Ankaragücü eski başkanı Mehmet Yiğiner, yeni başkanı Metin Akyüz ile birlikte Beştepe'de toplanıyor. Oyuncuyu Göztepe'ye 150 bin TL karşılığında satıyor. Klasspor rakamına kadar aynı dakikalarda gelişmeleri paylaşıyor. Hemen ardından Göztepe, resmi sitesinden bunu duyuruyor.
Bugün kulüp resmi internet sitesi kelime oyunları içeren bir haber ile bunu açıklıyor. Söylenene göre oyuncu aynı ligdeki rakibi Göztepe'ye satılmamış sanki. Alacaklarından vazgeçip üzerine 150 bin TL para ödeyerek Ankaragücü'nden ayrılmış. Durum bundan ibaret. Yeni bir transfer şekli daha çıktı başımıza.
Sezon başında alacaklarının büyük kısmını alan Serhat Gülpınar, antrenör olacağım diye takımdan ayrılıyor. "Bizim transfer yasağımız var. Zaten kadro kurmakta zorlanıyoruz. Gidemezsin" denmiyor.
Sezon başında teknik heyetin tasarufu ile gönderilen oyuncular çeşitli liglerde forma giyiyor, kupa maçında Ankaragücü'ne gol bile atıyor. Yönetim, hoca istediği için gönderildik diyor da orada bir kişi "Kulübede yedek oyuncu bile yok. Nereye gönderiyoruz." diyemiyor.
Elindeki futbolcuları satmak elbette yönetimin tasarrufundadır. Ancak bunun bir de etik kısmı var. 15 gün sonra kulüp kongreye gidecek, mevcut yönetim göreve devam etmeyeceğini açıklamışken oyuncu satmak en hafif tabiri ile ayıp değil mi?
Gelen para ile Gökçek ailesinin Ankaragücü'ne bıraktığı kazıklarından Kulukovski'nin ödemesi gerçekleştirilmiş, 1 milyon euroluk hasar 230 bin euro'ya kapatılmış. Bu da büyük bir mutluluk ile paylaşılmış. Hürriyet gazetesinde çıkan ödemelere bakın. Hepsi Gökçek'lerin transfer edip parasını bile ödemediği oyunculardan. Gökçekgillerin ayıptan anladıklarını düşünmüyorum da günahtan da anlamamışlar. Hz. Muhammed'in “İşçinin ücretini alın teri kurumadan önce ödeyiniz.” buyurduğunu bile unutmuşlar.
Hasarın ceremesini çektiğini söyleyen yönetim, gider ayak futbolcu satarak kulübü yönettiğini zannediyor da hesap sormaya cesaret edemiyor. Söylemesi ayıp ama bu şekil kulübü Sami Altınyuva da yönetiyordu.
Geçen sene Ankaragücü Voleybol takımı ile aynı ligde bir takımın yöneticisi bana sitem etmişti. "Bizim 3 lira verdiğimiz oyuncuya Ankaragücü 10 lira teklif ediyor. Sitene girip bakıyorum Ankaragücü için parasızlık çekiyor." yazıyorsun demişti. Geçen sene oyunculara astronomik ücretler ödeyen, formanın üzerine reklamlarını basan yöneticiler bu sene imkan yok diye takımı kapatıyorlar. Bunun adı da yöneticilik oluyor. Sonra taraftar bana tepki gösteriyor diye serzenişte bulunuyor. Ne yapsın taraftar? Alkış mı tutsun. "Ne güzel yaptın da voleybol takımımızı da batırdın" mı desin?
Kulüpte oyuncular isyan bayrağı çekmek üzere. Mehmet Erdem'in satışından gelen para ile en azından harçlık alma hayalindeki futbolcular hayal kırıklığında. Mehmet Yiğiner "Bana istifa diye bağırırsanız böyle elimi çekti gibi yaparım, tufanı görürsünüz" demek istiyor. Darbenin büyüğünü de o vuruyor.
Mehmet Yiğiner ve Metin Akyüz bu işi böyle yürütecekseniz bırakın puan silinecekse silinsin. Zaten birileri takımı 3.lige göndertmek için düğmeye basmış. 3 puan bu takımı kurtaramayacak çünkü.