Dün geleceğe ümitle bakma yönünde önemli bir yerde duran erteleme maçında Diyarbakır BB ile karşılaştık. Sıralamadaki bire bir rakibimiz olan Diyarbakır BB’yi yendik diye sevinirken maçı kaybettik. Aylar sonra oyuna giren Orhan Evci’nin 87.dakikada attığı golle 2-1 öne geçtik ama kalan 3 dakikada 2 gol yiyip maçı verdik. Diyarbakır’dan gelen bilgilere göre hakemin maça ciddi şekilde etki ettiği yönünde ama 87 gibi kritik bir dakikada öne geçtikten sonra maçı vermek kabul edilir gibi değil.
1-1 , 2-1 ve 2-2 iken nasıl oynanacağını artık bilmemiz gerekir. Geçen sene Alanya ve Altınordu maçı 2-2 iken son saniyede gol yiyip şampiyonluk yolunda büyük bir darbe almıştık. Aslında o kadar uzağa da gitmeye gerek yok. Daha 1 ay öncesinde Başakşehir karşısında dakika 88’de 2-2 beraberliği yakaladıktan sonra son dakikada gol yiyip altın değerindeki puandan olmuştuk. Bu maçlardan ders almamız gerekirken dün yine aynı hataya düştük.
Elimizdeki oyuncular genç ama tecrübesiz değil. Elimizdeki oyuncuların bir çoğu Süper ligde bile hatırı sayılır maçlara çıktı. 2011-2012 sezonundan itibaren kadromuzda bulunan oyuncuların sayısı da hiç az değil. Süper Lig, PTT 1.Lig, 2.lig ve bu sezon oynanan maçların toplamı 119. Bu oynanan 119 maçın en az 65’inde elimizdeki oyuncuların isimleri var. Belli bir olgunluğa ve tecrübeye ulaşmak için yeterli bir maç sayısı olduğunu düşünüyorum. Bu konu üzerinde oyuncularımızı düşünmeye davet ediyorum. 18 Ocak’ta oynayacağımız Kahramanmaraşspor maçında bu maçları unutturacaklarını da düşünüyorum.
Olağan Genel Kurul geldi çattı…
Yıllardır yazdığım yazılarda sahanın içinde kalmaya çalıştım ve hiçbir yönetimle ilgili yazı yazmadım. Bu kararımı bu yazıyla beraber değiştirip yönetimle ilgili de yazı yazmaya başlayacağım.
10 Ocak cumartesi günü olağan genel kurulumuz yapılacak. Başkanlığa kim aday olacak bilmiyorum. Aslında isimlerle de pek ilgilenmiyorum. Başkan olacak kişinin gerçekçi plan ve programlarla gelmesi ve İmalat-ı Harbiye ruhunu hissetmesi benim için yeterlidir. Başkan olacak kişi, kürsüde konuşurken MKE Ankaragücü’nün en az 2, en fazla 5 sene içinde Süper lige şerefiyle, emeğiyle ve şanlı tarihiyle çıkacağını söylemesi gerçekçi ve olması gereken bir hedeftir. Alınan her yenilgi sonrasında farklı planlarını elini avuçlayarak meydana çıkaran kişilerin MKE Ankaragücü’ne faydası dokunmaz.
İmalat-ı Harbiye yemini olmalı
Ankaragücü’nün kongresinde başkan seçilecek kişinin, kürsüde bu takımı düzlüğe çıkarmak dışında başka bir plan ve programın içine girmeyeceğine dair ant içmeli ve kongre üyelerine tekrarlatmalıdır. Bu yeminin ismi, İmalat-ı Harbiye yemini olabilir. Ankaragücü’müzün Başkanı olan şahsın, bu söylediklerimin dışında ne amacı olabilir ki zaten! Bazıları için bu yemin töreni, çok ütopik gelebilir ama benim zihniyetimde olması gereken budur.
Günü kurtarmayı da başaramadık!
Geçen sene transfer yasağını kaldırmamıza rağmen aldığımız oyunculardan tecrübeli isim olarak Levent Kale dışında elimizde oyuncu kalmadı. Bunun sebebi; geçen sene sadece günü kurtarmayı düşünerek transfer yapmamızdı. Geçen sene o kadar tecrübeli oyuncu almamıza rağmen PTT 1.Lige çıkamadık. Geçen sezon günü de kurtaramadık ve yerimizde saydık. Geçen sezon geleceğimizi düşünerek transfer yapsaydık kadro konusunda bu sene sıkıntı yaşamazdık. Ya hero ya mero diye kulüp yönetilmez. Geçen sene yaptığımız büyük hatadan dönüp bugünden sonra geleceğimizi kurtarmak için yapılanmaya gitmeliyiz.
Bu yapılanma nasıl olur?
Geleceğimizi kurtarmak için planı ve projeyi uzaklarda aramamıza gerek yok. Alt yapı takımlarımıza bakmamız yeterli. U19 ve U17 takımımız gruplarında başarılı sonuçlar alıyor. Özellikle U17 Takımımız namağlup Lider giderken dün Gençlerbirliği’ne 1-0 yenilerek ilk mağlubiyetini aldı ve liderlikten düştü. Yenilgi alınabilir bu önemli değil. Bu ligdeki oyuncularımız bizim geleceğimizdir. Bu oyuncularımızın üzerinde durup geleceğimizin takımını inşa etmeliyiz.