif, gördüğüm hentbol yeter bana.. Keşke milli takımlarımızda böyle büyük turnuvalara katılsa, her müsabakada büyük mücadele örneği gösterse, hiç puan almadan dönse bile, elinden gelenin en iyisini yapmış olmanın mutluluğu içinde salondan ayrılsa ve biz bu takımlarımızı ayakta alkışlıyor olsak..
Umarım bir gün bizde, Bosna Hersek veya Avusturya takımlarının yaptığını yapabilir ve devlerin arasında yer aldığımız günleri görebiliriz.
Bu turnuvada tabii ki grup başları, yani İspanya, Hırvatistan, Fransa ve Danimarka en büyük favoriler. Yine bu takımlardan birisinin Dünya Şampiyonası kürsüsünün en üst basamağında yer alacağı şüphe götürmez bir gerçek. Ama o kürsüye gelinceye kadar hangi yollardan geçecekler, kimler yol verecek, kimler “dur” diyecek, kimler zorluk çıkaracak, kimler sürpriz yapacak bunu hep birlikte göreceğiz. Belki bir Avrupa ülkesinin şampiyon olacağını biliyoruz ama, kimin ve ne şekilde kazanacağını hiç bilmiyoruz. Sporu güzel yapanda bu değil mi zaten!.
Bu Dünya Şampiyonası için yapılan salonlar, salonun içinde düşünülen detaylar, her gün yapılan farklı etkinlikler, her yere asılan duyurular, her gün yaptığı Balon turları tanıtımlarıyla, Katar halkı bu turnuvaya iyi hazırlanmış gibi görünüyor. Son oynanan ve İspanya’nın, Danimarka’yı 35-19 gibi farklı bir sonuçla hezimete uğrattığı Dünya Şampiyonasının final maçını tam 19.600 kişi izlemişti. Bakalım Katar’da bu sayı ve hentbol ilgi nasıl olacak?
Hentbolun en iyilerini seyretmeye, güzel maçlara, rengarenk hentbola tanık olmaya, dünyanın en iyisi olmak için verilen mücadeleyi izlemeye hazır olun. Bu soğuk kış günlerinde içimizi ısıtacak en güzel şey sıcacık bir ortamda sevdiğimiz bir spor dalını izlemek. Alın elinize çayınızı, kahvenizi ve 15 gün boyunca bu güzel hentbolun keyfini çıkarın. İyi Seyirler.