Hürriyet Gazetesi Spor Yazarı Atilla Türker bugün köşesinde ilginç bir iddia attı ortaya...
İşte o çok konuşulacak yazı
Ben, İlhan Cavcav’ın yerinde olsam, hakkımda yapılan ağır eleştiriler karşısında değişik arayışlar içine girmezdim. Örneğin, bu eleştirileri kaleme alan spor yazarını, üstlerine şikayet etmezdim.
Ne yapardım? Oturur düşünürdüm. “Gençlerbirliği niye bu halde” diye muhakeme yapardım.
Cavcav’ın başkalarına kızmaya, dert yanmaya ve şikayet etmeye hiç hakkı yok. Kendi yapıyor, kendi buluyor.
Tek adam olarak her işe kendi imza atıyor.
Ne kadar şanslı olduğunu da unutuyor... Bakar mısınız tabloya: Ortada muhalefet yok...
Taraftar yok denecek kadar az.
Medya ise sesini çıkartmıyor.
Ohh, ne güzel... Dikensiz gül bahçesi!
Medyada çıkıntılık yapanları da kendisi engellemeye çalışıyor.
Oysa, bilgi ve deneyimini kulüp için harcasa, çok daha yararlı bir iş yapmış olur.
En azından başarır.
Mutlu olur.
İlhan Cavcav, yazdığım yazılar nedeni ile hakkımda dava açacağını iletti.
Hayhay, buyursun açsın.
Acaba, hakime ne diyecek?
Bakın size bir anekdot aktarayım.
Yaklaşık 20 yıl önceydi... Fotospor Gazetesi, “en çirkin ve en yakışıklı futbolcu” başlıklı bir anket düzenledi... En yakışıklı futbolcu olarak Metin Tekin, Semih Yuvakuran, Aykut Kocaman gibi isimleri aday gösterdi.
En çirkin futbolcu olarak da bir numaraya Beşiktaşlı Recep Çetin’i koydu.
Hani, yanlış bir tercih de değildi... Recep, gerçekten çok çirkindi.
Bu anketin duyurulduğu gün, Beşiktaş soyunma odasında yaşanan diyalog, hala hafızalardadır.
Çok sinirli bir şekilde soyunma odasına giren Recep, “O gazetenin genel yayın yönetmeni hakkında dava açacağım. Süründüreceğim. Mahvedeceğim” der.
Yakışıklılığı ve yeteneği kadar, müthiş esprileri ile de tanınan Metin Tekin ise şu karşılığı verir:
- İyi de Recep, hakim seni görünce dava otomatikman düşer... Ne diyeceksin hakime? Ben çirkin değilim mi diyeceksin.
Recep sessiz kalır... Dava açmaktan vazgeçer.
Haliyle ben de şimdi soruyorum:
Hakime ne diyeceksiniz İlhan bey? Gençlerbirliği’nin durumu ortada.
Dava hemen düşer.
İlhan Cavcav, “kötü yazılar sonrası futbolcularımın morali bozuluyor” diyor.
İyi de, kötü neticeler sonrası da Gençlerbirliği’ni sevenlerin morali bozuluyor.
Kulüp yöneticileri, teknik adamlar ve futbolcular, görevlerini iyi yaptıkları taktirde, herhangi bir eleştiriye maruz kalmazlar.
Ortada kötü bir tablo varsa, eleştiriden doğal ne olabilir ki?
Dünyanın her yerinde bu böyledir.
Herkesin işini düzgün yapması gerekiyor.
Sizler, yanlış icraatlara imza atacaksınız, kulüp aşkı ile yanıp tutuşan insanların duyguları ile oynayacaksınız, sonra da tek görevi yazmak olan insanların ekmeği ile oynamaya kalkacaksınız.
Böyle olur mu?
Türkiye’nin en hoşgörülü, en sessiz spor medyası Ankara’da, bunu bile unutacaksınız, sonra da düşüncesini özgürce yazmaya çalışan kişileri engellemeye çalışacaksınız.
Reva mı bu?
Gençlerbirliği şampiyonluğa oynayacak.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.