TELLERİ AŞAN ÇOCUK - BERAT AYBERK ÖZDEMİR

Kırmızı-karalı başkent kulübünde, altyapı ile A takımı ayıran tek bir tel örgü vardır. O teli aşan çocuklardan biri Berat Ayberk Özdemir... Bugün 20 yaşındaki Berat, Liverpool’un efsanesi Gerrard kadar çalışkan, Beşiktaşlı Karius’dan daha yakışıklı bir genç adam. Hayali, kaptan olarak Gençlerbirliği’ne hizmet etmek ve A milli takım...

Gençlerbirliği’nde Liverpool’un efsanesi Steven Gerrard olabilecek kadar çalışkan, Beşiktaş’ın kalecisi Loris Karius’dan daha yakışıklı bir genç Berat Ayberk Özdemir. Kırmızı-karalı kulübün altyapısından Türk futboluna armağan. Hem duruşu hem de sporculuğu gelecek için heyecanlandırıyor; öyle ki pek çok taraftarın tüyleri diken diken oluyor onu saha kenarında görünce. Beklenti büyük, sorumluluğu çok. En büyük hayali yetiştiği kulüpte kaptanlığa kadar yükselerek, milli takım formasıyla mücadele etmek, büyük bir şampiyonada boy göstermek.

Altyapısında yetiştiği Gençlerbirliği’nin farklı yaş kategorilerinde mücadele etti, Hacettepe forması da giydi. Genç Berat, kariyerinin ilk röportajını Milliyet Ankara’ya verdi...

Gençlerbirliği’nde kendini nasıl buldun da futbola başlamaya karar verdin?

8-9 yaşında kulübün okulunda başladım futbola. Annem bir gün ‘Berat bir spor aktivitesi yapman gerek’ dedi. Basketbol ya da futbol gündeme geldi. Ben de okulda futbol oynuyordum. O dönem beni etkileyen Juninho, Ronaldinho var. Sonra Gençlerbirliği’ne yazdırdılar beni. 12-13 yaşında altyapıya geçtim. Farklı yaş kategorilerinde oynadıktan sonra Hacettepe’ye gittim. Mustafa Kaplan hocamızla yarım devre çalıştım. Gençlerbirliği’ne Ümit Özat hocamızla ile geri döndüm. Mesut Hoca gelince beni tekrar Hacettepe’ye gönderdi. 1 yıl oynadım ve şu an Erkan hocam ile yeniden buradayım.

Altyapıda oynadığın dönem ne hayal ediyordun? Planlaman doğrultusunda ilerliyor musun?

Altyapıda çok fazla bilinçli değildim ama U19 ile birlikte daha sağlıklı düşünmeye başladım ve bilinçli çalıştım. Nasıl bir sporcu ve birey olmam gerektiğine o dönem karar verdim. Rotamı belirledim ve şu an o rotadayım, formamı buldum şükür.

Ayakları yere basan bir genç misin?

Ben her zaman sakin kalmaya ve ayakları yere basan bir genç olmaya çalıştım. Genç oyuncularız, ayaklarımız bir kere yere basmazsa toparlanmamız zor olur diye düşünüyorum.

“Üst düzey bir altyapı var”

Teknoloji ile aran iyidir. Burada altyapıdayken dünyadaki diğer altyapıları takip etme şansın oldu mu? Gençlerbirliği sana çok şey katıyor mu?

Kulübün çok üst düzey bir altyapısı var. Ayrıca çok fazla teknik direktör ile çalıştım ve hepsinden farklı tecrübeler edindim. İnternet üzerinden Borussia Dortmund antrenmanlarını izledim. Pas çalışması, duvardan alma-verme, terse dönme gibi çalışmalar vardı. Bizden ileride gibi görünseler de ben çok şanslıyım çünkü Gençlerbirliği altyapısında futbolu öğrendim, bugün A takımda kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Türkiye’nin sayılı kulüplerinden biri olması için bu altyapı bile yeter diye düşünüyorum.

Gençlerbiriliği altyapısındaki çocuklar aralarında neler konuşur? Nasıl bir ortam var?

Bizim altyapımız ile A takım arasında sadece bir tel var. Hocalarımız bizi her zaman olumlu anlamda hırslandırırdı, “Beyler bura ile ora arasındaki fark 5 metre ve sadece bir tel örgü var unutmayın. Hayal edin, çalışın” derlerdi. A takımı izlemek çok farklıydı. Oradaki ikili mücadeleler ve yoğun tempo bizim hayallerimize hayal kattı.

İlhan Cavcav ile bir anın var mı?

Fransa’da Deneme Lisesi’nin okul takımı ile şampiyon olmuştuk. Avni hoca bizi topladı İlhan Başkanımız ile görüştürmek için. “Avni bu çocuklar bizim buradan mı?” dedi gülümseyerek; aslında hepimiz de Gençlerbirliği altyapısında oynuyorduk. Bizi tebrik etti, sonra da “Hepiniz pırlanta gibi çocuklarsınız beyler, 18 tane kızım olsa 18’ini de sizi verirdim. Avni bunlar çok başarılı çocuklar” demişti. Çok kıymetli bir insandı gerçekten.

Kendini geliştirmek için beslenmen başta olmak üzere ekstra çalışmalar yapıyor musun?

Bir sporcu kendine dikkat etmezse, sahada yüzde 100 katkı sağlayamaz takımına. Ben idmanlardan önce gerekenleri yapıyorum. Sonrasında da yemeğimi yemeye çalışıyorum. Yiyemediğim anlarda evde hemen anne ve babamın hazırladıklarını yiyorum. Gece uykuma dikkat ediyorum. Sabah yine sağolsun ailem yumurtamı, kahvaltımı hazırlıyor. Burada da bizim beslenmemize dikkat ediliyor. Protekin, karbonhidrat depomu dolduruyorum. Fiziğiniz oynuyor abi sonuçta sahada. Ona iyi bakmazsanız sizi yarı yolda bırakır. Ben de iyi bakmaya çalışıyorum.

O zaman ekip sağlam. Evde ve burada sana iyi bakılıyor?

Evet abi çok sağolsunlar. İyi ki varlar...

Karşındaki rakibin ayağından topu alma konusunda kendini nasıl geliştiriyorsun? Refleks mi yoksa yetenekle mi alakalı tamamen?

Bunlar tabi bir yetenek ama defansif orta saha oyuncularını yakından takip ediyorum. Mesela idmanlarda çabukluk çalışıyoruz bu çok önemli. Maç anında ise rakibin topla temasının en az, kısıtlı olduğu anı bekliyorsunuz. Yakaladığınız anda topu kazanıyorsunuz zaten ve idmanlardaki çalışma çok önemli.

4’te 4 yapan bir Gençlerbirliği var. Takımı nasıl buluyorsun?

Açıkçası takımdaki arkadaşlık inanılmaz güçlü. Abi-kardeş ilişkisi iyi. Hepimizin arasında bir bağ oluştu ve bu da maçlara yansıyor. Saha dışındaki arkadaşlığın, huzurun başarısı olarak görüyorum sonucu. Bu anlamda Erkan hocam başta olmak üzere tüm teknik heyetin ve personelin de bize olan katkısını unutmamak gerekiyor.

Kendini nasıl değerlendiriyorsun? İyi hazırlandın mı sezona sence?

Ben bu yıla çok iyi hazırlanmaya çalıştım. Şehir dışına çıkmadım, tatil de yapmadım abi sezon öncesi. Sabah-akşam koşular yaptım. Herkesten bir adım önde olmayı hedefledim. Kendimi çok diri ve dinç hissediyorum ki bunu da çalışmama bağlıyorum. Bu sezon bana verilen süreyi en iyi şekilde değerlendirip, takıma en yüksek verimi sağlamak istiyorum.

Çok erken ama şampiyonluk havası oluştu mu sence?

Ben olduğunu düşünüyorum. Çünkü Erkan hoca ilk geldiği gün ‘bu takımın yeri Süper Lig’ dedi. ‘Görevimiz en kısa sürede bunu başarmak’ dedi bize. Her geçen gün takımın da inancı artıyor. Herkes çok dikkat ediyor her şeye. Nobre’ye, Hakan abi, Selçuk abi gibi isimlere bakıyorum. Kariyerleri başarılarla dolu ama Gençlerbirliği’nin şampiyonluğu için çok hırslı bir şekilde çalışıyorlar. Onları öyle görünce bizim azmimiz daha da artıyor.

Futbol dünyasında takip ettiğin, beğendiğin isimler var mı?

Futbol çok yönlü bir oyun. Kendi atak yönlerimi geliştirmek istediğim zaman Luca Modric’i izliyorum. Ama defansif yönlerimi geliştirmek için Javi Martinez, Casemiro izliyorum. İdmandan ya da maçtan önce videolarına bakıyorum zaman zaman. Ne yapıyorlar, nereye koşup, nerede bekliyorlar. Nasıl bir agresiflikleri var. Böyle takip ediyorum.

Maçtan önce video izlemekten başka yaptığın bir uğur var mı?

Çok müzik dinlerim maça giderken. Kulaklığımda hep kanımı ateşleyecek şarkılar olur.

Ankara’da gitmeyi sevdiğin yerler var mı?

Ben Kayseri Melikgazi’de doğdum. 13-14 senedir ise buradayım. Ankara evim artık. Dışarısı pek ilgimi de çekmiyor abi. Evim Bahçeli’de, kulüp ile ev arasında gidip geliyorum.

U19 milli takımında oynadın. Son olarak İsveç ile oynanan milli maçı izlerken neler hissettin?

Ay yıldızlı A milli formayı bende giymeyi çok istiyorum. Gençlerbirliği’ne faydalı olmak ve milli forma hayallerimizden. 2-0 geriye düşsek bile her maçı kazanabileceğimizi hep gösteriyoruz. Takım yeni yeni birbirine alışıyor. Zamanla çok daha iyi olacaklarını düşünüyorum çünkü çok farklı takımlardan gelen isimler var. Harika bir maçtı, gurur duydum gerçekten.

Steven Gerrard’a benzeyen bir yapın var. Aynı mevkidesin ve o Liverpool’un efsanelerinden oldu çok uzun süre oynadı, kaptanlık yaptı. Taraftarın sana özel bir bakış açısı var sen de Gençlerbirliği’nin Gerrard’ı olmak ister misin birgün?

Benim hedefim küçük yaşlardan beri Gençlerbirliği’ne uzun süre hizmet etmek, formasını giymek. İnşallah başarılı olur ve takımın kaptanlığına kadar yükselirim.

• MİLLİYET ANKARA - ORHAN KEMAL ERKILIÇ