Ankaragücü’nü yönetenler, Ankaragücü’nü sevenler, Ankaragücü ile ilgilenenler önce Ankaragücü’nün “GÜCÜ”nü bilmelidir.
Evet, 104 yıllık yaşantısının son 5 yılında hastalıklarla uğraşıyor Ankaragücü. Tarihe mal olmuş birçok kulübün tarihinin bir döneminde yaşadığı sıkıntıların bir benzerini yaşıyor. Belki daha şiddetli, daha sancılı. Belki de biraz abartılı. Galatasaray, Beşiktaş daha büyük sıkıntılar ile uğraşıyor ama onların bünyesi biraz daha sağlam. Mücadeleyi sürdürüyor.
Kulübün çevresindeki negatif hava ise hastalığın sancılarını arttırıyor.
Ankaragücü gibi Gençlerbirliği de zamanında benzer sancıları yaşamış. Ankaragücü’nde Sami Altınyuva’nın başkanlığı bu kulüp için en dip nokta ise Gençlerbirliği de o dip noktayı Yahya Demirel ile yaşamış. Kulüp amatör lige düşme aşamasına gelmiş, hatta düşmüş; sonra federasyonun talimatlarda yaptığı değişiklikle liglerde kalmış. Eminim o zamanki Gençlerbirliği taraftarları da şu an Ankaragücü taraftarı ile benzer duygular içerisindeydi. Ama Gençlerbirliği o krizden önce Hasan Şengel, ardından İlhan Cavcav’ın başkanlığı ile çıktı. İyisi kötüsü kasasında parası olan bir Gençlerbirliği halen Süper Ligde..
Hiçbir şey bilmiyorum. Ne bir oluşumdan ne de bir başkan adayından haberim var. Ama ortamdaki negatif havanın aksine karamsar değilim.
Neden mi?
Anlatayım.
Ankaragücü, bu şehrin tartışmasız en büyük sivil toplum kuruluşudur.
İster siyasi olsun, ister sosyal olsun hiçbir güç Ankara’nın soğuk ayazında bir Pazar günü 20 bin kişiyi toplayıp, cebinden 10 lira 20 lira parasını alıp, şehrin en kötü gösterilerinden birini izletemez.
Yapamadılar da zaten.
%50’nin üzerinde oy alan Belediye Başkanı, belediyesindeki işçilere zorunluluk getirmesine, ulaşım için otobüs, maçlara bilet, evlerine televizyon vermesine rağmen 2 bin kişiyi toplayabildi mi?
Toplayamadı.
Bazı davranışlarına kızsak da taraftarın o gücü için yıllarca Ankaragücü’ne oğlunu başkan yapmaya çalıştı zaten. O gücü ele geçirmek için. Ya da yok etmek için. Orasına siz karar verin.
Devam ediyorum.
Ankara’da hiçbir sivil toplum kuruluşu lideri Hürriyet’te, Sabah’ta, Habertürk’te, Milliyet’te her hafta 1 sayfa haber olamaz. Ankaragücü hariç. Ankaragücü’nde olur. Ne yaparsa, ne söylerse olur.
Karşılığı vardır çünkü. Yüzbinlerce Ankaragücü taraftarı o yazılanları merak eder, okur. Gazetelerde 3 gün Ankaragücü haberi çıkmasın telefonlar yağmaya başlar.
Kendisinin tabiri ile 250 bin Ankara esnafının başkanı Mehmet Yiğiner, Ankaragücü başkanlığından ayrılalı 1,5 ay oldu. Açın bakın hangi gazetede haber olabilmiş?
Ben söyleyeyim. Hiç olamadı.
Gazetelerin reklam servislerini bir arayıp sorun. Haftada bir gün en az yarım sayfa reklam yayınlatmak istese ne kadar tutuyormuş?
Küçümsemek için söylemiyorum. Mehmet Yiğiner’i, Ankaragücü başkanı olmadan önce kaç kişi tanıyordu? Şimdi kaç kişi tanıyor?
“Geldi reklamını yaptı” demek için yazmıyorum bu satırları. Ankaragücü’nün “Gücü”nü göstermek için söylüyorum.
Kavga ettiği taraftar olmasa o gazetelerde sayfalarca haber olamayacağını hatırlatmak istedim sadece. Birbirimizi kandırmayalım.
Gelen kişinin, iş yaptıktan sonra reklamını yapmasına lafım da yok. Benim açımdan helali hoş olsun. Klasspor’dan ben de yardımcı olayım hatta.
Ama şimdi kongre yaklaşıyor.
Yiğiner’in delege hakimiyeti elinde. Kendisi de söylemişti. “Ben şu olsun derim, o olur” diye. Şimdi konuşulan kendi hakimiyetinde bir kukla başkan çıkaracağı yönünde.
Aslı ile kulübün düştüğü durum belli iken bir suret göndermek çok büyük hata olur.
Aylardır kulüpte personel maaş alamıyor. Futbolcuların cebinde evlerine gidip gelecek para yok. Esame Listesini imzalayacak yönetici bulunmuyor.
Mehmet Yiğiner uyanık davrandı. Personeline, futbolcusuna harçlık bile veremeyen başkan olmamak için başkanlığı sözde Metin Akyüz’e devretti.
Ama bu sistem daha fazla devam etmez. Devre arasında takımın mutlaka transfer yasağını kaldırması lazım.
“Benden sonrası tufan olsun, kıymetim anlaşılsın” diye düşünürse büyük hata yapar. Sadece adını duyurmak için bile bu kulübe sahip çıkmak isteyenler mutlaka olacaktır. İki sene öncesinde Mehmet Yiğiner’in gelip kulübe kaynak sağlayacağını kim biliyordu? İki gün sonra kimin çıkacağını da şimdiden kimse bilemez.
Ankaragücü camiası bir bütün olup tepkisini ve sevincini birlikte yapabilirse, kimsenin 400 üye yaparak kulübün sahibi olamayacağını gösterirse sorunlar çözülmeye başlar.
Genel seçim de yaklaşıyor hani.
Benden söylemesi…