Meraklı bir adamım.
Hele mesele Gençlerbirliği olunca hassasiyetlerim de galiba biraz artıyor.
Daha önce Aykut Akalın’ın ayağını kaydırma çalışmalarını deşifre eden abimiz bu sefer de kulüpte dönen kirli oyunları deşifre etmiş.
Söylediğine göre Gençlerbirliği’ni ele geçirmek isteyen, maddi imkanlarına göz diken bir grup yine çalışmalara başlamış.
Geçen sezonlarda kulübü zarara uğratanların icraatlarından sonra da Aykut Akalın ile çok ucuza kadro kurulup başarılı olunmuş.
Öncelikle şu kulübü ele geçirmeye çalışanların kimler olduğunu araştırmaya başladım. Maddi imkanlara göz dikme olayını abartı olarak düşünüp eski yöneticilerden Zeki Ünaldı’ya telefon açtım.
“Kulübü ele geçirmeye çalışıyormuşsunuz. Bundan benim haberim neden yok?” diyerek sitemlerimi ilettim.
Neticede Zeki abi böyle bir çalışmaya girişecekse yanında ilk koşturacak adamın ben olduğumu bilir. Benden gizlemelerine çok kırıldım.
“Bırak oğlum ya!” dedi. “Biz kulübü sahipsiz bırakmayız da Cavcav’ın yanındaki adamlar üye listesini bile gizliyor.”
Acaba dedim Zeki abi yaşlandı da başkaları mı böyle çalışmaya girişti?
Sağı solu aradım. Kimsenin öyle bir çalışması yok.
Kulübün maddi imkanlarına göz diken olarak, delege yapısını bir dönem ele geçiren, şu günlerde o hakimiyetinin olmadığı söylenen Ufuk Özerten aklıma geldi.
Onu araştırdım. “Bu ara kulüpten çıkmıyor,” dediler. Gerçi adam cin gibi. Cavcav’ın yanındayken bile böyle operasyonları yapabilir mi?
Yapar.
2006 kongresinde bizzat şahit oldum. Kendisi minarenin kılıfını cebinde taşır böyle durumlar için. Eğer gazeteci abimizin bahsettiği kişi Özerten ise Cavcav’ı uyarmada haklı ama etkisiz. Ersun döneminden sonra yanında böyle adamları gezdirmeyi iyice sever oldu duayen başkan.
Hatta konuştuğum biri “Ufuk Özerten kim ki Gençlerbirliği’ne futbolcu bakmaya gidiyor!” dedi.
Güldüm.
“Ufuk Özerten kimdi ki MHK’ye başkan oldu, yıllarca federasyonu yönetti,” dedim.
Hiçbir hakemlik bilgisi olmayan adam Merkez Hakem Komitesinin başına geçebiliyorsa Gençlerbirliği’ne de futbolcu bakabilir. Garip bir durum değil ki.
Özetle kulübü ele geçirmeye çalışan bu grubu tespit edemedim.
Belki gözümün önünde oyunlar oynanıyor ben göremiyorum.
Saf bir yanım var.
Benim göremediğim, abimizin gördüğü, kulübü ele geçirmeye çalışan grubun derdi maddi imkanları sömürmek değil ise lütfen benim ile iletişime geçsin. Yanlarında rahatlıkla saf tutabilirim.
Bir bakıp da göremediğim durum ise yine aynı abimizin yazısında geçen Gençlerbirliği’nin daha ucuza kurulan kadro ile daha çok puan alması durumu ki bunu da başaran anladığım kadarı ile Aykut Akalın olmuş!
Malumunuz Gençlerbirliği, bu sezon altyapı takımı Hacettepe’den 6 futbolcuyu Gençlerbirliği’ne getirdi.
Çok da önemli bir işe imza attı. Bu sayede de transfere çok az para harcadı.
Aykut Akalın bu başarının mimarı ise altyapıda önemli işlere imza atmış olmalı, bu çocukların gelişimine önemli katkı sağlamış olmalı diye düşündüm.
Araştırdım. Altyapıda bu çocuklar ile Akalın’ın hiçbir mesaisi olmamış.
O zaman, herhalde gelir gelmez ağırlığını koydu, bu çocukları A takıma getirdi dedim.
Öyle bir durum da yok.
Hatta sezon başı Bolu kampında Mustafa Kaplan röportajda söylemişti; “Hacettepe’de kalsaydım bu çocukları A takıma göndermeyecektim. Takımın başına geçince hepsini aldım” diye. Böyle bir profesyonel yapı var kulüpte işte. Hacettepe hocası isterse gönderir, istemezse göndermez.
Neyse
Hacettepe haricinde alınan futbolculara bakıyorum. İlk 11’de hangileri oynuyor? Neredeyse hiç biri forma bile giyemiyor.
E o zaman gazeteci abimiz hangi transfer başarısından bahsediyor?
Özetle…
Lütfen aydınlatın beni abilerim. Yazdıklarınızın peşine düşüyorum. Bir türlü karşılığını bulamıyorum.
Ya ben görme ve algılama duyularımı kaybettim ya da siz kulübe bile uğramadan oturduğunuz yerden her şeyi görebilecek kudrete sahipsiniz.
İsim vermeden yazmaları bırakın da biz de aydınlanalım.
Kimdir bu kulübü maddi imkanları için ele geçirmeye çalışan hainler ve nedir bu Aykut Akalın’ın becerdiği ucuz transferler…