Bir Avrupa Şampiyonası daha bitti..
Bir güzel hentbol daha bitti ve ben, her güzel hentbol maçı bittiğinde olduğu gibi, bu turnuva bittiğinde de bir kez daha anladım ki hentbol, kadın ve erkeğe aynı özellikte yakışan en güzel takım sporu..
Bir hentbol maçı izlerken;
Erkekler mi daha hızlı, kadınlar mı?
Erkekler mi daha kuvvetli, kadınlar mı?
Erkekler mi daha yaratıcı, kadınlar mı? diye hiç düşünmedim.
Bana göre ikisi de hentbolu aynı derecede güzel oynuyor.
Atletizmdeki gibi..
Kısa mesafeciler Shelly-Ann Fraser-Pryce veya Usain Bolt, uzun mesafeciler Paula Radcliffe veya Kenenisa Bekele, sırıkçılar Yelena İsinbayeva veya Sergey Bubka’da olduğu gibi..
Hepsi aynı güzellikte, hepsi aynı özellikte...
Hepsi güçlü, hepsi hızlı, hepsi dayanıklı, hepsi becerikli..
Kadın hentbolu ve erkek hentbolunda da durum böyle..
“Yanlış anlamayın..” diyerek sözüme başlamayı sevmiyorum ama gerçekten beni yanlış anlamayın.
Basketbolu erkeklerde, voleybolu kadınlarda, ama hentbolu, hem erkeklerde, hem kadınlarda seyretmekten büyük keyif alıyorum.
Bakın ben hentbolcu olabilirim ama iyi bir sporseverim. Yani, tenisteki bir Djokovic-Nadal finalini seyretmek için sabaha kadar uykusuz kalabilirim. Kadın basketbol takımımızı veya voleybol takımımızı seyretmek için can atarım.
Demek istediğim bu değil.
NBA’deki basketbol neden bu kadar ilgi ve seyirci çekiyor. Tamamen şova yönelik olduğu için.. Hareketler, paslar, smaçlar..
Peki biz bu basketbolu, kadın basketbolunda görebiliyor muyuz. Hayır. Bir kadın maçında kaç kez smaç görebiliyoruz. Belki hiç. Kadın basketbolunda atış tekniği bile çok farklı.
Kadın voleybolunu, neden çok seviyorum. Çünkü mücadele görüyorum. Erkek voleybolundaki gibi bir şutla sayı alınmıyor, bir smaçla hücum bitmiyor.
Ama bu yönleriyle bile her voleybol veya her basketbol maçını izlemekten keyif alıyorum.
Hentbola gelince..
Hentboldaki bir tekniği, kadın sporcu da aynı şekilde uygular, erkek sporcu da.. Kempa hareketini hem erkek, hem kadın maçlarında görebiliriz. Hem erkek, hem kadın kaleci, kaleden kaleye gol atabilir.
Yani, sağ kanattan Carmen Martin’de, Luc Abalo’da aynı çevirme atışını yapar.
Sol oyun kurucu Cristina Neagu’da, Domagoj Duvnjak’da şuta aynı şekilde, aynı kuvvette yükselir.
Pivotta Heidi Löke’de, Hakon Myrhol’da rakipleriyle aynı şekilde boğuşur, topu aynı şekilde alır.
Ortadan Milena Knezevic de, Aron Palmarsson da aynı aldatmayı, aynı dayanma atışını yapar.
Kalede Clara Woltering’de, Mattias Andersson’da aynı teknikte, aynı çılgınlıkta, aynı cesarettedir.
Birçok spor dalı için söylediğimiz bir söz vardır. Ama aslında bu tam hentbol ve hentbolcu için söylenmiş bir sözdür.
“Bir sporcu öncelikle iyi bir atlet olmalıdır.”
Bu söz, bir sporcunun öncelikle çok iyi bir koşucu olmasını ifade eder. Ama bir hentbolcu için çok daha fazlasını..
Biliyorsunuz, Atletizm; koşular, atmalar ve atlamalardan oluşur. İyi bir hentbolcuda iyi bir koşucu, iyi bir atıcı, iyi bir atlamacıdır. Bir hentbolcu, bir spinter kadar hızlı koşabilir, bir ciritçi kadar kuvvetli atabilir, bir üç adımcı kadar uzağa atlayabilir.
Hentbol, bu ve bunun gibi birçok nedenle çok güzel bir takım sporudur.
İyi bir hentbolcu, gerçek anlamda çok iyi bir atlettir.
Hem erkekler, hem kadınlar için..