Hürriyet Gazetesi Ankara Spor Müdürü Meriç Enercan bugünkü yazısında Ankaragücü Ankaraspor güçbirliği'ni irdelemiş.
ÇOK değil, şöyle bir yıl öncesini düşünün. Ankaragücü camiası, Gökçek Ailesine ne kadar uzak ne denli tepkiliydi.
Beştepe Küfür Korosu, hep bir ağızdan dümdüz gidiyordu.
Onlar için düşmandı Melih-Ahmet Gökçek... Dinmeyen nefretin, hedef tahtasıydı.
Ve bir yıl sonra Ahmet Gökçek, Beştepe Tesisleri'ne girdiğinde tüm kongre delegeleri ayakta alkışlıyordu 32 yaşındaki genç başkan adayını.
Ne değişmişti bir yıl içinde? Böylesine farklılaşan grubunu nedeni neydi?
"Gökçekler bu kulübün kapısından girerse, 40 yıllık Ankaragüçlülüğümü bitiririm" diyen tıp eğitimli yöneticinin, Beştepe'de devam eden hayatiyetinin katkı maddesi ne olmuştu?
Federasyon yöneticiliği sırasında televizyonda "Başkan, senin için dereleri ters akıtırım" dediği Gökçek'in her dediğinin tersini yapan Türk Büyüğü, yeni takım fotoğrafının içinde hangi yüzle duruyordu.
"Onların olduğu yerde benim işim olmaz. Benden uzak, Allaha yakın olsunlar. Ankaragücü'ne de hiç yaklaşmasınlar..." diye bas bas bağırıp, yeni listede arz-ı endam eden, yakın geçmişin ‘kayda geçmeyen başkan’ unvanına sahip yöneticisindeki 180 derecelik bu dönüşünün sebebi neydi?
19 Mayıs Stadı'nda yaşanan su kavgasında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanını topa tutup ağzına geleni sayıp döken, eski stat yöneticisi, ne yüzle bu yönetimde yer alıyordu.
Peki ya tribünler?
Yeniçerilerin "İstemezük..." feryadıyla, Gökçek Ailesine yıllarca karşı çıkan, bağıran, küfür eden insanların, "Yeni Yolu bulmasını!" kim, nasıl sağlamıştı? Melih Gökçek’e iki gün önce yapılan, “Şampiyon yap bizi, cehennemde yak bizi” tezahüratı nasıl mümkün olmuştu?
Ve hepsinden önemlisi televizyonlarda, gazete sayfalarında, internet ekranlarında Melih Gökçek'e ağzına her geleni fütursuzca söyleyen, deyim yerindeyse hakaret eden, ve de bununla övünüp, "Ben adamın ağzının payını böyle veririm" diyen bir başkan eskisinin, kulübü elleriyle eski düşmanına teslim edip, ağzının payını alması da tez konusu olacak bir gerçek.
Bunların hepsi, aslında omurga sorunu.
Dik durmayı bilmeyen, omurgası olmayanların yaptıkları.
Türk toplumunun geldiği noktanın, “Dün dündür, bugün de bugün” sözünün yaşam felsefesi olduğunun en büyük göstergesi.
Yazık demek bile yazık...
Ankaragücü listesi oluşurken, her yönetici 200'er bin dolar verecekti. Bu, üçlü zirvenin temel noktalarından biriydi.
Ankaragücü tarafından girenler için de geçerli olan bu kural, işleyişin temel oluşturacaktı.
Ama bu parayı verebilseler, Ankaragücü'nün Gökçeklere teslim edilmesinin gereği zaten kalmayacaktı. Yani 15 kişi çarpı, 200 bin dolar, eşittir 300 bin dolar.
Toplam 4 milyon 500 bin TL. İşte size, kurtuldu Ankaragücü.
Şimdi herkes verecek parayı, kurtulacak Ankaragücü.
Yani Zabıta müdürü, İmar Müdürü ve basın koordinatörü de maaşından ödeyecek.
Sizce de öyle mi?
Ankaragücü, 100. yaşını kutlarken 32 yaşında bir başkana sahip oldu. Ahmet Gökçek, "Ankaragücü'nün en genç Başkanı" unvanını alırken, çok büyük bir sorumluluğun altına girdi.
Yanlış anlaşılmasın, 16 milyon TL'lik ödenmemiş, 12 milyon TL'lik sezon borcundan söz etmiyoruz.
100. yılda şampiyonluk gibi büyük beklentileri de kastetmiyoruz.
Futbol Federasyonu'nun başlattığı soruşturma da, "Etik-yitik tartışmalarının" ötesine gitmez, konu bile olmaz.
Ahmet Gökçek'in en büyük sorumluluğu, şimdiye verdiği sözleri ne kadar tutacağı.
Yani yıllarca ezilen, dert çeken, sıkıntı yaşayan, stattan başı önde çıkmak zorunda bırakılan Ankaragüçlüler, Ersun Yanal'ın yakın geçmişte yaşattığı mutlulukları bir daha yaşayabilecek mi?
Bu, sadece para pul ile yapılacak, başarılacak iş değil.
İyi profesyonellerin çalıştığı iyi bir ekip organizasyonu ve çok iyi bir konsantrasyon gerekli.
Başarı, iyi bir ekip, iyi bir ruh, iyi bir motivasyon ile mümkün.
Ankaragücü seven, Ankaragücü için çalışanların emeği, alın teri ile...
Ankaragücü ruhu ile...
Sözün özü:
Üç kuruşluk adama, 5 kuruşluk değer verirsen; aradaki 2 kuruşa seni satar...
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.