Gençlerbirliği için herkesin her şeyi konuştuğunu söyleyen Ümit Özat, “Burada sorun ben değilim. Herkes kendi antrenörünü getirmek istiyor. Dedikodu değil iş yapsınlar” dedi
Geçen sezonun ilk haftasında sahaya çıkan 11’inden yalnızca 5 futbolcusu bugün takımda kalan Gençlerbirliği’nin teknik direktörü Ümit Özat, yoğun transfer ve idman programının arasında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özat, 4 futbolcu ve 1 kalecinin transfer edilmesi halinde en azından ligdeki yerlerini koruyacak bir güce sahip olacaklarını söyledi. “Özel bir sezon olacak” diyen Özat, “Rahmetli İlhan Cavcav olmadan, stadyumsuz bir sezona hazırlanıyoruz” dedi. Yaptığı diyetin iyi gittiğini belirten Özat, 7 kilo verdiğini ve ocak ayına kadar 20 kilo vermeyi planladığını söyledi.
“Eksiklerimiz var”
-Sezon öncesi coşku olarak güzel bir başlangıç oldu. Milli takımlardaki futbolcular izinli, aramıza katılacaklar var. Eksiğimiz bulunuyor. Kadroyu koruyamadık biz. En azından Serdar, Aydın kalsa, Selçuk da gitmemeyi tercih etse iyi olurdu. Selçuk’a 2 ay önce bir mukavele önerildi ama olmadı. Anıl, Ferhat ve Ring de takımdan ayrıldı. Ferhat gitti Ndiaye geldi, Serdar Gürler gitti Serdar Özkan geldi, Aydın gitti Ahmet geldi; ekstra bir oyuncu Skuletic oldu. Aydın ve Serdar’ın alternatiflerini zaten alacaktık onlar gidince yenilerin yedeklerini yine almamız lazım. Selçuk gittiğine göre orada 2 tane 6 numara pozisyonunda oyuncumuz var. Alexandr ve Issah. Oraya bu durumda bir oyuncu almamız lazım bir de Khalili’nin alternafini takıma kazandırmamız gerekiyor. Çünkü 8 numarada başka isim yok. Anıl gitti, sol bek ve bir de yedek yerli kaleci almamız lazım. Eldeki mevcut kadro iyi ama endişe yaşamak istemiyorsak 2’si nokta atışı yabancı olmak üzere 4 isim ve 1 kaleci takviye etmemiz şart.
-Bu takımda Djalma, Hleb ve Stancu varken Serdar yedekte kalıyordu. Kimse Serdar’dan böyle bir çıkış beklemiyordu belki de. Bu yıl Skuletic’in tek başına bu işi çözeceğini düşünmüyorum. Vedat’ın yabancı statüsünde olması bizi zorluyor. Yerli olsa elimizi rahatlatırdı. Tercihlerimizi ona göre ayarlamak zorunda kalıyoruz. Vedat’a çok şans verdim. Bu sene nasıl bir gelişim gösterecek önemli. Ocak’a kadar ki performansı benim için değil kulüp için önemli. Az gol attı, iyi de bir bonservis ödenmişti. Bunun karşılığını vermeli. Yani bir yerli golcü alabilsek iyi olur. Ben değişiklik haklarımı ofansiften yana kullanıyorum. İdeal bir 4’lü forvet kadromuzu güçlendirir.
“Burası benim evim”
-Orada benimle ilgili yanlış bir algı var. ‘Sen pazarlamacı mısın?’ diye yazıyorlar, bu takım nasıl ayakta kalmış. Üstelik yaz döneminde gidenler kulübe para da kazandırmadı. Bir futbolcuya 15-16 milyon TL verirlerse hiç kimse ‘göndermeyin’ diyemez. Bu sefer de yönetim ile ters düşersin. Bu kulübün yapısı futbolcu yetiştiren, ilk 8’de, ilk 10’da yer bulan bir kimliğe sahip. Bana eleştiriler geliyor, altyapıdan futbolcu oynat diye. Burası benim evim ya. Burada da yetişmişim. Keşke 11 altyapıdan yetişmiş isim ile mücadele etsek. Ancak gelen teklifler bu kulübün koruması gereken dengelere ters. Hem yetiştirip, hem de mücadele eden bir ekibiz. Ne güzel diyorsun, geçen yılın başından sadece 5 futbolcu kalmış kadroda diye. Yoğun bir çalışma halindeyiz.
-Sürekli takip halindeyiz. Dün bana bir oyuncu önerildi, 500 bin avro bonservisi var. Kendisine de ödenecek tutarı düşünürsek ben o fiyata Welliton’u almadım. Para benim cebimden çıkmıyor ancak 1 milyon 250 bin avro bir futbolcuya verirsek diğerlerine bu durumu anlatamayız. Kimin ne alacağı kimseyi ilgilendirmez ancak Türkiye’de herkes bunu kovalıyor. 25 kişilik kitleyi bir arada dengede tutabilmek önemli. Bize takım oyuncusu lazım.
-Olabilir! Kamp dönemindeki performans da önemli olacak. El, kol hareketleri ile kendini takım üzerinde gören isimleri istemiyorum.
-Kim kaldı ki! Onlardan resmi bir teklif gelmedi diye biliyorum.
-Ümit Özat yerine yabancı bir isim olsa ve bazı şeyler açıklasa ne duyarlı derler. Altyapı hakkında konuşsa ne kadar iyi derler. Biz dediğimiz zaman işine bak oluyor ama... Dediklerin haklı. Fenerbahçe’de oynarken de 100. yıla özel çalışmalar olmuştu. Burada da çalışmalar var. Aslında hep birlikte bu işe kafa yormalıyız. Ben sabah gidip altyapıyı izliyorum. Antrenmandan önce çalışmaları varsa takip ediyorum. Belki orada da değişimler olmalı. Hoca değişikliği yapılmalı. Öyle değil mi orası bu takıma oyuncu yetiştirmiyor mu? Ama işte çok farklı yorumlar yapılıyor bunlara. Ben kendi alanımda kalmaya çalışıyorum. Herkes kendine bi alan bulmuş ilgileniyor ama kapalı kapılar arkasında herkes futbol takımıyla ilgileniyor, dedikosunu yapıyor. O zaman herkes kendi alanında kalmalı. Bizim formamızı kaliteli isimlere de giydirmemiz lazım ve tribünler dolmalı bunun için bir şeyler yapılmalı.
34 deplasman maçı
-Yani 40 yılın en zor sezonu olacak diye düşünüyorum ben de. Herkesin bir bütün olması, taşın altına elini koyması gerek. Kulüp bu sezonu atlatırsa sonra kim gelirse gelsin burası 40 yıl daha yıkılmaz. 34 deplasman, stadyumsuzluk ve muhtemelen İlhan Cavcav sezonu. Takımı iyi kurmamız lazım. Evime götürmek için oyuncu istemiyorum, takıma istiyoruz. İyi futbolcu ile iyi futbol oynanır. Geçen yılın en az maliyetli takımı Gençlerbirliği, son yılların en iyi derecesini yapmış. Hangi badirelerin üzerine. Bizim yaptığımız şeyler, isteklerimiz bir yabancı tarafından olsa çok farklı algılanır. Burası benim nefes aldığım tek yer. Burada, koltukta yatıp kalkıyorum.
-Birgün bir yönetici ile Fransa’ya uçtuk. Bana “Seni böyle bilmiyordum” dedi. E ben herkesle tek tek uçamam ki! Uçuyum mu ne yapayım? Ben kime ne yaptımki de beni negatif görüyorlar. Samsun’da yaşadığım olaydan sonra kavgacı oldum. Kiminle olan ilişkimde benden kaynaklı bir sorun oldu. Antrenmanlarımız açık, kapımız da açık. Ben iftiraya tahammül edemiyorum. ‘Pazarlamacı’ ne ya. Taraftarlık ayrı, gazetecilik ayrı. Benim bu takımı düşündüğüm kadar kim düşünebilir. Ankaragücü’nü çalıştırırsın ‘Gençlerli’ derler, Gençlerbirliği’nde ‘Ankaragücü’nü çalıştırdı’ derler. Bu bizim ekmek paramız yarın başka yerlerde de olabiliriz. Vicdanın rahat olmalı. Kafanı yastığa koyduğunda huzurlu olmak önemli. Taraftarın da istekleri var evet ama bunlar benim tek başıma yapabileceğim şeyler değil. Ben de isterim altyapıdaki tüm futbolcuları oynatmayı. Türkiye’deki sistem buna izin vermiyor. Gençlerbirliği’nde sorun Ümit Özat değil, herkesin getirmek istediği bir antrenör var. Buradan mesajı alan alır. Benden rahatsız oluyorlar. Ben çalıştığım yerin menfaati için bir şeyler yapıyorum. Herkes antrenman izlesin, gelsin görüp beni öyle eleştirsin. Ama oturduğu yerden eleştirmesin, bu kolay olan. Eleştirmek ile iftira farklı şeyler. Sen de eleştiriyorsun beni ama yarın ben buraya deplasmana geldiğimde birbirimizi görüp selamlaşıp, konuşabilmek önemli. Ante Kulusic üzerinden de pek çok kişi bir şeyler söyledi, yazdı. Onun burada ne için tutulduğunu ben biliyorum. Ayrıca menajerler de bana gönül koyuyor. 50 menajerin her birinden oyuncu mu alacağız? Birinden almadın mı dünyanın en kötüsü sensin. Babam bi futbolcu söylese işime gelmiyorsa almam. Düşmanım bir futbolcu söylese işime yarıyorsa alırım.
-Bütün ekibi ben kurdum. Çoğu benim eski futbolcum. Gençlerbirliği ve Ankaragücü’nde oynamış isimler. Belki de ligin en geç ekibi olabiliriz. Aramızdan ayrılanlara emekleri için teşekkür ediyorum. Biz heyecanla yeni sezonu bekliyoruz.
“Önemli olan bir şeyler öğrenmek”
Hazırlık maçları yoğun bir programda zorlu geçecek. Önemli ekiple rle karşılaşacak takım.
-Güçlü takımlarla oynamayı ben istedim. Kolay rakiplerle oynayıp 5 gol atacağımıza mağlup olalım. Önemlisi bu maçlardan bir şey çıkarmak, öğrenmek.
-5’li, 3’lü savunma deniyoruz. Bizim oyunsal olarak bir oturmuş düzenimiz yok ki. Bir de taktik çalışması daha önce pek yapılmamış. Futbolcular uyum sağlasın, bilsin. Farklı şekillerde oynamayı öğrensin. Futbol, neden basketbol gibin oynanmasın. Antrenör her daim oyunun içinde olsun. Real Madrid’i 5’li savunmayla oynatmak saçma ama bizler mevcut sistemde bazen puan kovalamak zorundayız. 3 milyon avro’ya oyuncu mu alıyoruz ki şampiyon olmamız bekleniyor. Başakşehir’de 4 futbolcunun maliyeti 20 milyon avro. Bizim bütün takım 5 milyon avro. Şampiyonluğa oynamayı herkes ister ama ben reailst hareket ediyorum. Hata elbette olacak ama niyetler kötü olmasın. Ben bu kulüpte nerenin patates tarlası, nerenin mayın tarlası olduğunu biliyorum. Burada maalesef dedikodu çok. Herkes işini yaparsa dedikodu azalır. Gecemi, gündüzümü harcıyorsam elbette takımla ilgili kararlarda etkim olacak. Biz takviyeleri yapmazsak, devre arası daha fazla para harcanır.
-Tüm kulüpler yoğun bir mesaide. ‘80 milyon TL gelirim olacak’ diyen Malatyaspor, Dia’yı alıyor. Ayak uydurmamız şart. Biz sahaya çıkıp oynayacak değiliz. 6 gün ders veriyoruz, futbolcular da 1 gün çıkıp kulüp için oynayacak. 4 kaliteli futbolcuyu alırsak diğer güçlenen takımlarla mücadelemiz o kadar iyi olur. 4 büyükler ile Başakşehir ve Antalyaspor ilk 6’nın favorisi. Bunu inkar edemeyiz. Sıralamayı bilemem. Antrenör şansı diye bir şey de var. Mesela Bursaspor’u çalıştıracak kişi, son maçta ligde kalmış bir takıma gelecek. 10. olsa başarı sayılır. Geçen sezonu unutturmak için çıkış yapacaklar. Sivasspor transfer yapıyor. Biz en azından konumumuzu korumalıyız. Herkesin yeni tesisi, stadı var. Bizim tesisimiz var ama stadımız yok. 6 ve 10.’luk arasında ilk etapta yer bulmak isteyeceğiz.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.