TFF 1. Lig’de lider durumda bulunan Ankaragücü’nün Teknik Patronu İsmail Kartal ile Klasspor ailesi olarak keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Akıllardan geçen bütün soruları, lider takımın lider hocasına yönelttik ve o da büyük bir samimiyetle cevap vererek kamuoyunu aydınlattı. Getirdiği plan ve programla Beştepe’ye farklı bir hava katan İsmail Kartal ile yaptığımız röportajımızın ilk bölümü sizlerle…
Sezon başında bazı dostlarının Ankaragücü’ne gelmesi için rica ettiğini belirten İsmail Kartal, “Şu an lideriz ama şampiyon olmadık. Her şey bitmedi. Karakter olarak da büyük konuşan bir insan değilim. Sezon başında Ankaragücü’ne gelmek aklımda yoktu. Bazı dostlarım, Ankaragücü’nün başına geçmem için rica ettiler. Ankaragücü’nün köklü bir kulüp ve tutkulu taraftarlarının olması beni buraya getirdi. Ankaragücü’ne geldikten sonra 2-3 hafta keşif yaparak gözlem yaptım. Daha sonra kendimce tespit ettiğim eksikleri, bu kulübün orta ve uzun vadede neler yapması gerektiğini, neleri yapabileceğimizi tasvipledim“ dedi.
“LİG SEVİYELERİNİ ÇOK İYİ BİLEN BİR TEKNİK ADAMIM”
Her ligin kendisine göre bir seviyesi olduğunu kaydeden İsmail Kartal, “Lige yeni çıkan bir ekip olarak 16-17 oyuncu transferi yaptık. Ankaragücü’nde görev alıyorsanız bu kulübün hedefinin yüksek olduğunu bilirsiniz. Beklentilere iyi cevap vermek için ekonomimizin ve tesislerimizin iyi olması gerekir. Sezon başında geçen seneden kalan oyuncular vardı. Kısaca sezon başında ciddi bir kaos yaşadık. Yeni transferlerimizin birçoğunu hatır gönül ilişkilerimizi kullanarak ve dostlarımızı devreye sokarak buraya getirdik. Bu oyuncuları çok cüzzi bir miktara, bazılarına da harçlık bile vermeden buraya getirdik. Yeni oyuncular geldikçe eskiler ayrılmak zorunda kaldı. Kimseye saygısızlık etmek istemiyoruz ama her ligin kendine göre bir seviyesi vardır. Ben de bu seviyeleri çok iyi bilen bir teknik adamım” diye konuştu.
“FUTBOL BİR BİLİM DEĞİLDİR AMA BİLİMDEN DE FAYDALANILMALIDIR”
Almanya A Milli Takım Teknik Direktörü Joachim Löw ile çok iyi bir arkadaşlık ilişkilerinin olduğunu belirten Ankaragücü Teknik Direktörü İsmail Kartal, kendisini bahar aylarında bir maça davet edeceklerini söyledi.
Dünya futbolunundaki antrenman bilimini, tekniğini, mesafelerini, Türkiye’ye getirenin kendisi olduğunu vurgulayan Kartal, “Buraya geldiğimde camia ve medya benim kim olduğumu bilmiyordu. Dünyanın 1 numaralı hocası olan Joachim Löw benim çok iyi bir arkadaşım. Ben onunla Fenerbahçe’de beraber çalıştım, istediğim zaman görüşebilirim. Dünya futbolunundaki antrenman bilimini, tekniğini, mesafeleri, 7 sene önce Türkiye’ye getiren benim zaten. Almanya’ya Fenerbahçe kondisyoneri ve aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi’nde Prof. Dr. Alper Aşçı ile birlikte gittim. Orada 6 gün kamp yaptık. Alman kondisyonerler bize sunum yaptılar, biz de onlara sunum yaptık. Hızı nasıl geliştiririz, mesafeleri nasıl arttırırız diye konuştuk. Bunlar aylık ve yıllık planlamalarla olur. Futbol bir bilim değildir ama bilimden de faydalanılmalıdır. Biz 400 sayfa ile Türkiye’ye geldik. Fenerbahçe’ye Ar-ge kurulması gerekiyordu. Bunun maliyeti, 1,5 milyon avrodur. Başkan önce bunu istemedi sonra ikna ettik. Bunun, Fenerbahçe’nin Ar-ge’si olması gerektiğini söyledik. Buraya hangi hoca gelirse gelsin, bu bilimden faydalanması gerektiğini belirttik. Fenerbahçe bunu halen daha kullanıyor. Biz, o dönem becerisi yüksek oyuncular alamayacaksak fiziksel olarak Avrupa’daki rakiplerle mücadele edebilecek ve onlardaki oyuncular kadar koşabilecek oyuncuları almamız lazım dedik ve bu yapıya uygun kompakt bir oyunla o sene Avrupa’da yarı final oynadık. Bu, projenin katkılarını da bu şekilde almış olduk” şeklinde konuştu.
“3 KULÜPTE DE İMKANSIZLIKLARLA MÜCADELE ETTİM”
Fenerbahçe, Eskişehirspor ve Gaziantepspor’da çalıştığı dönemde kısıtlı imkanlarla mücadele ettiğini sözlerine ekleyen Ankaragücü Teknik Direktörü İsmail Kartal, “Ben, kendimi biliyordum. Çok fazla ön plana çıkmayı seven bir insan değilim. Fenerbahçe’de ayrıldıktan sonra Eskişehir’e gittim. Orada 4 hafta çalıştım; baktım para yoktu, transfer yapamayacaktık, yönetim zor durumdaydı. Hem kendimin hem de Eskişehirspor’un yıpranmaması için oradan ayrıldım. Kulüp Başkanı, bana gitmemem için rica etti ama orada başarılı olamayacağıma inandığım için ayrılma kararı aldım. Geçen sene de Gaziantep’e gittim, ligin başlamasına 20 gün kala göreve geldim. Elimde 10 tane futbolcu vardı, altyapıdan da 10 oyuncu çağırdım. Sezonun ilk maçı olan Gençlerbirliği karşılaşmasına 15 kişi çıktık. Bu maç öncesinde terör olayları oldu, yabancı oyuncular uyumadı. Kaotik bir ortamda maça çıktık. Daha sonra ligin 10-11. haftasında 7. sıraya kadar yükseldik. Bu süreçte para problemleri meydana çıktı. Bu işler ortaya çıkınca oyuncular işlerine konsantre olamadılar. 15. hafta dolaylarında da ben oradan ayrıldım. Ben hep kısıtlı imkanlar ile kulüplerde çalıştım, o yüzden bir yere kadar bir şeyler yapabildik. Fenerbahçe’deyken de devreyi lider bitirmiştik ama imkansızlıklar nedeniyle transfer yapamadık. Kurşunlanma olayı yaşadık, kıl payı şampiyonluğu kaçırdık. 1 yıl önce Ersun Yanal’lı takımla aynı puanı alıp şampiyon olmuştuk ama o sene 3 puan farkla şampiyonluğu kaçırdık” dedi.
“GEÇEN HAFTA PARA ALDIK”
Sezon başında zor bir ortamla karşı karşıya kaldığını belirten Kartal, “Son saniyede transfer yasağını kaldırdık. Hiç peşinat almadan bazı oyuncuları buraya getirdik. İlk 3 haftada santroforsuz ve sağ beksiz maçlara çıktık. Bazı oyuncuların parasını veremediğimiz için başka kulüplere gittiler. Biz de başka oyunculara yöneldik. Geçen haftaya kadar çoğu oyuncumuz peşinatlarını almadan maça çıktılar. Ben de para almamıştım. Geçen hafta takıma biraz para dağıtıldı. Bu çocuklar 5 ay boyunca bir şey almamıştı. En kötü günlerimizde bile çok iyi çalışarak, içsel huzurumuzu sağlayarak inancımızı ortaya koyduk” ifadesini kullandı.
“TRANSFERDE, YÜZDE 60 ORANINDA BAŞARILI İSE İYİSİNDİR”
Kazanmanın vermiş olduğu mutluluk ile her maça daha büyük bir özgüvenle çıktıklarını belirten Teknik Patron İsmail Kartal, “Çalışanın formayı aldığı bir ortam var. Forma verilmez, alınır. Dürüst bir antrenörseniz böyle davranmanız gerekir. Hayatım boyunca hakkaniyete önem verdim. Geçen seneden kalan Alihan, Kenan ve Korcan, takımda oynuyor. Transfer ettiğim oyuncular, kenarda otururken bunlar oynuyor. Her transfer ettiğim oyuncu, doğru isim olacak diye bir şey yok. Futbolda, yüzde 60 oranında transferleriniz başarılı ise siz çok iyisinizdir demektir. Biz de başarılıyız. Biz, çok önemli bir eşiği geçtik. Şu an gelinen noktada, iyi durumdayız. Kazanmanın vermiş olduğu mutluluk ile her maça daha büyük bir özgüvenle çıkıyoruz. Herkes bilsin ki; kaybetsek de mücadelemizi yerde bırakmayız” diye konuştu.
“ANKARAGÜCÜ GİBİ OYNAYALIM, GEREKİRSE KAYBEDELİM!”
Ümraniyespor maçının devre arasında oyunculara, ‘Ankaragücü oynayalım, gerekirse kaybedelim’ mesajını verdiğini ifade eden Kartal, “Ümraniyespor maçının ilk yarısına 1-0 geride gittik. İlk devre istediğim şeyleri takımda göremedim. Oyuncuların üzerinde baskı vardı. Soyunma odasında oyunculara, ‘Kendiniz gibi olun. Ankaragücü gibi futbol oynayalım; bu maçı da kaybedelim, hiç önemli değil’ dedim. Bu maç öncesinde 1 hafta boyunca bir taktik çalışmıştık; önde pres ve baskıyı doğru planlayarak yaparsak istediğimizi alırız demiştik. Takım halinde bunu yapmamız gerektiği üzerinde konuştuk. Doğru pozisyon ve doğru savunma üzerinde durmuştuk. Soyunma odasında bunları istediğimi söyleyerek oyuncuları sahaya gönderdim ama ikinci golü de böyle attık. Biz, çok çalışıyoruz ve çok koşuyoruz. Bunu istatistiki verilerde de görüyoruz. Bundan sonrası nasip kısmet” dedi.
Ankaragücü’nün standartlarını yükseltecek hamlelerde bulunduklarını vurgulayan İsmail Kartal, “Sezon başında yasağı kaldıramasaydık eski oyuncular ve altyapıdan çıkanlar ile yolumuza devam edecektik ama son dakikada yasağı kaldırdık. Yasağı kaldırma noktasında benim bir şeyim olamaz. Başkanımız ve yöneticilerimizin katkısı ile yasağı kaldırdık. Benimle bir ilgisi yok. Bazı konularda dostlarımızın sponsorluk yardımı oldu. Profesyonel takıma yakışan odaların oluşmasını istedik. Bazı dostlarımızı arayarak odalarımızda bulunan yatakları, yorganları, dolapları, koltuk takımları, televizyonları, klimalar, buzdolapları yenilettik. Ankaragücü’nün oyuncularının temiz odalarda dinlenmesini sağladık. Eksikleri halen daha gidermeye çalışıyoruz. Yöneticimiz Osman Kandaş’ın katkıları ile sahanın kenarına kondisyon salonu yapılıyor. Bunlar, Ankaragücü’nün vizyonunu ve misyonunu ileriye taşıyacak çok önemli hamlelerdir. Ankaragücü’nün standartlarını yükseltiyoruz” dedi.
“OSMAN GAZİ KANDAŞ SAYESİNDE SPOR SALONU YAPILIYOR”
Yöneticilerden Osman Gazi Kandaş’ın Ankaragücü’ne kapalı spor salonu yaptırdığını söyleyen Ankaragücü Teknik Direktörü İsmail Kartal, “Ankaragücü’nü belli bir yere getirdik. Buradan bir hamle sonrasında Süper Lig’e çıkabilir, ondan sonra da Avrupa Kupası’na gidebiliriz” diye konuştu.
İsmail Kartal, ifadelerini şu şekilde devam ettirdi:
“Ankaragücü, son senelerde biraz geri planda kaldı. Kulübün içinde bulunduğu imkansızlıklar ve kaos ortamı, Ankaragücü’nün her anlamda geri planda olmasına neden olmuş. Her beraber mücadele ederek bunların üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Halen daha imkansızlıklar devam ediyor. Bu derecedeki köklü bir camianın daha iyi yerde olması gerekir. Yöneticimiz Osman Gazi Kandaş, bize kapalı salon yapıyor. Allah razı olsun ondan. Ankaragücü’nün kalıcı malı olacak o. Herkesin gıpta ile izleyeceği bir salon yapıyoruz. Birçok yöneticimizin yoğun çabası var. Ankaragücü’nü belli bir yere getirdik. Buradan bir hamle sonrasında Süper Lig’e çıkabilir, ondan sonra da Avrupa Kupası’na gidebiliriz. Bunlar hayal değil. Bunları başarmak için sadece bir dokunuş lazım bize. Camiayı harekete geçirecek bir organizasyon ve kaynak lazım”
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.