Hürriyet Gazetesi futbol yorumcusu Erman Toroğlu Ankaragücü Ankaraspor güçbirliği bağlamında kulüplerin mali yapısını sorgulamış
El koyun sayın Şimşek
Maliye görevini yapsa, kulüpler orta oyunu oynayamazdı. Rezaletler de ortadan kalkardı. Sayın Maliye Bakanım Mehmet Şimşek. Bu olaya bir el atın, bakın nelere şahit olacaksınız. Dudağınız uçuklamayacak, dudaklarınız kopacak ve konuşamayacaksınız.
MKE (Makina Kimya Endüstrisi) Ankaragücü 1910’da İstanbul’da, İstanbul Sanatkarangücü adı altında kurulan ve silah üreten fabrikanın takımı. Mustafa Kemal Atatürk, İstiklal Savaşı başlayınca diyor ki, “Bize İstanbul’da silah ürettirmezler, hep beraber Ankara’ya gideceksiniz ve orada fabrika kurarak orduya silah üreteceksiniz.”
Trene biniliyor ve Ankara’ya doğru yola çıkılıyor. Yolda düşmanla çarpışıyorlar, 8 tane şehit veriyorlar. Geliyorlar ve MKE Ankaragücü’nü kuruyorlar. Ankaragücü’nün geçmişi bu. Bilmeyenlere duyurulur.
Yıllar geçiyor, kulüp yavaş yavaş MKE’den uzaklaşarak şahısların eline geçmeye başlıyor. Bakmayın siz dernekler yasası statüsüne. Aşçısını, işçisini, çoluğunu, çocuğunu üye yapan kulübü ele geçiriyor. Kulüp şahıslara borçlandırılıyor, sonunda satılıyor. Bu satılma kelimesi de size ters gelebilir. Ama, kulüp başkanları veya yöneticiler borç para verdiklerini söyleyerek kulübü batağa sürüklüyorlar.
Kulübün gelirlerine temdit koyuyorlar. Ve sonunda paralarını, faizleriyle birlikte alıyorlar. Peki bu gösterdikleri giderler yasal mı? Onların günahı boynuna. Minareyi çalan mutlaka kılıfını hazırlamıştır veya çok namuslu hareket etmişlerdir. İki türlü olabilir. Buraya kadar herşey tamam. Hatta, kulüplerin defterlerinde araştırma da yaparsanız fazla bir şey bulamazsınız. Ve bu işler yıllardır böyle geldi, bundan sonra da gidecek. Bu yalnız Ankaragücü’ndeki gibi değil çok kulüpte böyle. Haksızlık etmeyelim.
Takıldığım konuyla ilgili sorum sayın Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’e olacak.
Sayın Bakanım, Türkiye’de maliye denen bir kuruluş olsaydı eğer bu orta oyunu oynanır mıydı? Kesinlikle hayır. Neden? Akıl vermek gibi olmasın. 20 sene ticaretle uğraştım ve bu işin en üst düzey okulunu bitirdim. Benim merak ettiğim konu şu Sayın Bakanım.
Kulüplere gelen bu yöneticiler iki sene sonra, üç sene sonra, beş sene sonra 2 milyon dolardan, 80 milyon dolara varana kadar kulüplerin kendilerine borçlu olduğunu söylüyorlar. Yani, bunlar kulübe sıcak para veriyorlar. Kendi söyledikleri bu. Peki, bu yöneticilerin kendi ticari hayatları araştırılsa, bazılarının kulüp başkanlığı yaptıkları dönemdeki ticari hayattan kazandıkları ve iş hacimlerine göz atılsa, devlete verdikleri kutsal vergiler sorulsa bütün bu olaylar ortaya kabak gibi çıkmaz mı? Ne dersiniz Sayın Bakanım. Niçin, böyle bir girişim yapılmıyor?
Bir restaurantta sigortasız bulaşıkçı yakalarsanız önce uyarı veriyorsunuz, sonra o müesseseyi kapatıyorsunuz. Ama bahsettiğimiz miktarlar milyon dolarlar. Ne dersiniz Sayın Bakanım?
Size bir şey daha söyleyeceğim. Kulüpler, birbirlerine futbolcu satıyorlar. Buralardan gelen paralar banka yoluyla mı geliyor, çekle mi, senetle mi? Bunlar denetleniyor mu?
Kulüplere transferlerden gelen paralar, o şahısların üzerine mi geçiyor. Ne dersiniz?
Yani Sayın Bakanım, maliye görevini yapsa bu kulüplerdeki rezaletlerin yüzde 80’i, 90’ı hallolur. İsterseniz bir işlemlere girin ve deneyin bakın nelere şahit olacaksınız. Dudağınız uçuklamayacak, dudaklarınız kopacak ve konuşamayacaksınız. Sayın Maliye Bakanım Mehmet Şimşek, nutkunuz tutulacak!..
ANKARAGÜCÜ ile Ankaraspor hülle yoluyla birleştiriliyor. Yani bir kulübün futbol şube sorumlusu, diğer gece rüya görüp diğer kulübe başkan olabiliyor. Bir takımın 7 futbolcusu bir anda öbür kulübe geçebiliyor. Bunların transfer paraları var mı, yok mu soran yok. Yani bu iki kulüp organik bağ içine giriyor.
Yakın geçmişte Gençlerbirliği OFTAŞ olayı vardı, biraz daha eskide Adanaspor-İstanbulspor gerçeği, biraz daha eskide de Bursaspor ile Merinos vardı. Vardı oğlu, vardı. Bu işler sezon başlamadan yapılsa tamam. Tamamen bağımsız yapılsa gene tamam. Çünkü Ankaraspor, anonim şirket. Yani, isterlerse bir kuruluşa satabilirler. Ama öyle yapılmıyor.
Ankaragücü şampiyon olacakmış. Ben Ankargücülüyüm. Büyük mutluluk duyarım. Ama bazı gerçekleri de balçıkla sıvayamayız. Çünkü Ankaragücü geçmişinde haketmediği halde Kenan Evren’in keyfiyle, “Bu takımı lige alın” emriyle lige çıkan bir takım. Onun yarasıyla yıllardır yaşıyor. Şimdi de böyle bir darbe yedi. Neden? Bir evvelki ve ondan evvelki başkan “Verdik” dedikleri paraları kurtarma yoluna gittiler de ondan. Doğru mu yapıyorlar? Bence, doğru yapıyorlar. Çünkü, Türkiye bunları hakediyor. Onlar çok zekiler, bizler gerizekalı... Bu şunu gösteriyor. Türkiye’deki insanların geneli aptal ve hıyar yerine konuyor. Yapanların da yanına kar kalıyor. Onlar ellerini ovuşturuyorlar.
Ankaragücü 8 şehit vermiş. Bence Ankaragücü esas şehitlerini şimdi veriyor. Ve çok yazık oluyor.
FUTBOL Federasyonu, yeni bir ekip kurulu kurdu. UEFA’nın isteğiyle, şike ve diğer konularda bu kurul kanaatini bildirecek. Ankaragücü ile Ankaraspor’un birleşmesi konusunda da ne yaparlar bilemem. Ama, çok değil yakın geçmişte Yılmaz Tokatlı paşanın başkanlığını yaptığı buna benzer bir kurul, aralarında Samsunspor Başkanı Adnan Ölmez, Ankaragücü Asbaşkanı Mehmet Kemal Ünsal ve Bülent Yavuz’un da adının geçtiği olayda, Tokatlı paşa, “Benim kanaatime göre bu iş gerçekleştirilmiştir” demişti. Ölmez’i haklı bulmuştu. Sonra ne oldu, hikaye. Gene yapanın yanına kar kaldı. O, Mehmet Kemal Ünsal şimdi nerede? Başkent’teki birleşimin sahnesinde. İsmi ve cismi orada duruyor.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.